Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Hürriyet’e panik saldırısı

17 Eylül 2015 Perşembe

Doğan Grubu, “Ana Akım Medya” denilen, toplumun genel değerlerini yansıtan ve bu nedenle de çok satılan ve izlenen medyanın sahibi olarak güç kazandı:
Bir ara, yazılı ve elektronik basının yarıdan fazlasını kontrol eden bir güce bile erişti...
Gazeteleri ve televizyonları, öteki medya araçlarıyla birlikte, hem reklam pastasından hem de okunma ve izlenme oranlarından aslan payını alıyordu.
Hiç kuşkusuz bunda, Baba Sedat Simavi tarafından oluşturulan ve Haldun Simavi ile Erol Simavi tarafından geliştirilen Hürriyet gazetesinin altyapı ve imajının olduğu kadar, onu bilinçli bir biçimde toplumun çeşitli kesim ve katmanlarının temsil edildiği bir “süpermarkete” dönüştüren, aydınlarla bütünleştiren Ertuğrul Özkök’ün ve onu destekleyen Erol Simavi ile Aydın Doğan’ın da büyük payı vardı.

***

“Ana Akım Medya” olarak, içeride iktidardan, yani Demokrat Parti’den, dışarıda da ABD’den ve NATO’dan yanaydı...
Kurucu Sedat Simavi, Atatürk’e ve yeni Türkiye’ye inanan bir milliyetçiydi...
Gazete Kıbrıs Adası’nın milli bir dava haline getirilmesinde de önemli bir rol oynadı.
Bugün bile adının yanında “Türkiye Türklerindir” ifadesi yer almaktadır.

***

Hürriyet, daima “Devletin” yanında yer aldı ve bu yüzden de soldaki ve sağdaki muhalifler tarafından kimi zaman eleştirildi.
Ama Yaşar Kemal gibi, Aziz Nesin gibi yazarların tanınmalarında ve ün kazanmalarında da önemli bir rol oynadı.
1960 darbesinde, “Ana Akım” olarak, orduyu destekledi...
1961 Anayasası’nın getirdiği özgürlükçü ortam içinde hızlı ve nesnel bir habercilik iddiasıyla iyice gelişti ve “küçük reklamlar” uygulamasıyla serpildi...

***

Özal dönemi çalkantıları, aile ve sağlık sorunları nedeniyle satılan gazeteyi, o sırada Milliyet’le medya sektörüne girmiş olan Aydın Doğan, “rakiplerinin eline geçmesin” diye aldı.
Bir işadamı olarak faaliyetlerini Milliyet ve Hürriyet’in öncülüğünde genişletti, gazete ve televizyon alanında neredeyse tekel sınırlarına gelecek kadar güçlendi...
“Ana Akım” olarak, Recep Tayyip Erdoğan’a ve AKP’ye önceleri biraz kuşku ile baktı ama sonradan neredeyse kayıtsız koşulsuz tam bir destek verdi ve onun bugünkü güce erişmesinde büyük katkıları oldu.

***

Erdoğan’ın artık doğrudan kendi yönetim ve denetiminde olmayan bir medyaya tahammül edemediği biliniyor...
Oysa Doğan Grubu, varlığını, “Ana Akım” çizgisinde de olsa, olanaklı olduğu ölçüde nesnellik taşıyan bir habercilik anlayışına borçlu!
Gerçekçi bir işadamı olarak Aydın Doğan, Erdoğan’ı karşısına almak istemediği için her türlü ödünü verdi:
Hürriyet’i Hürriyet yapan ve Türkiye’nin en çok okunan yazarları olan Emin Çölaşan’ı, Bekir Coşkun’u ve Yılmaz Özdil’i bu sırayla gönderdi...
Ertuğrul Özkök’ü Genel Yayın Yönetmenliği’nden aldı.
Gazetedeki muhalif yazarların çok büyük bir kısmını yolladı.
Milliyet ve Vatan gazetelerini, Star televizyon kanalını sattı.
Yani hem yayın yaşamının zorunlu kıldığı nesnel habercilik ve yorumculuk dozunu iyice azalttı, hem de küçülebildiği kadar küçüldü.

***

AKP yandaşı medyada yer alan son “Terör örgütü” destekçiliği iddiası ise Hürriyet ve Doğan Grubu için gülünçtür:
Hürriyet gazetesinde ifadesini bulan Doğan Grubu’nun yayın politikası “Ana Akım Medya” olarak, daima devletin, dolayısıyla iktidarın yanında olmuş ve bu nedenle de pek çok çevreden kimi zaman çok da sertleşen eleştiriler almıştır...
Adının yanında “Türkiye Türklerindir” yazan bir gazetenin PKK destekçiliği ile suçlanması kargaları bile güldürecek bir iddiadır...
Olsa olsa iktidarın tetikçiliğine soyunmuş olan medyadaki zavallıların panik içinde olduklarının göstergesidir!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump hoş mu geldi? 7 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları