Seçim sonuçları HDP ile PKK’ye, Türkiye’nin demokratik geleceğini belirlemekte çok dikkatle ve özenle kullanılması gereken çok büyük bir etki gücü getirmiştir.

***

Önce HDP’ye bakalım:
Bu partinin AKP karşıtı tutumu, seçimlerde etnik ve coğrafi sınırların dışına çıkan özgürlükçü ve demokrat bir söylem benimsemesi, sadece Kürtler için değil, Erdoğan-AKP iktidarının antidemokratik baskılarından “illallah” demiş olan Türkler için de bir seçenek oluşturmasına yol açmıştır.
Üstelik her türlü temsil adaletine aykırı olan yüzde 10 barajından dolayı HDP’nin seçimlerdeki rolü iyice artmış, barajı aşıp aşamaması, Erdoğan-AKP baskıcılığının kaderini belirleyici olmuştur.
Sonuç olarak HDP, bir yıldan kısa bir süre önce yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine göre oyunu yüzde yüz artırmış, üç milyon dolayında daha fazla oy almıştır...
Bu sonuç demokratik rejimlerde bu kadar kısa zamanda görülen en şaşırtıcı oy kaymalarından biridir...
Kanımca bu kaymanın altında Kürt milliyetçiliği bilinci kadar, Kürtlerin haklarına inanan ve demokrasinin gelişmesini isteyen, Erdoğan-AKP baskısına karşı çıkan Kürt olmayan seçmenlerin de yüzde 20 dolayında payı vardır. (13 puanda 2.5 puan kadar.)

***

HDP’nin bugünden sonra izleyeceği politika Erdoğan-AKP baskısına karşı çıkanların (yüzde 60’ın) Meclis’te ortak hareket edip edemeyeceklerine ışık tutacaktır:
Erdoğan-AKP modeline tutsak olup “Barış sürecini” demokratik rejimden bağımsız olarak ele alabilir ve kendisiyle işbirliği yapılmasını zorlaştırabilir...
Ya da demokratik rejim olmadan “Barış sürecinin” işlemeyeceğini görür ve Türkiye’yi demokratikleştirmek konusunda işbirliğine açık bir tutum takınır.
Demirtaş’ın dünkü koalisyon açıklaması bu bakımdan umut vericidir.
Elbette burada CHP’nin ve özellikle de MHP’nin tutumları büyük önem kazanmaktadır...
Bu açıdan CHP’nin, HDP ile MHP arasında uzlaştırıcı bir politika izlemesi beklenebilir.

***

PKK’ye gelince, durum çok daha nettir:
Ya şiddet eylemlerini sürdürecek ve HDP’nin üzerinde geliştiği barışçı, demokratik zemini torpilleyecektir...
Ya da sessiz ve eylemsiz kalıp, HDP’nin yarattığı, tüm ülkeyi kapsayan barış ve demokrasi söylemine destek verecektir.
Elbette buradaki esas sorunlardan biri PKK ve HDP’ye karşı girişilecek olan provokasyonlardır...
Herkesin bunlara karşı son derece dikkatli olması gerekmektedir.

***

Sonuç olarak Kürtler artık Türkiye’deki politikada belirleyici bir role sahiptir...
Eskinin koşullanmalarıyla bunu yadsımak ve onları yok saymak, demokratik rejimi sabote etmek olur!