Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Zikzaklar, rejim tahribatı ve 6’lı masa

29 Kasım 2022 Salı

Altılı Masa’nın Anayasa açıklamasının maddelerini ayrıntılı olarak irdelemeyi bir sonraki yazıya bırakarak bugün bu irdelemeye temel teşkil etmek üzere, zikzaklar, rejim tahribatı ve tek bir ilke üzerinde duracağım.

***

DIŞ POLİTİKADA

Dün:

“NATO’nun Libya’da ne işi var?”

Bugün:

En yüksek deniz gücü ile NATO’nun Libya ambargosuna destek verdikten sonra:

“Libya’da gösterdiğimiz başarı dünyada kartların yeniden karılmasına yol açtı.”

***

Evvelki gün:

Beşar Esad ile kanka iken “iki ülke arasında adeta tek kabine toplantısının gerçekleştirildiği” anlatılırken:

“Suriye, bizim Ortadoğu’ya açılan kapımız ve ikinci evimizdir. Türkiye de Suriye’nin Avrupa’ya açılan kapısı ve ikinci evidir.”

Dün:

Kanka Esad düşman Esed olduktan ve Suriye’ye karşı askeri harekât başladıktan sonra:

“İnşallah Selahaddin Eyyubi’nin kabri başında Fatiha okuyacak, Emevi Camisi’nde namazımızı da kılacağız.

Bilali Habeşi’nin, İbn-i Arabi’nin türbesinde, Süleymaniye Külliyesi’nde, Hicaz Demiryolu İstasyonu’nda kardeşliğimiz için özgürce dua edeceğiz”

Bugün:

“Vakti saati geldiğinde biz Suriye’nin Başkanı ile de görüşme yoluna gidebiliriz. Şu an itibarıyla zaten alt düzeyde görüşmeler yapılıyor.”

“Siyasette küslük dargınlık olmaz eninde sonunda her türlü şartta adımlarımızı atarız.”

***

Dün:

“Sisi ile aynı masaya oturursam demokrat olmam.”

Sisi ile görüşüp görüşmeyeceği sorusu üzerine:

“Şaka yapıyorsun herhalde.”

Mevlüt Çavuşoğlu: “Türkiye’de darbelerin destekçisi, Esed’in yakın dostu CHP’nin şimdi de Mısır’da Sisi ve darbecilere koşmasına şaşırmıyoruz.”

Bugün:

Katar’daki 2022 FIFA Dünya Kupası töreninde Mısır Devlet Başkanı Abdülfetttah Sisi ile sıcak selamlaşmadan sonra:

“(Sisi için) Kendisi bu görüşmeden çok mutlu olmuş, aynı mutluluk temennisini biz de ilettik.

İnşallah bakanlarımızla süreç devam edecek.”

***

İÇ POLİTİKADA

Evvelki gün:

(Bay Kemal için) “Kim var bunların yanında? PKK terör örgütünün siyasi uzantısı HDP.”

Devlet Bahçeli:

“AYM tarafından HDP’nin kapatılması mecburidir.”

Dün:

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ başkanlığındaki AKP heyeti, anayasa değişikliği için destek istemek üzere HDP’yi ziyaret ettikten sonra:

Devlet Bahçeli:

“AKP heyetinin Meclis’te grubu bulanan partilerle görüşmesi son derece doğru ve doğaldır.”

Numan Kurtulmuş:

“İyi niyetle ortaya konulmuş bir tavır.

Oturup konuşabilmeyi başarabilmeleri demokrasinin gelişmesinin gereğidir.

Bir görüşme zemininin açık tutulması fevkalade normaldir.”

Bugün:

“Ya Kemal, kendine gel.

(HDP’yi kastederek) Senin yanındaki PKK’nin parlamentodaki uzantılarıyla beraber yürümedik bu yollarda, sen yürüdün.”

***

AYRICA

ABD’li Rahip Andrew Brunson ve Türk asıllı Alman gazeteci Deniz Yücel olayları hangi bağlamda ele alınabileceği pek de belli olmayan çok hızlı ve çok sert biçimlerde gerçekleştirilen yüz seksen derecelik dönüşlerin simgeleridir.

“Açılım Dönemi” ile “Seni Başkan yaptırmayacağız” ifadesi sonrasındaki dönemin çelişkileri saymakla bitmez.

Hele hele kendisine “Bitsin artık bu çile”, “Ne istediniz de vermedik” denilen “Saygıdeğer Gülen Hocaefendi Hazretleri” diye yere göğe konulamayan kişi ile “FETÖ/PDY Terör Örgütü Lideri FETÖ” arasındaki uzlaşmaz çelişki Türkiye’yi bugünlerdeki Anayasal, Siyasal, Toplumsal, Ekonomik, Kültürel kaosa taşıyan “fırsatları(!)” bağrında barındıran bir dönüşümün öyküsüdür.

Demokratik Rejim, adalet, medya, kültür ve ekonomi konularında, söylemler ve eylemler arasındaki çelişkileri, adalet üzerindeki baskıları, medyaya müdahaleleri, oligarşiye kaynak aktarılması olaylarını, haksızlık ve hukuksuzlukları, enflasyona ezdirilen halkın geçim sıkıntılarını, tarikatlara teslim edilen devlet kurumlarını, eğitimin ve üniversitelerin bilimden ve çağdaşlıktan uzaklaştırılma örneklerini, sığınmacıların yol açtıkları problemleri, EYT ve KHK’lilerin sorunlarını sıralamaya ise yerimiz yetmez!

***

Evet değerli okurlarım bu iktidarın iç ve dış politikadaki zikzakları ve “Şahsım Devleti”nin Demokratik Rejimi tahrip eden uygulamaları pek kabul edilebilir gibi değil:

Altılı Masa sadece “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesini toplumda ve TBMM’de uygulamaya sokabilse, Demokratik Rejim’in yeniden kurulması konusunda anlamlı bir adım atmış olabilir diye düşünüyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları