Hep görünür olan,

Şaşırtıcı,

Sıra dışı,

Alışılmışın dışında,

İzlenen,

Başarılı bulunan.

Daha çok “sosyal medya fenomeni” olarak tanınanlar.

Şimdilerde polisiye olaylarla, polis-kelepçe-hapishane haberleriyle gündeme gelen vitrin süsleri.

Dilan Polat’lar, Engin Polat’lar, Candan kardeşler çeteleşmiş “sosyal medya fenomenleri”.

Bu haberler bile bir şeyleri örtme telaşı gibi görünüyor.

Anayasa mahkemesi-Yargıtay çatışmasının bir “yargı krizi” olarak etiketlenip dondurulması istenebilir.

Böyle bir çatışmayı yeni bir “anayasa hazırlığı” için dayanak yapmak hedeflenebilir.

Bu arada Hrant Dink cinayetinin faili olan Ogün Samast’ın tahliyesi de dikkat çekicidir.

Bir yandan da Gazze göçmenlerinin ülkeye yerleştirilmesi yeni bir göçmen projesi olarak gündemdedir.

Bırakın “sosyal medya fenomenleri”ni de biraz “siyaset fenomenleri”ne bakalım.

SİYASET FENOMENLERİ

Elbette siyaset alanında da çok çarpıcı “fenomenler” var.

Örneğin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan!

Şaşırtıcı değil mi?

Alışılmışın dışında işler yapmıyor mu?

Beklenmedik kararlar almıyor mu?

Hep ortada görünen birisi değil mi?

İzleyicileri yok mu?

İşte tarihte belki de eşi olmayan bir “siyaset fenomeni”.

Gerçekten cumhurbaşkanı mı?

Hem “evet” hem “hayır”.

Anayasaya göre “seçilmiş cumhurbaşkanı” ama “de facto-fiilen” bir partinin başkanı. Yani hem tarafsız hem de taraf.

Fethullah Gülen cemaati ile yıllarca ortak işler yaptıktan sonra “Aldanmışız” diye işin içinden sıyrılmadaki maharetini görmezden gelebilir misiniz?

17-25 Aralık 2013’te ortaya çıkan ayakkabı kutularındaki dolarlar, rüşvetler olayını FETÖ üzerine yıkmaktaki hünere şaşıp kalmaz mısınız?

Faiz için her seferinde “Nas böyle diyor” diye faizi haram ilan ettikten sonra faiz artışını onaylayıp “Rasyonel ekonomiye dönüş” demesindeki çelişkiye ne diyorsunuz?

“Kardeşim Esad”dan “katil Esed”e dönüşü kaç kişi içine sindirebilir?

“Anayasa Mahkemesi kararına saygı duymuyorum, bu kararı tanımıyorum” sözünü hangi cumhurbaşkanı söyleyebilir?

Ama işte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bütün bunları söyleyebilir, yapabilir, kimseye de hesap vermez.

Siyasette “fenomen” olmak da böyle olur.

FENOMENLERİN SONU

Ama bir gün üstteki cila silinir, alttaki gerçek ortaya çıkar.

Elbette siyasetin tek fenomeni Erdoğan değildir.

Muhalefetin fenomenleri de vardır.

Muhalefet yapar gibi görünüp sistemin tadını çıkaranlar da vardır.

Bir gün onların da dönemi geçer, pilleri biter.

Bir gün gelir, toplum da üzerindeki üzerindeki uyuşturucu sis perdesini çeker atar, gerçekleri görür.

Yaşadığı sefaletin kader olmadığını anlar.

Kendini yönetenlerin yalanlarıyla nasıl oyalandığını görür.

Yükselen fiyat etiketlerinin “Allah’ın emri” olmadığını anlar, gerçeklerle yüzleşir.

Yıllar yılı başına çöreklenenlerin kutsal bir yanı olmadığını, bu uydurmanın kendisini razı etmek için yapıldığını anlar.

İşte, o gün, fenomenlerin sonu gelir.

Cila silinir,

Pırıltılar söner,

Çelişkiler görünür,

Saltanatın sonu gelir.

HALKIN ÖZGÜR İRADESİ

Halkın özgür iradesi geri gelir.

İktidarın büyüsü bozulmuştur.

Muhalefet üzerindeki uyuşukluk örtüsünü silkip atmıştır.

CHP’nin yeni başkanı Özgür Özel’in dediği gibi:

Meydanlarsa meydanlar,

Sokaklarsa sokaklar,

Eylemse eylem olacaktır.

Demeç muhalefeti eylem muhalefetine dönüşecektir.

Öyle “Ben yaptım oldu” hükmü kabul edilmeyecektir.

“EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ ULUSUNDUR” diyen büyük ATATÜRK’ün sesi yeniden rehber olacaktır.

Türkiye “Araplaştırılmış bir Ortadoğu ülkesi” olmayacak, “çağdaş uygarlığın örnek ülkesi” olacaktır.

O zaman, işte o zaman;

Hepimiz Anıtkabir’e başımız dik, alnımız açık gidecek, “Emanetine sahip çıktık ATAM” diyeceğiz.

Ancak o zaman...