Sevgi mi, Korku mu?

28 Ocak 2013 Pazartesi

İnsanları, toplumları neyle yönetirsiniz?
Sevgiyle mi? Korkuyla mı?
Neden bu soruyu soruyoruz?
Çünkü toplumlar korkuyla yönetiliyor.
Sevgi, sevileni güçlü kılıyor.
Korku ise korkutanı güçlü kılıyor.
Sevginin etkisi değişik.
Seven güçsüz, sevilen güçlü.
Korkuda ise farklı.
Korkutan güçlü korkan güçsüz.
Bu nedenle de toplumlar korkuyla yönetiliyor.
Hitler’in nazizmi de korkuyla yönetilmiştir.
Mussolini’nin faşizmi de...
Stalin de toplumunu korkuyla yönetmiştir.
İnsan ilişkileri nasıl yönetilir?

\n

***

\n

İnsan ilişkilerinde sevgi insanları özgürleştirir.
Eşiniz de çocuğunuz da sevgiyle gelişir.
Ama ilişkileriniz korkuya dayalıysa, korkanlar geriler ve köleleşir. Kişiliklerini yitirirler.
Otokratik aileler böyledir.
Demokratik aile ise yanlış anlaşılır, disiplinsiz sanılır. Oysa değildir.
Demokratik ilişkilerin disiplini ortak ilkelerdir.
Ortak ilkelere dayalı ilişkiler sevgiyi geliştirir, saygıyı yaşatır. Korkuları da ortadan kaldırır.
Günümüzde yaşam pek çok korkuyu üretiyor.
Korkuyu üretiyor, büyütüyor, yaygınlaştırıyor.
Günümüzün yaygınlaşan korkuları:
Yalnızlaşma, kimsesizlik.
İşsizlik, parasızlık.
Yaşlanma, hastalanma.
Evsizlik, sokakta kalma.
Başarısızlık, mutsuzluk.
Terk edilme, ölüm ve daha birçok korku.
Ama daha büyük korkular da var.

\n

***

\n

Adaletsizlik büyük korkudur.
Haksız yere suçlanmak.
Hakkını alamamak.
Bunu kimseye anlatamamak.
Toplumsal suskunluk.
Toplumsal sağırlık.
Korkunun her yana sinmiş olması.
Adaletsizlik büyük korkudur.

\n

***

\n

Ayrımcılık büyük korkudur.
Din ayrımcılığı.
Mezhep ayrımcılığı.
Irk ayrımcılığı.
Renk ayrımcılığı.
Cinsiyet ayrımcılığı.
Gelir ayrımcılığı.
Ayrımcılık pek çok haksızlığın nedenidir.

\n

***

\n

Ülkemizin yaşadığımız sorunları da işte bunlardır.
Adaletsizlik.
Ayrımcılık.
Bütün korkuları üreten toplumsal ortam.
Korku ile yönetilme.
Güvensizlik.
Ancak itaatini kanıtlarsan yaşama hakkı bulma.
Ya sonra?
Ya sonrası?
Nereye kadar?

\n

***

\n

Bunun açık bir yanıtı vardır.
İzin verdiğin kadar.
İzin verdiğin sürece.
İnsanların yaşadığı da budur.
Toplumların yaşadığı da budur.
Sen izin verdiğini yaşarsın.
Sen izin verdiğin sürece yaşarsın.
Onu
‘o’ yapan sensin.
Bunu görmezden gelerek, farkında değilmiş gibi yaparak, izin verdiğini yaşıyorsun.
Yakınmak yerine düşünmen gereken budur.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çalınan gelecek!... 29 Nisan 2024
Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları