Kölelik kalktı mı?

09 Kasım 2020 Pazartesi

Kölelik eski bir kurumdur.

İnsanın köle olarak alınıp satılması, birinin malı yapılmasıdır “kölelik”.

Amerika, bu denli gelişmesini kölelere borçludur.

Afrika’nın batı kıyılarından zorla alınıp gemilerle Amerika’ya getirilen “siyah köleler”in, erkekli kadınlı 20 ile 40 milyon arasında oldukları tahmin ediliyor.

Portekiz ve Hollanda denizcileri, köle tacirlerinin getirdikleri kölelerle büyük paralar kazanıyorlardı.

Amerikalılar, özellikle güney bölgelerinde mısır, tütün, şeker, pamuk, pirinç ekiminde köleleri kullandılar.

Kölelik Amerikan iç savaşının nedenlerinden birisi oldu.

Kuzey’in savaşı kazanmasıyla da Abraham Lincoln, 1683’te köleliği kaldırdı. Güney, bugün bile bu kaybı unutamamıştır.

Güney eyaletlerinin Mississippi bölgesi bu trajediyi çok iyi bilir.

Yaklaşık 400 yıl süren kölelik kurumu acaba kalktı mı?

Ekonominin kölelerini görmeyelim mi?

Günümüzün ekonomi köleleri “borçlular”dır.

İnsanları borçlanma ile köle yapmayı başardılar.

Aldığınız ev için 10 yıl, 15 yıl borçlanıyorsunuz. Başınızın üstünde ipotek tehdidi var.

Araba alırsanız en az 3 yıllık borçlusunuz.

Telefon bile sizi iki yıl borçlandırıyor.

Siz artık “borcun kölesi”siniz.

Zincir ayaklarınıza değil, cüzdanınıza takılı.

Üniversite öğrencileri eğitimlerini “borçlanarak” sürdürüyor.

Sonrası da “işsizlik köleleri” olmak.

İşsizlik, doğrudan ekonominin köleliği.

Yeni köle zincirleri hazırlanıyor.

Kısıtlanmış emeklilik.

Kaldırılmak istenen kıdem tazminatı.

İşveren “efendilere” ayak bağı olan ihbar tazminatı.

Sendikasızlaştırma.

EFENDİ “devlet- işveren” ile KÖLE “işçiemekçi”nin yeni düzeni.

Kölelik kalkmış değil, sadece biçim değiştirmiş.

Üstelik ekonominin köleliği giderek de artıyor.

Her olay bu köleliği daha da artırmak amacıyla kullanılıyor.

Covid-19 pandemisi yeni köleler yaratıyor.

İflasa sürüklenen işyerleri, yeni işsizler, yeni yoksullar.

Sadaka bekleyen yeni köleler.

Köle gibi çalıştırılmak istenen tıp doktorları, sağlık elemanları. İzinleri, emeklilik istemleri, istifa kararları kaldırılarak köle gibi çalıştırılmak istenenler.

Haklarını almak için direnen maden işçilerinin polis gücüyle sindirilmesi. Açıkça köleleştirme girişimleri.

Kölelik kalkmadı. Hayır. Bu bir aldatmaca.

Ya siyasal kölelik?

Siyasal kölelik olacak ki ekonomik kölelik olsun.

Tek adam rejimleri, monarşiler, otokrasiler, diktatörlükler, totaliter rejimler.

Özgürlükleri yasaklayan, ortadan kaldıran rejimler.

Düşünce özgürlüğünü, düşüncelerini sözle yazıyla açıklama özgürlüğünü yasaklayan rejimler.

Toplanmayı yasaklayanlar, örgütlenmeyi suç sayanlar, gazeteleri, radyoları, televizyonları kontrolleri altına alanlar.

Sosyal medyayı kendi emirleri altına alanlar.

Bunların hepsinin amacı bellidir:

Zihinlere kölelik zincirlerini takmak.

Sorgulamayı yasaklamak.

Karar vermeyi sadece kendilerinin hakkı olarak tanımak.

Denetlemeyi suç saymak.

Kişisel ve toplumsal özgürlükleri ortadan kaldırmak.

Böylece bireyi “biat- itaat zincirleri” ile köleleştirmek.

Toplumu da hiçbir şeyi denetlemeyen, her şeyi olduğu gibi kabul eden bir sürüye çevirmek.

Bireyi köle, toplumu sürü yapmak.

Şimdi düşünelim.

Covid-19 salgını bu amaçla kullanılmıyor mu?

Depremler bu amaçla kullanılmıyor mu?

Bütün bu sosyal felaketlerde işbaşındakiler sorumluluklarını kabul ediyor mu?

İşbaşındakiler yaptıkları yanlışların hesabını veriyor mu?

Elbette kocaman bir HAYIR.

Çürük evlerin ruhsatlarını kimler verdi? İmar barışını kimler, ne amaçla çıkardı?

Deprem paralarını nereye harcadılar?

Hep kendileri, hep onlar, işbaşındakiler. Müteahhit iktidarları. Suçlarını örten iktidarlar.

Ama köleler de isyan eder

Evet, köleler de isyan eder.

Spartaküs isyanından beri tarih bu isyanları yazmıştır.

Çünkü köleler de bir gün düşünür.

Çünkü köleler de bir gün sormaya başlar.

İşte o gün, kölelerin önüne “dürüst ve cesur bir öncü” geçer.

Ve “kölelerin isyanı” başlar.

Bugünün köleleri de uyanacaktır.

Borç narkozundan uyanacak, zincirlerini kıracaktır.

O gün, insanlık yeniden uyanacak, dünya değişecektir.

İsterim ki O değişme gene bizden başlasın.

Atatürk Cumhuriyeti’nin kuruluşu gibi, Gene bizden başlasın...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Özeleştiri?... 8 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları