Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Nefret söyleminin yararları(!) ve liderler
İstanbul’da oynanan Türkiye-Yunanistan futbol maçında, Paris’te IŞİD saldırısında katledilenler anısına yapılan saygı duruşunun ve Yunan Milli Marşı’nın ıslıklarla protesto edilmesi son derece düşündürücüdür.
Üstelik, şaka gibi: Türkiye- Yunanistan karşılaşmasının adı da “Dostluk Maçı”dır!
Bu dostluk maçı, ne yazık ki, hiç de dostça olmayan bir tribün tepkisi ile zedelenmiştir.
***
Çok kısa bir süre önce, Konya’da oynanan Türkiyeİzlanda futbol karşılaşmasında da yine IŞİD tarafından Ankara barış mitingine yapılan bombalı saldırıda ölenler için gerçekleştirilen saygı duruşunda, tribünlerden yuhalama sesleri ve tekbirler yükselmişti!
Her iki protesto sırasında atılan sloganlar milliyetçi ve dinci sloganlardı.
***
Türkçemizde, cemaat ile imam, halk ile lider ilişkisine ilişkin, kaba olduğu için buraya alamayacağım bir söylem vardır...
Bu söylemin esas mesajı şudur:
Halk, lideri, abartılı olarak izler, onun yaptıklarını abartarak, mübalağa ederek, aşırıya giderek taklit eder.
Kaba olduğu için açıkça tekrarlanmayan bu halk deyişine gönderme yapmak isteyenler “Hani imam ve cemaat misali” derler genellikle.
İşte stadyumlarda tanık olduğumuz bu tribün tepkisi, bizi yöneten liderlerin kullandığı dinci ve milliyetçi nefret söylemlerinin geniş kitlelerde yankı bulmasıdır.
***
Erdoğan’ın ve AKP’nin açık bir çatışma stratejisi izledikleri, kendilerinden olmayan herkesi suçladıkları...
Halkı birbirine düşman ettikleri...
Bu stratejinin ideolojik kılıfı olarak da dinciliği ve milliyetçiliği kullandıkları...
Çok yazılıp çizildi.
7 Haziran’dan 1 Kasım’a değişen seçim sonuçlarında da bu çatışmacı stratejinin etkili olduğu söylenebilir...
Çünkü 7 Haziran 1 Kasım arasında, çatışma stratejisinin sadece nefret söylemi değil, terör eylemi bölümü de toplumu etkilemişti.
***
Şimdi bu stratejinin iktidar lehine tecelli eden bir sonucunu daha görüyoruz:
Bir zamanlar “hırsızlar” diye inleyen tribünlerden artık tekbir sesleri geliyor!
***
Okurlarım isyan içinde soruyor, “Biz misafirperver, insancıl, sevecen bir halktık, bu duruma nasıl geldik” diye.
Bu sorunun yanıtı “İmam ve cemaat misali” denilerek verilebilir:
“Yurtta sulh cihanda sulh” diyen liderlerden, muhaliflerine hain gözüyle bakan, işgal edeceği komşunun başkentindeki camide namaz kılma hayalleri kuran liderlere geçince böyle oldu!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- İlk kez tek bir fotonun nasıl göründüğü gösterildi
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- Yıkılması gerekiyor!