Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Türkiye'de Cemaatleşme...
Bir süredir internet ortamında adımla gezinen bir yazı var.
\nBu yazı ‘Fethullah Gülen Neden Hacca Gitmedi?’ başlığını taşıyor, bir açıklama yapıyor, benim de adımla dolaşıyor.
\nHemen belirteyim ki -daha önce de belirttim- bu yazı benim değildir.
\nHiçbir yazımda sadece Fethullah Gülen değil, hiç kimsenin adının geçtiği bir polemik yoktur.
\nFethullah Gülen’in hacca gidip gitmemesi konusu benim ilgimin de dışındadır, bilgimin de dışındadır.
\nBu yazıyı yazan kimse imzasını atmaktan çekinerek bir sahtecilik yapmış ve adımı kullanmıştır.
\nKendisini defalarca adını açıklamaya davet ettim, oralı olmadı. Böylece sahteciliğini kabul etmiş oldu.
\nHangi nedenle olursa olsun bu korkak sahtekârlık, adımın arkasına saklanarak yapılmış bu karaktersiz davranış en hafifi ile utanılması gereken bir ayıptır.
\nGelelim bunu yazanın amacına.
\nOlasılıkla yazan ‘Fethullah Gülen’in hacca gitmediğini, gidemediğini yazarak onu gözden düşürmeyi hedeflemiştir.
\nBunu okuyan ya da dinleyen dindar kişi “Ya, demek ki bizim din adamı bildiğimiz Fethullah Gülen hoca hacca gitmemiş, ben de artık ona inanmam” diyecek. Yazan herhalde öyle sanıyor. Bunu düşünmek bile gaflettir.
\nBelli ki bunu yazanın inanç dünyası ile hiç ilgisi yok. İnsan neye inanıyor, neden inanıyor, haberi bile yok. Onun için de bu gerekçeye sığınmaya kalkıyor, adımı da bu girişime alet yapıyor.
\nBu belden aşağı mücadele sahibinin ve onun gibi düşünenlerin bilmesi gerekir ki, bu yol sadece kayıpla sonuçlanır. Zaten kayıpla da sonuçlanmaktadır.
\nNedenleri de düşünülmemektedir, tartışılmamaktadır.
\nBiz düşünelim ve tartışalım.
\nUluslaşma mı? \t\tCemaatleşme mi?
\nTürkiye 90 yıldır ulus olamadı.
\nAtatürk’ün birey için gösterdiği hedef ‘yetkin birey’, toplum için gösterdiği hedef ‘ulus’ idi. Ulusal kimlik de ‘yurttaşlık’ olacaktı.
\nBu hedeflerin hiçbiri gerçekleşmedi.
\nNe birey, ‘bağımsız yetkin birey’ olabildi.
\nNe toplum ‘ulus’ olabildi. Ne de ‘yurttaş’ kimliği gerçekleşti.
\nNedeni, geleneksel kültürdür.
\nGeleneksel kültürün kimi özellikleri ‘birey-ulus’ hedefini desteklemediği için başarılı olamamaktadır.
\nNedir bu özellikler?
\nBirincisi; topluluk sorumluluğunu birey sorumluluğundan daha önemli saymasıdır.
\nTopluluğa karşı sorumluluk önceliklidir ve daha güçlüdür.
\nİkincisi; topluluğa karşı olan güven, özgüveninden daha yüksektir.
\nBu nedenle de her şeyi başkasından beklemektedir.
\nBu nedenlerle de -elbette başka nedenler de vardır ama- Türkiye cemaat kültürüne daha yakındır.
\nEn küçük sosyal kurum olan ‘aile’ de bunun göstergesidir.
\nDeğerler ölçeğinde ‘aile değeri’, ‘birey değeri’nden çok daha üstte yer almaktadır.
\nAile, grup, camia, taraftar topluluğu, kurumsal kimlik, nerede ve ne yolla olursa olsun ‘birey’in her zaman üstündedir, daha değerlidir, daha çok güven vericidir.
\nDinsel cemaatler kapalı topluluklardır. Dışa yönelik tartışmaları yoktur. Eleştiri kendi içlerinde ve ancak yetkililer arasında yapılır.
\nOnun için güçlü bir dayanışmaları vardır. Ortak enerjileri eğer doğru yönlendirilirse çok etkin olurlar.
\nLaik topluluklar ise, içlerindeki eleştirileri, tartışmaları açık yaparlar, dayanışmaları zayıftır. Ortak enerjilerini aralarındaki tartışmalarda, çekişmelerde harcadıkları oranda etkinliklerini kaybederler.
\nCemaatlerde bir imam vardır, cemaat ona uyar.
\nLaik topluluklarda ise herkes liderdir, ortada cemaat yoktur.
\nBu özellik ciddi farklar ve sonuçlar yaratır.
\nEğer, birbiri ile bütünleşme, ortak enerji havuzu yaratma, koyulan hedeflere yürüme sürecindeki farklar dikkate alınırsa sonuçlar daha iyi anlaşılır.
\nTürkiye’de ‘cemaat’, ‘camia’, ‘akrabalık’, ‘hemşerilik’, ‘tanıdıklık’, ‘yakınlık’ her zaman birey olmanın üstünde bir güç taşır.
\nBu güç hem bir ait olma duygusu verir, hem de güven ve dayanışma sağlar.
\nOnun için de ‘cemaatleşme’ ülkemizde kültürel temelli toplumsal bir olgudur.
\nUzun yıllardan beri cemaatler, tarikatlar, çeşitli dayanışma grupları siyasetin içinde yer almış, güç kaynakları olmuşlardır.
\nAslında kendine laik diyen kesimin de kültürel temeli çoğunlukla bu eksende yürümektedir.
\nÖnemli olan da bu kültürel temeli daha etkin yöntemlerle çağdaş doğrultuda değiştirebilmektir.
\nEn önemli yöntem de eğitimdir.
\nEğitim eğer yetkin birey yetiştirme doğrultusunda bir eksende gelişirse özerk kişilikli birey yetişebilir.
\nAile ve sosyal kurumlar da güven verici sosyal destekler sağlanırsa özerk birey yetiştirmeyi başarabilirler.
\nO zaman toplum da geleneksel dayanışma bağları yerine çağdaş toplumsal bağlar kurabilir.
\nEğer “neden” sorusunu soramazsak “nasıl” olduğunu anlayamayız.
\nKonu kişilere indirgenerek yandaş ya da karşıt olmaya dayandırılırsa hiçbir zaman anlaşılamaz.
\nFethullah Gülen, bir neden değil, bir sonuçtur.
\nBu konunun bize düşündürdüğü de budur…
\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
- FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen öldü
- Eğitimde sorunlar çığ gibi büyüyor! Öğrenciler aç, okull
- ABD seçimleri dünyayı nasıl etkileyecek?
En Çok Okunan Haberler
- Kayyumdan ilk fotoğraf
- AKP'li Şamil Tayyar'dan yandaş medyaya tepki
- Polis engelledi, Özel yurttaşlara çağrı yaptı
- Ahmet Özer'in gözaltına alındığı görüntüler ortaya çıktı
- Özgür Özel Esenyurt'ta konuşacak
- Esenyurt Belediyesi'ne kayyum!
- Akşener’den kayınbiraderi hakkında suç duyurusu
- Mansur Yavaş'tan ilk 'Ahmet Özer' tepkisi
- Yurttaşlar Özel'in Demirtaş ziyaretini nasıl karşıladı?
- 'Ben şimdi 'I love you' desem...'