Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

İstanbul İstanbullularındır

25 Ağustos 2023 Cuma

İstanbul, İstanbullularındır:

Yani “Şahsım Devleti”nin yöneticisi olan “Şahsın” değildir!

***

“Şahsım Devleti” uygulamaları ve Recep Tayyip Erdoğan İstanbul’a ihanet etmiştir!

Bunu ben söylemiyorum:

Bizzat Recep Tayyip Erdoğan söylüyor!

21 Ekim 2017’de “Uluslararası Şehir ve Sivil Toplum Kuruluşları Zirvesi”nde İstanbul ile ilgili konuşan Erdoğan, şöyle dedi:

“Kadim şehirlerin en önemli güzelliği, ana karakterlerini kaybetmeden yeniyi bünyelerinde eritmesi, özlerinden katarak yeniden yoğurmasıdır.

İstanbul bu açıdan gerçekten müstesna bir şehirdir.

Ama biz bu şehrin kıymetini bilmedik, biz bu şehre ihanet ettik, hâlâ da ihanet ediyoruz.

Ben de bundan sorumluyum.”

***

Ben 1941 yılında İstanbul’da doğdum.

1959 yılına kadar bu kenti, Fatih’inden, Aksaray’ından, Şişli’sine, Nişantaşı’sına, kadar, iliklerime kemiklerime sindirerek yaşadım.

1983 yılında, darbecilere karşı, sakalımı, onurumu ve özgürlüğümü korumak için Hacettepe’den istifa ettiğimden beri de kentime geri döndüm.

İstanbul’un akciğerine, Menderes döneminde saplanan Hilton Oteli hançeri ile başlayan yağma, 1980 darbecilerinin “İstanbul Nazım Planı”nı iptal etmesiyle 1980’lerden sonra iyice yoğunlaştı.

Dolayısıyla, doğduğum bu kenti nasıl yağmalandığına bizzat tanık oldum.

Bu yağma, 1980 darbecilerinden sonra Özal dönemi ile artarak devam etti.

Çünkü, kentin en kritik, en değerli yerlerine yapılacak inşaat izinlerinin (turizm yatırımı gerekçeleriyle) Ankara’ya aktarılması Özal döneminde başladı.

Dalan ve Sözen dönemlerinde ciddi bazı düzeltmeler yapılmaya çalışıldıysa da 1994 yılında Erdoğan’ın Belediye Başkanı seçilmesiyle, (kendisinin de itiraf ettiği gibi) bu yağma tam bir ihanete dönüştü.

Erdoğan’dan sonra gelen başkanlar da ne yazık ki bu süreci engelleyemediler.

Derken Erdoğan 2003 yılından sonra Başbakan, 2014 yılından sonra da Cumhurbaşkanı olarak İstanbul’u iyice “sahiplendi”.

Ben bütün bu dönemin öyküsünü, 1940’ların, 1950’lerin İstanbul’u ile birlikte İSTANBUL adlı kitabımda anlattım.

Bu kitabı okursanız İstanbul’a yapılan ihanetin boyutlarını çok daha iyi fark edeceksiniz.

***

İstanbul’a ihanetin altında, kenti boğan betonlaşmanın çok büyük bir rant getirmesi, yani ekonomik sömürü düzeni yatıyor.

Böylece Türkiye ekonomisinin “altın yumurtlayan” tavuğu olan İstanbul, açgözlü politikacılar tarafından katledildi...

Gelirleri, sağladığı rantla birlikte, İstanbulluların değil, oligarşinin yararına kullanıldı.

***

İşte İmamoğlu, (genel siyasal ve ideolojik tutum ve davranışları yakın geçmişte ne kadar tartışmalı görüntüler vermiş olsa da) bu yağmayı, bu rant aktarımını önleyen Belediye Başkanıdır.

İmamoğlu, İstanbul’un gelirinin ve rantının “hortumlanmasını” engelleyen, bu gelir ve rantı İstanbul için kullanan Belediye Başkanıdır.

İmamoğlu, “İstanbul İstanbullularındır” diyen bir Başkandır.

Bu nedenle, İstanbulluların, yerel seçimlerde (genel seçimlerin yarattığı küskünlüklerinden sıyrılarak) onu desteklemeleri bu kentin yararına olacaktır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları