Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Güzel ruh’un komik trajedisi

14 Nisan 2022 Perşembe

Fransa başkanlık seçimlerinin birinci turunda, solun önemli bir kesiminin aldığı tutum bağlamında, bir “güzel ruh” durumunun komik trajedisine tanık olmuş bulunuyoruz. “Sol”un bir kısmı birinci turda, sosyalist bir adaya, politikalarını tam olarak beğenmediği (yeterli bulmadığı) için oy vermedi. Şimdi ikinci turda yeni faşizmi önlemek için, merkez sağın, büyük sermayenin adayına oy vermek zorunda kalacak!

FIRSATI KAÇIRMA FIRSATINI ASLA KAÇIRMAYANLAR

“Güzel ruh” durumuna daha yakından bakmadan önce, gelin birinci tur sonuçlarını bir kez daha elden geçirerek solun, “fırsatı kaçırma fırsatını asla kaçırmama” geleneğini yakından görelim. 

Macron, oyların yüzde 27.8’ini alarak ikinci tura atladı. İkinci turda Macron’un karşısına yüzde 23.1 oy oranıyla yeni faşizmin liderlerinden Le Pen çıkıyor. Oyların yüzde 22’sini alan solun en güçlü adayı Melanchon, Le Pen’i geride bırakarak ikinci tura kalma şansını yüzde 1.1 farkla kaçırdı. Şimdi dikkat: Melanchon dışında kalan solun diğer adaylarının aldıkları oyların toplam içindeki payı yüzde 10.1. 

Kısacası solun oyları Melanchon’da toplansaydı, solun adayı ikinci tura, yüzde 32.1 ile büyük sermayenin adayı Macron’u bile geride bırakarak girecekti. Hadi bunu bir kenara bırakalım ama Melanchon, soldan yalnızca 1.2 puanlık ek oy alabilseydi ikinci tura kalabilecek, bu kadar az bir puan farkı bile Fransa’da bir “siyasi deprem” yaratabilecekti.

Birincisi: Sol bir zafer kazanmış olacak, bu ivme ile yeni bir toparlanma süreci olasılığı gündeme gelebilecekti. Dahası, ikinci turda tüm sağ ve yeni faşist partiler, zorunlu olarak Macron’un arkasına dizilecek, böylece saflar 1968’den bu yana ilk kez bu kadar belirgin ve keskin biçimde belirlenmiş olacaktı. Üçüncüsü, seçim kampanyaları boyunca işçi sınıfının kimi kesimlerinin Le Pen ve Melanchon arasında (kültür ve ekonomi) yalpaladıkları görülüyordu. Yeni faşist partiler ikinci tura kalamayarak başkanlık yarışından dışlandıklarında kaçınılmaz olarak gidip büyük sermayenin adayı Macron’u destekleyecekler ve işçi sınıfının kararsız kesimlerinin bir kesimi, en azından Macron’dan midesi bulananlar, Melanchon’a (sol adaya) yönelmek durumunda kalabilecekti. Bu koşullarda sol, başkanlık seçimlerini kazanamasa bile yerli ve göçmen işçi sınıfı içinde, güçlü bir temsil ilişkisi inşa etmesine olanak verecek bir kültürel ve ahlaki konuma yerleşebilecekti. Böylece sosyalizm, kapitalizm karşısında yeniden tarihsel yerini alabilme şansını yakalayabilecekti. Fransa’da “güzel ruh” bu şansı göz göre göre kaçırdı! 

VE ‘GÜZEL RUH’

“Güzel ruh” (Hegel), “ruhun”, benliğin (self) saf hali ile kendini dışsallaştırarak gerçek bir varoluşa sahip olma gereksinimi arasındaki çelişkiye takılıp kalmış, gerçek bir varoluşa sahip olmayan durumuna ilişkindir. Bu durumun farkına varan “güzel ruh” yakınmalar ve yeis içinde kendini helak eder. Bir tarafta, saf, kirlenmemiş, ama gerçek bir varoluştan yoksun benlik, diğer tarafta gerçek bir varoluşa sahip olabilmek için dışsallaşmak, saflığını kaybetmek, “kirlenme” gereği... “Güzel ruh”, “Dünyanın, kendi yüce ideallerinin gerçekleşmesini engelleyen acımasız koşullarından (ya nesnel ya da öznel koşullar hep yetersizdir) sürekli yakınır”.

Burada esas sorun, “güzel ruhun”, “saflığını” (siyasi tutarlılığını vb.) korumaya çalışırken edilgen kalması değildir. Sorun, bu edilgenliği yaratan etkinlik tarzıdır. Bu etkinlik ise dünyayı, müdahale etmeyi olanaksız kılacak bir biçimde betimlemekle (söylemle) ilgilidir. “Bu yakınmalar yakınılan koşulların yeniden üretilmesine hizmet eder.” “Güzel ruh” için “savaş”, pratikte kaybedilmeden önce, simgeselde (söylemde) kaybedilir...

Türkiye’de de yakın zamanda bir seçim olacak (olabilirse). Şimdilik, görünen o ki sosyalist hareket, bu seçimlere, kendi ortak seçeneğini ve önerisini üreterek halkın karşısına koyamadan girecek. Böylece de hiçbir pazarlık gücüne sahip olamadan, kaçınılmaz olarak pasif bir biçimde, “tıpış tıpış”, “sosyal demokrat” iddialı ama daha çok Demirel’in Adalet Partisi’ne benzemeye başlayan bir partiye oy vermek zorunda kalacak. 

Ben bu “güzel ruh” durumunun, siyasetin gereksinimleriyle teorinin gereksinimlerini, taktik ile stratejiyi, grup çıkarı ile sınıf çıkarını birbirine karıştırmaktan da kaynaklandığını düşünüyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları