Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

İstanbul Sözleşmesi ve ikiyüzlülerin din istismarı!

21 Temmuz 2020 Salı

Sevgili okurlarım, iktidar üç beş tarikat ve cemaatin kopardığı gürültüyü “Halk böyle istiyor” diye, “Güya Demokrasi Kılıfına Uydurarak” “Demokratik ve Laik Sosyal Hukuk Devleti”ne dayalı olan Anayasa’ya aykırı kararları uygulamaya sokuyor.

Bu kararların çoğu, “İnanç Kisvesi altında” savunulan, kadınlara ve çocuklara yönelik hak ve özgürlük kısıtlamaları ile yine onlara yönelik olan tecavüz ve istismarların örtbas edilmesine yönelik adımlar.

Dünkü Cumhuriyet’te Barış Terkoğlu, “Vazelin Kokan Bir Cehennem” başlıklı yazısında Seyhan Avşar’ın yeni çıkan “Rezilsiniz” adlı kitabı üzerinden, Seyfi Dursunoğlu’nun Huysuz Virjin tiplemesine yapılan eleştirileri de anımsatarak, bu konudaki ahlaksızlığı ve ikiyüzlülüğü çok güzel dile getirmişti.

Yine birinci sayfada, Mahmut Lıcalı’nın haberinde, Kadın Destek Uygulaması, KADES’in hayata geçtiği 24 Mart 2018’den 2 Haziran 2020’ye kadar toplam 30 bin 601 kadının ihbarda bulunduğu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi’nin bu sayı için “Bildirimde bulunabilen kadınlar KADES uygulamasını telefonlarına yükleyebilenler. Yani açıklanmayan veriler çok daha yakıcı bir sorunu ortaya çıkarıyor” dediği belirtiliyordu.

Cumhuriyet İnternet Portalı’nda da, bir AKP milletvekilinin İzmir Büyükşehir Belediye binasındaki kolonların rengini LGBTİ’yi simgeleyen renklere benzeterek bu şekilde boyanmasına tepki gösterdiği haberi vardı.

Yine dün, Cumhuriyet’teki habere göre, pazar günü Kadıköy İskele Meydanı’nda toplanan Kadın Meclisleri üyeleri, İstanbul Sözleşmesi’nin feshi için başlatılan çalışmalara tepki göstererek “İstanbul Sözleşmesi kadının yaşam hakkıdır. İstanbul Sözleşmesi kadını yaşatır. Bütün kadınları sahip çıkmaya çağırıyoruz” dedi.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim, “İstiyorlar ki kadınlar sussun, korunmasın. Ama böyle olmayacak. Asla müsaade etmeyeceğiz”, Platformun Genel Başkanı Gülsüm Kav, “Sözleşmenin aile yapısını bozduğunu söylüyorlar. Kadın öldürülüyorsa neden evlensin? Emine Bulut’un çocuğu önünde öldürülmesi aile yapısını bozmuyor mu? İstanbul Sözleşmesi’nin bir tek maddesinin bile tartışma haline getirilmesine izin vermeyeceğiz” dedi

Zülâl Kalkandelen, “Sokaklar bizim, direniş bizim!” başlıklı pazar günkü yazısında kadınları şiddete karşı koruyan İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmek istenmesinin arkasındaki oyunu şöyle anlatıyordu:

“AKP, Ayasofya olayında da görüldüğü gibi takıyyeyi bıraktı. Bir zamanlar AB ile arasını iyi tutmaya çalıştığı dönemdeki kararları teker teker geri çekerek cemaat ve tarikatlara açıktan selam duruyor.

İktidar, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılırsa 6284 sayılı Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi ve Ailenin Korunması Yasası’nın da temel dayanağının çökertileceğini hesaplıyor.

Amaç belli: Toplumu siyasal İslamcı ideoloji doğrultusunda hızla gericileştirirken kadını tek başına var olabilen güçlü özne imajından çıkarmak.”

İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmek istenmesine tepki gösteren Demokrasi İçin Birlik, DİB de yayımladığı bildiride, “Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi, barolardaki sistemin hukuk dışı olarak değişmesinden sonra şimdi de kadınları şiddete karşı koruyan İstanbul Sözleşmesi feshedilmek isteniyor.

Adım adım dinci, gerici bir fiili hukuk ve yönetim sistemi inşa ediliyor...

Amaç ortada:

Kadınların yükselen eşitlik mücadelesini engellemek, yıllardır verilen mücadele ile elde edilen kazanımlara el koymak, kadınları hizaya getirmek, aile içinde erkeğe itaat eden role, şiddete ve ölüme mahkûm etmek...

Oysa resmi verilere göre sadece geçen yıl, öldürülen 474 kadından 134’ü evli oldukları erkek, 25’i eskiden evli olduğu erkek, 51’i birlikte olduğu erkek tarafından katledildi” denildi.

***

Sevgili okurlarım, ne yazık ki din eğitimi kisvesi altında çocuklara tecavüz ediliyor...

Kadın eve kapatılmak, sadece bir çocuk doğurma makinesine indirgenmek isteniyor.

Yine din adına, LGTBİ bireylere karşı nefret söylemleri, resmi kurumlar ve devlet memurları tarafından dile getiriliyor...

Bunları eleştiren gazetelere ve televizyon kanallarına cezalar veriliyor!

Hukuk ve yargı bu tutum ve davranışlara göre yönlendiriliyor...

Cumhuriyet’e, Atatürk’e saldırılar her gün artıyor...

TÜRKİYE ADIM ADIM YENİDEN ORTAÇAĞ KARANLIĞINA SÜRÜKLENİYOR...

KADIN HAKLARI MÜCADELESİ ÇAĞDAŞLIK MÜCADELESİDİR!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları