Çamlıca Tepesi’ne dikilmiş kule iki yanında asimetrik iki şişlikle yükselmiş bir beton yapı. Sevmedim.

İstanbul’u temsil edecek bir anlamı yok. 

365 metrelik yüksekliği ile kentin tepesine dikilmiş bir eski zaman mızrağına benziyor. 

Belki de bir mızrak tehdidi olsun diye istenmiştir.

Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “yüksek olsun”, “büyük olsun”, “daha önce akla gelmemiş olsun” gibi isteklerinin bir yansıması gibi duruyor.

Aslında bu yükseklikten bakınca pek çok şeyin de “görünmemesi”, “Çamlıca Kulesi”nin yararları arasında sayılmalı.

Örneğin neler bu kuleden görünmüyor?

ÇARŞI-PAZAR ETİKETLERİ GÖRÜNMÜYOR

365 metre yüksekten bakarken elbette çarşı-pazar etiketleri görünmez oluyor.

Domatesin 10 lira, dolmalık biberin 5 lira, kayısının 30 lira, çileğin 40 lira olduğu etiketler oradan bakarken görünmez oluyorlar.

Göz görmeyince de gönül katlanıyor olmalı.

Siz kulenin tepesinden “Aziz İstanbul”a hayranlıkla bakarken, pazarların geç saatlerinde ucuzlamış gıda maddesi arayanlar, kimse görmeden atıkları karıştıran talihsizler görünmez oluyorlar.

İşsizler, emekliler, asgari ücretle yaşamaya çalışanlar bu kulenin tepesinden hiç görünmüyorlar.

MARMARA DENİZİ GÖRÜLÜYOR MU ACABA?

Çamlıca Kulesi uzakları görmeye yarıyor olmalı. Öyle kuşbakışı bir manzara sunuyor ki Marmara Denizi de görülüyordur. 

Ama denizi kaplayan “deniz salyası” acaba oradan görülüyor mu? Sanmam. 

Öyle sarı-kahverengi bir deniz görünüyor olmalı.

Ama bu “deniz salyası” denilen, denizi kaplayıp sudaki oksijeni yok eden, deniz canlılarına (balıklar, kabuklu hayvanlar gibi) yaşam hakkı bırakmayan afet, herhalde oradan görünmüyordur.

Görünmeyince de yok sayılıyor olmalı ki oradan oraya koşup açılışlar yapan devlet büyüklerimiz hiç oralı olmuyor.

Onlar şimdi kulenin keyfini sürüyorlar.

(Bu arada, kuledeki restoran Büyük Reis’in bir adamına verilmiş. Şaşmadınız değil mi?)

VENEZÜELLA’DA YAKALANAN KOKAİN GEMİSİ?

“Görülüyor mu acaba” diye sormayacağız. O gemi zaten orada yakalandı. Ama buraya geleceği biliniyor. İzmir’de bir kimyasal maddeler şirketine geliyormuş. Binali Yıldırım büyüğümüzün oğlunun adı karıştırılmıştı ama yalanlandı; meğerse bu hayırlı oğul oraya maske ve test kiti götürmüş. Onlarda gümrük beyanında çıkmadı da yanında götürdüğü söylendi.

Şimdi bu karışık işler Çamlıca Kulesi’nden görülemez elbette.

Siz kuleye çıkın, çayınızı için, İstanbul’u seyredin. Size ne ondan bundan; keyfinize bakın.

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ ORADAN GÖRÜLMÜYOR

Elbette görülmez, görülmesi de istenmiyor zaten.

Boğaziçi Üniversitesi ülkenin seçkin bir yüksekeğitim kurumu... Oranın rektörlüğüne partili Cumhurbaşkanı bir atama yaptı. Üniversitenin öğrencileri ve öğretim üyeleri bu atamayı kabul etmediler, protesto ettiler, bu direnişleri sürüyor.

Ülke tarihinde ilk kez bir üniversite, rektör atamasını bu denli kararlılıkla protesto ediyor. Yoksa bütün üniversitelere rektör atamaları böyle yapılıyor.

Ama bu kararlılıkla bütün akademik kadrolar ilk kez karşı çıkıyorlar.

İşte Çamlıca Kulesi bu olayı da görmezden gelmek için yeni bir fırsat sunuyor, bu çok önemli olay oradan görünmüyor.

İŞSİZ YURTTAŞLAR ORADAN HİÇ GÖRÜLEMEZ!

Ülkenin işsizleri o yükseklikten nasıl görülsünler?

İş yok, güç yok, bir kenara çekilmiş duruyorsun.

İstersen iki üniversite bitirmiş ol, eğer iktidardan torpilin yoksa, bir tarikatın mensubu değilsen, bir cemaatin müridi değilsen iş bulamazsın. Neymiş, KPSS varmış da eğer onu geçersenmiş! İş bulmanın formülü “biat-itaat-sadakat”.

Şimdi Çamlıca Kulesi’nden bakanlar bu işsizleri hiç göremezler.

Oradan binalar bile zor görünüyor da insanlar nereden görülecek?

Şimdi anlıyor musunuz bu kule ne yarayışlı bir şey?

BAŞKA GÖRÜNMEYENLER DE VAR

Esnafın boş masaları da oradan görülemez.

128 milyar doları oradan hiç göremezsiniz. Yakından da göremediniz ki.

Mafya reisinden her ay 10 bin dolar alan milletvekili oradan görünür mü? Hiç olasılığı yok.

Hapiste yatanlar.

İntihar edenler.

Çamlıca Kulesi’nden bunların hiçbiri görülemez.

Oradan ne görülür bilir misiniz?

İsraf, kibir, tahakküm, tehdit görünür.

Gören göz, düşünen akıl bunları görür...