Şantaj - Montaj Zihinlere Blokaj…

03 Mart 2014 Pazartesi

Başbakan ile oğlu arasındaki telefon konuşmaları gerçek mi yoksa montaj mı? Konuşmaların yapılmadığı söylenemiyor ama bunu geçelim.
Elbette ortaya çıkan durum akılları zorlayacak derecelere varıyor. Kim tarafından ne niyetle ortaya çıkarıldığından çok daha önemli olan, yapılmış olanlardır elbette.
Ancak bundan da önemlisi, dudak uçuklatan olay, AKP ve Başbakan yandaşlarının olaya ilişkin yorumlarıdır.
“Gerçek olsa bile halk inanmıyor.” Bu sözleri halkın içinde olduğunu söyleyen bir AKP milletvekili, bir profesör söylüyor. Üstelik söylediği de doğru, AKP yanlısı kişiler içinde de “yok canım, baksana iftira işte, montaj bunlar” diyenler var.
Aslında böyle diyenin de demeyenin de aklı bulanmış durumda ama inancını sürdürmesi için, bir biçimde kendini haklı çıkaracak nedenler bulmak zorunda.
Kendini kandırmanın binbir yolu var.
Ama kendini kandırmak için zorunlu tek yol “zihinsel blokaj”dır. “Zihinsel blokaj” nedir?

***

Günlük hayatta da çok yapılan bir şeydir “zihinsel blokaj’. Gider bir yerden bir çanta alırsınız. Sonra başka bir yerde aynı çantayı daha ucuza görürsünüz. Şimdi kendinizi “yeteri kadar incelemediğiniz için akılsızlıkla” suçlamanız gerekir. Bundan kaçınmak için kendinizi aldığınız çantanın “daha iyi olduğuna inandırırsınız”. Bu zihinsel işlemde muhakemenizi durdurursunuz.
Çünkü muhakeme, neden-sonuç ilişkisini tarafsız bir kesinlikle işler, size nedenden sonuca giden yolu gösterir. Muhakemenizi durdurmadan akıl dışı işler yapamazsınız. Oysa yaptığınız işlerin içinde pek çok akıl dışı iş vardır.
Reklamların, propagandanın, insanları şaşırtmanın temel zihinsel mekanizması budur: “Zihinsel blokaj.”
Bunu yapmanın en sonuç alıcı yolu da “kişiyi inandırmaktır”.
İşte, inanç ile bilincin farkı buradadır.
İnanç, “zihinsel blokaj”a dayanır.
Bilinç, “zihinsel işlerlik”e dayanır.
Zihniniz işliyor, muhakemeniz açıksa, olayları neden-sonuç ilişkisi ile anlar, gereğini düşünür, doğru sonuca varırsınız.
Zihniniz durdurulmuş, muhakemeniz dondurulmuş ise inandığınız kişi nasıl isterse öyle düşünür, öyle anlar, öyle davranırsınız.
“Zihinsel blokaj”a uğramış kişi, artık robotlaştırılmıştır.
Bir toplumun robotlaştırılması ise en büyük tehlikedir. Çünkü artık o toplumda “kitlenin denetimi” söz konusu değildir.
Eğer bir toplum, seçtiği kişileri denetleyemiyorsa, o toplumda demokrasinin kurulması, yaşatılması söz konusu olamaz. O toplumun içinde olacağı sistem ancak “otokrasi”dir.
Hitler Almanya’sı böyle yaratılmıştır.
Mussolini İtalya’sı böyle yaratılmıştır. Ama hiçbirisi de sürüp gidememiştir. Çünkü kendi başlarını da yönettikleri ülkeleri de belalara sürüklemiş, yıllarca çekilen acılara neden olmuşlardır.
Bizim sürüklendiğimiz en büyük tehlike de budur.
Tehlikenin özü budur, robotlaşma.
Çözümü de aynı yoldan gelecektir.
“Zihinsel blokaj”a karşı “zihinsel canlılık”.
Aklı çalıştırma, nedenleri ortaya koyma, sonuçları açıklama, bıkmadan usanmadan toplumu akla çağırma, aklı uyarma, aklı destekleme.
Bilinçli toplum yaratma.
Asla boşuna çaba değildir. Asla, sonuç vermeyecek uğraş değildir. Bunu böyle görmek, böyle göstermek “zihinsel blokaj”ın sinsi bir biçimidir. Dikkat.
Her şey toplumla. Her şey halkımızla. Her şey insanla.
Sonuç alınacak yol budur…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çalınan gelecek!... 29 Nisan 2024
Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları