Galiba ilk yazıyı Cumhuriyet’te Orhan Bursalı yazdı.

Evvelki gün de İsmet Berkan aynı konuya Hürriyet’te değindi.

Başka yazanlar da olmuştur herhalde ama ben bunları gördüm:

TÜBİTAK, temel bilimlerde araştırma yapmak üzere kurulmuş olan Feza Gürsey Enstitüsü’nü fiilen yok ediyor.

Bu yanlış bir karardır ve mutlaka düzeltilmesi gerekir.

Çünkü Feza Gürsey Enstitüsü, teknolojinin esasını oluşturan temel bilimlerin geliştirilmesi için kurulmuştur.

Teknolojik ilerlemeler ancak kuramsal nitelikli temel bilimlerdeki gelişmeler sonunda ortaya çıkabilir.

Bütün Ar-Ge çalışmaları ancak temel bilimler üzerinde yükselir ve gelişir.

Feza Gürsey Enstitüsü, Prof. Meral Saçlıoğlu’nun deyimiyle, “genç bilim insanlarının biraz rahat nefes alıp dünyevi dertlerden uzak çalışmasını sağlayan” bir kurumdur.

Orhan Bursalı 12 Temmuz Salı günü Cumhuriyet’te yayımlanan yazısında konuyu şöyle özetliyordu:

“Feza Gürsey dünyaca ünlü bir teorik fizikçimiz. Adı da Türkiye’de Temel Bilimler Araştırma Enstitüsü’ne veriliyor: Feza Gürsey Enstitüsü.. Burada teorik matematik ve fizik araştırmaları, eğitimleri yapılır. Bunlar, temel bilimsel araştırmalardır.. Bilimin anası budur. Sonuçları, teknoloji, mühendislik ürünleri olarak ortaya çıkar…

Ülkemizde yeni bir yapılanma gerçekleşti ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı kuruldu.. Çok da iyi oldu! Nihat Ergün de bakanlığa getirildi! TÜBİTAK ve bağlı kuruluşları ile TÜBA (Türkiye Bilimler Akademisi) bakanlığa bağlandı.

Bakan henüz yeni koltuğuna ısınmamışken, TÜBİTAK karar alıyor ve Feza Gürsey Enstitüsü’nü BİLGEM’e bağlıyor (Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi). 15 Temmuz’a kadar, Kandilli’deki yerlerinden Gebze’ye, TÜBİTAK-MAM’a taşınmaları isteniyor.

BİLGEM çatısı altında şüphesiz iyi şeyler yapılıyor! Ancak orası bilgi ve bilişim teknolojilerine, yani uygulamalı araştırmalara yönelik.

‘Feza Gürsey’in böyle apar topar uygulamalı bilimlerin emri altına kaydırılması, ülkemizde zaten pek önem verilmeyen temel bilimlere bir darbe mi vuruluyor, sorusunu akla getiriyor.”

İsmet Berkan da 19 Temmuz’da yayımlanan yazısında şunları söylüyordu:

“…Türkiye, gerek kısa dönemli pratik sorunlarını çözmek (cari açık başta olmak üzere) ve gerekse uzun dönemli dünya çapındaki rekabetçilik gücünü yükseltmek istiyorsa, temel bilimlerle ilgili ileri araştırmaları yok etmek değil daha fazla desteklemenin yollarını aramalı.

Uluslararası bilim camiasından da ciddi tepki çeken bu girişimin durdurulması yerinde olur.”

***

Enstitü Prof. Erdal İnönü’nün başbakan yardımcılığı ve Prof. Tosun Terzioğlu’nun TÜBİTAK Başkanlığı zamanında kuruldu.

Şimdi alınan kararla sadece statüsü değiştirilmekle kalmadı, Kandilli yerleşkesinden, Gebze’ye taşındı.

Bu uygulama bilim camiasından pek çok tepki aldı.

İnternette “savefezagursey” adresinde bir imza kampanyası da oluşturulmuş.

Burada tepkiler yer alıyor.

Dünkü Cumhuriyet’te de buna ilişkin bir haber vardı.

Feza Gürsey’in öğrencisi, Boğaziçi Üniversitesi emekli öğretim üyesi Prof. Meral Saçlıoğlu, Bakan Nihat Ergün’e ve TÜBİTAK Başkanı Nükhet Yetiş’e yazdığı mektupta, Enstitü’ye yapılan haksızlıkları anlatıyor ve bu kararın ardında herhangi bir bilimsel rapor olup olmadığını sorguluyordu.

TÜBİTAK Başkanlığı’na atanması sırasında çeşitli tartışmalar yaşanan ve sonradan TÜBİTAK’ın Darwin kapaklı dergisi üzerindeki tasarruflarıyla yeniden kamuoyunda konu olan Prof. Yetiş ve Bakan Ergün, bilim camiasında çok eleştirilen bu karardan dönerler umarım!