Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Toplumsal şoklamaya reddiye

25 Ekim 2015 Pazar

Bu şoklama, sebze ve meyvelere sıfırın altında 40 derecede uygulanan şoklama değil...
Bu şoklama, Naomi Klein’ın kitabına adını veren şoklama!

***

Bugün yaşadığımız sürece daha 7 yıl önce dikkatimizi çeken Zülal Kalkandelen, Cumhuriyet Pazar Dergi’de 6 Nisan 2008’de “Şok ‘Terapiye’ Şok Tepki” diye bir yazı yayımlayarak bu “Toplumsal Şoklama” kavramını açıklamıştı:
Toplumsal şoklama, aynen bireysel beyin yıkama gibi çalışıyordu.
Yeni bir kişilik yaratma deneyleri, Cameron adlı bir CIA psikiyatristi tarafından, şok tedavisi ile insanların belleklerinin, kişiliklerinin silinip, beyinlerinin yıkanması yoluyla yapılmıştı...
Önce insanlar çeşitli işkencelerle aşağılanıp içleri boşaltılıyor, sonra da onlara yeni değerler, amaçlar aşılanıyordu.
İşte buna benzer biçimde, toplumlar da önce, savaşlar, terör saldırıları, darbeler, ekonomik krizler ve doğal afetler yoluyla çözülüyor, çökertiliyordu...
Sonra da, bu şokun yarattığı korku ve düzensizlik ortamında, ikinci şok gerçekleştiriliyor; neoliberalizm dayatılıyordu.
Buna direnenlere de, polis ve hapishane baskıları ile üçüncü şok uygulanıyordu.

***

“Küreselleşme” sürecinin “Şok Doktrini” ile ifade edilen dayatmaları, Türkiye’de yaşandı ve yaşanıyor.
Devlet yapısının içi, çeşitli yöntemlerle boşaltılarak AKP’nin “Parti Devleti” anlayışı ile yeniden doldurulmaya çalışılmaktadır...
Üstelik, 13 yılın sonunda, her türlü rüşvet ve yolsuzluk, haksızlık ve hukuksuzluk iddialarına karşın, AKP, Türkiye’de artık üçüncü aşamaya geçmiş ve anayasayı da yasaları da umursamayan bir biçimde kendi iktidarını zorla dayatmaya başlamıştır!

***

Seçmen bu sürece ve AKP’ye 7 Haziran seçimlerinde “Dur” dedi...
Ama AKP iktidarı, seçmenin bu tercihine karşılık “Durmak yok, yola devam” anlayışıyla iktidarını pervasızca sürdürüyor...
Böylece farkında olmadan, diyalektik bir biçimde, seçmeni daha da yabancılaştırıyor, bilinçlendiriyor; muhalefeti daha da yaygınlaştırıyor ve güçlendiriyor!

***

Sonuç olarak 1 Kasım’da seçmen, toplumun şoklarla biçimlendirilerek AKP’nin baskıcı modeline göre yeniden yapılandırılmasına, daha sert bir sesle “Dur” diyecek gibi görünüyor...
Yeter ki bu tercih dürüstçe sonuçlara yansıtılabilsin!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları