Başkan ve Örgüt...

25 Ağustos 2014 Pazartesi

CHP’de başkanlık tartışması yeniden ortaya çıktı.
Başkan adayı Muharrem İnce, başkan kalmayı seçim kazanmaya bağlayan bir kural konmasını istedi. Elbette bir siyasal partinin hedefi iktidar olmaktır. Ama iktidar olmak, bir siyasal partinin en büyük hedefi midir?
Ben siyasal partinin en büyük hedefinin “iktidara gelmek” olduğu kanısında değilim. Bence, bir siyasal partinin en büyük hedefi, “ülke çapında güçlü örgüt kurmak” ve “toplumu ilkeleri doğrultusunda değiştirmek” olmalıdır. Bu iki hedef de iktidara giden yolu açacaktır. Çok da farkında olmadan AKP bu yolla iktidara gelmiştir. Ama iktidara geldikten sonra bu iki amaca da yönelerek gücünü artırmıştır. AKP’nin iktidara nasıl geldiği ve iktidarda nasıl kaldığı da nesnel ölçütlerle incelenmemiş, kolay klişelerle açıklanmak istenmiştir. B
u klişeler de, “bu toplum dindarlığa önem verir, öyle özgürlük gibi, laiklik gibi konularla ilgilenmez; kömürle, makarnayla kolayca kandırılır” gibi gerekçelere dönüşmüştür. Acaba gerçekten öyle mi? Siz de dindar görünseniz, özgürlükten, laiklikten söz etmeseniz, daha çok kömür, daha çok makarna verseniz iktidara gelir misiniz?

Ülke çapında güçlü örgüt kurmak
CHP örgütü ülke çapında güçlü değildir. Toplumun içinde değildir. Toplumda kendi yanındaki güçleri bilip, tanıyıp ortak enerjiye dönüştürememektedir. Örgüt içinde klikler, koltuk beklentileri, kişisel hevesler, çıkar hesapları aşılamamaktadır. Bunlar aşılamadığı, hatta sözü bile edilemediği için de örgütlenme zayıf kalmaktadır.

Toplumu ilkeler doğrultusunda değiştirmek
Bu hedef hep iktidar olmaya bağlanmaktadır ki çok büyük yanlıştır. Güçlü bir muhalefet partisi bu hedefe çok rahatça yürür, üstelik de kendine iktidar yolunu açar.
CHP neden ülke çapında “emekçilerin birliği ve ortak geleceği” ilkesini ortaya atıp işlemez? Asıl görevi bu değil midir? Ülke çapında “emekçilerin birliği ve ortak geleceği” bir siyasal hareketin temel enerji kaynağı değil midir?
CHP neden “laiklik ilkesi”nin dinler arasında ve dinler içinde savaşmak değil barışmak olduğunu, insanların eşitliğinin, insanlık değerinin insan olmaya bağlı olduğunu açıklamayı görevi saymaz? Neden “laiklik” sözcüğünden çekinerek hareket eder. Neden, karşıtlarının “laiklik dinsizliktir” sahteciliğini açığa çıkarmaz.
CHP neden Kürt sorununun neresinde olduğunu net biçimde açıklamaz da iktidar gündeminin peşinde olduğu izlenimini verir. Daha net, daha açık, daha enerjik tutum her zaman daha doğrudur.
CHP neden Ortadoğu sorununda daha enerjik, daha açık, daha doğru tutum içinde olmaz? Bu konu ülkenin birincil derecede önemli sorunu durumundadır. Suriyeliler sorunu, IŞİD konusu, Irak’ın durumu hep enerji bekleyen, açıklık bekleyen, atak bekleyen konular.
CHP’li belediyeler neden yıllar yılı kıyılarında yaz kampları yapmaz da buralarda çağdaş eğitim görecek yüz binlerce çocuğu Kuran kurslarının kucağında bırakır?
Bunlar ve bunlar gibi nice can alıcı sorun “ülke çapında güçlü örgüt” ile “toplumu ilkeler doğrultusunda değiştirmek” hedeflerinin gerçekleşmesiyle çözüme ulaşacaktır.
Başkanın da örgütün de hedefi “ne yolla olursa olsun iktidar” değildir, olamaz da.
Başkanın da örgütün de hedefi “ülke çapında güçlü örgüt”, “ilkeler doğrultusunda toplumu değiştirmek” olmalıdır.
Bunu yapan başkan, doğru liderdir.
Bunu yapan örgüt, güçlü örgüttür.
Başkanlık, hedefe koşan bayrak yarışının koşucuları olamazsa, her seferinde biri azaltılan sandalye oyunu olur ki onun da kimseye yararı dokunmaz.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çalınan gelecek!... 29 Nisan 2024
Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları