Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bu bir uygarlık krizi mi?

14 Mart 2022 Pazartesi

Rusya ve Ukrayna, dünya buğdayının yüzde 30’unu üretiyor, bunun yüzde 40’ını Ortadoğu ve Afrika ülkelerine ihraç ediyorlar. Rusya dünya enerji piyasaları ve jeopolitiği içindeki büyük aktörlerden biri. Ukrayna savaşının tüm dünyada hissedilmeye başlayan etkileri, kapitalist uygarlığın halkının gıdasını ve ekonomisinin enerji girdilerinin tedarikini güvenceye almakta giderek zorlandığını gösteriyor. Bu noktaya gelen bir uygarlık, toplumsal dokusunun eninde sonunda çözülmesini kültüre ve ideolojiye dayanarak önleyemez; ayrıcalıklarını korumak isteyenler de giderek daha çok şiddete başvurmak zorunda kalırlar. 

GIDA VE ENERJİ

Gıda ve enerji fiyatları Ukrayna krizinden önce artmaya başlamıştı. Örneğin, 24 Nisan 2020’de varil fiyatı 21 dolara gerileyen Brent ham petrolün varil fiyatı, 29 Ekim 2021’de 87 dolara yükseldi. Ukrayna savaşıyla birlikte hızla tırmanan Brent varil fiyatı bir haftadır 100 doların üzerinde dalgalanıyor.

Birleşmiş Milletler Gıda Örgü’nün (FAO) Et, mandıra ürünleri, tahıllar, yemeklik yağlar, şeker gibi ürünlerin fiyatlarını da izleyen gıda fiyatları indeksi 2000’li yılların başından bu yana artıyor. 2004 yılında 65.6 düzeyin de olan indeks, finansal krizin de katkılarıyla 2008 yılında 117.5’e, 2011’de 131.9’a tırmandı. 2017 yılında 91.9’a gerileyen indeks yeniden artmaya başlayarak 2021’de 125, 2022 şubat ayında da tarihsel bir rekorla 140.7 düzeyine ulaştı. İndeks, tahıllarda ve yemeklik yağlarda çok daha hızlı artarak sırasıyla 144.8’e ve 207.7’ye ulaştı. Mısır ve buğday fiyatları da Ukrayna savaşı arifesinde, bir önceki yıla göre yüzde 26 ve 23, makarnalık buğdayın fiyatı da bir önceki yıla göre yüzde 90 artmıştı.

Gıda piyasalarında, perakende fiyatlarının petrol fiyatıyla, petrol fiyatının gübre fiyatlarıyla ilgisini göz önüne alınca, bu piyasalarda fiyatların artmaya, dünyada özellikle de Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da açlığın daha da yaygınlaşmaya devam etmesini beklemek gerekir.

Gerçekten de Birleşmiş Milletler bünyesindeki, FAO, Dünya Sağlık Örgütü, UNICEF gibi kurumların 2020 yılında birlikte hazırladıkları bir rapora (The State of Food Security and Nutrition in the World- Dünyada gıda güvenliği ve beslenmenin durumu) göre, “aç” olarak tanımlanan nüfus, 2014 yılından 2019 yılına kadar 60 milyon kişi artmış. Dünya Gıda Programı’nın araştırmaları, 2019-22 arasında, açlık sınırında ve altında yaşayan nüfusa 232 milyon kişi eklendiğinin gösteriyor. FAO, önümüzdeki aylarda gıda fiyatlarında yüzde 22’ye varan artışlar bekliyor. Buğdayda da “gelecek piyasalarında” (future markets) fiyatların şubat ayında yüzde 70 artması, gıda fiyatlarının üst sınırları zorlamaya devam edeceğini gösteriyor. 

MALLAR VE ÜLKELER

Gıda fiyatları artışlarının arkasında, iklim krizinden kaynaklanan kuraklık, yüksek sıcaklıklar, sellerin toprakları aşındırması, geçen yıllarda aniden çoğalan çekirge sürüsü işgalleri gibi uzun dönemli etkenlerin yanı sıra, bu etkenlerden kaynaklanan göçlerin, topluluklar arası çatışmaların da etkisi var. Tedarik zincirlerindeki kırılmalar, bu kırılmaları ağırlaştıran ekonomik ambargolar da gıda ve enerji fiyatlarını yukarı doğru itiyorlar. 

Ukrayna savaşı gıda ve enerji piyasalarında dengeleri daha da bozdu. Ukrayna’dan buğday, mısır ve bitkisel yağ ithalatı aksadı. Ukrayna’da buğday mısır ve ayçiçeği üreten toprakların halen yüzde 30’unda yeni sezon ekimlerin aksaması hatta gerçekleşmemesi bekleniyor. Bu bağlamda mayıs ayının çok kritik olduğuna işaret ediliyor.

Özetle, buğday, mısır, yemeklik yağ üretimi, tedariki aksıyor, fiyatlar da artmaya devam ediyor. Un ve ekmek fiyatlarının da bunları izlemesi kaçınılmaz. Diğer taraftan, gıda malları piyasalarındaki istikrarsızlıklara tepki olarak Endonezya palmiye yağı, Macaristan tahıl, Sırbistan tahıl, bitkisel yağ, un ihracatını, Mısır buğday ihracatını kısıtladı. Bu ve benzeri girişimler gıda tedariki krizini daha da derinleştirecektir. 

Özetle, iklim krizi (yangınlar, su baskınları), açlık, pandemi, savaş ve bunlardan kaynaklanan ölümler, kapitalist uygarlığın sürdürülebilirlik sınırını aşmakta olduğunu düşündürüyor. Türkiye’nin adı da Ortadoğu ve Afrika’nın yanında, en çok etkilenecek ülkeler arasında geçiyor. Ortadoğu ve Kuzey Afrika siyasi istikrarın ekmek fiyatına endeksli olduğu bölgeler. Tarih yeni ayaklanmalara hazır olun diyor!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları