Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

COVID-19 sonrası yaşam-3 Siyaset

24 Mayıs 2020 Pazar

Koronavirüs sonrası Ekonomi ve Toplum yazılarımdan sonra sıra siyasete geldi.

Koronavirüs sonrası siyaset, dünyada, insanlık tarihi kadar eski olan bir mücadelenin iki tarafı arasındaki çatışmanın keskinleşmesine tanık olacaktır!

Hangisinin ne zaman kazanacağını doğrusal bir biçimde kestirmek olanaklı değil...

Çünkü zıtların etkileşimi biçimindeki Diyalektik, en çok siyasal yaşamda etkisini gösterecek:

Kutsal kitaplardan bu yana insanlık kültürüne girmiş olan iki ebedi kuvvet, İyilik ile Kötülük, Demokrasi ile Diktatörlük, Ezilen ile Ezen, Özgürlük ile Kölelik, Yoksul ile Zengin, Emekçi ile Sermayedar, Dayanışmacılık ile Menfaatperestlik, Paylaşımcılık ile Sömürü, arasındaki mücadele gittikçe dijitalleşen Koronavirüs sonrası dünyada, şiddetlenecek.

Önce genel eğilimlere bakalım:

1) Sağlık sorunları ve hizmetleri, siyasette çok önem kazanacak gerek iktidar, gerek muhalefet, sağlık sorunları ve hizmetleri üzerinden seçmeni etkilemeye çalışacaktır. Bu bağlamda “Sosyal Devlet” kavramının güç kazanması beklenebilir.

2) İnsanların dijital kimlikleri ve başarıları siyasette de öne çıkacaktır; siyasal propaganda yüz yüze temastan dijital iletişime ve etkileşime kayacak; Dijital Dünya’daki başarı siyasetteki başarının önemli bir parçası olacaktır. Gerek iktidar, gerekse muhalefet mensupları dijital medyayı daha yoğun ve daha etkin olarak kullanmaya başlayacaklardır.

3) Twitter, Facebook, Instagram gibi Sosyal Medya platformları siyaseten de önem kazanacak; bu şirketlerin yöneticileri siyasal güç kazanacaktır.

4) İktidarlar ve Sosyal Medya platformları, internet siteleri, vatandaşların her hareketini, eylem ve söylemini çok daha yakından izleyecek, kaydedecek; bütün bilgileri topladıkları ve çözümledikleri Büyük Data (Big Data) yoluyla, tüm insanlığı hem yakından izleyecek, hem kendilerini bu eğilimlere uyarlama, hem de insanları yönlendirme (manipüle etme) için kullanacaktır. Bu gelişme otoriter iktidarların işine yarayacaktır.

5) Devlet yönetimi, devlet hizmetleri dijitalleşecek, gerek devlet gerekse özel teşebbüs hizmetleri Dijital Dünya’ya kayacak, bu gelişme, insanların her hareketinin izlenmesini olanaklı kılacağı gibi, insanların dijital yolla manipüle edilmelerini de kolaylaştıracağı için, siyasal aldatma ve Demokratik olmak yerine Demagojik olmak kolaylaşacaktır. Bu gelişme de otoriterlik taraftarı olan iktidarların işine yarayacaktır.

6) Dijital Dünya’daki özgürlükler, (haber siteleri, Sosyal Medya Platformları ve bunlara erişim) İnsan Hakları ve Özgürlükleri’nin önemli bir alanı haline gelecek, bu alanın korunması ve geliştirilmesi siyasetin ve demokratik mücadelenin temel sorunları arasında yer alacaktır.

7) Dijital Dünya’da, toplumsal, ekonomik ve siyasal olayların haberleştirilmesini, öğrenilmesini önlemek, bu alanda milyonlarca kullanıcı olduğu için, zorlaşacak; fakat öte yandan, yalan haber ve dezenformasyon yaymak da kolaylaşacaktır. Bu gelişme hem Demokrasi hem de Diktatörlük yanlılarının işine yarayacaktır.

* * *

Peki, bütün bu eğilimler bağlamında Dünya’da ve Türkiye’de neler oluyor?

ABD’de, Obama, Dijital Dünya’da gençleri seferber ederek, büyük bir başarı sağladı.

Trump, iç ve dış politika konularında tvitler atarak ABD’yi yönetiyor.

Facebook, hem Instagram, hem WhatsApp haberleşme platformunda topladığı kullanıcılarının bilgilerini kötüye kullanmakla suçlandı.

Bütün Sosyal Medya Platformları, kullanıldıkları devletlerin istedikleri bilgileri vermek eğiliminde.

Dolayısıyla bu durum Diktatörlük yanlılarının işine yarayacaktır; ayrıca buralardaki paylaşımların ve haberleşmelerin gizliğine de hiç güvenmemek gerek.

Türkiye’de iktidar, Demokrasiden uzaklaştığı oranda, Dijital Dünya’yı ve özellikle Sosyal Medya’yı otoriterlik eğilimlerini yansıtacak ve güçlendirecek bir biçimde kullanmak istiyor.

Örneğin, bu dünyada ve bu medyada hoşuna gitmeyen haber ve bilgileri paylaşanları sadece yasaklamakla kalmıyor, onları hapse atarak cezalandırıyor ve muhalifleri de tehdit ediyor.

Ayrıca kendinin el koyduğu  “Geleneksel Medya”, kendi denetimine geçtikten sonra, izlenmemeye, okunmamaya, dinlenmemeye ve seyredilmemeye başlayınca, eskiden zararlı olarak nitelediği bu Sosyal Medyayı kendi maaşlı trolleri aracılığıyla kullanmaya başladı.

İşin çok vahim tarafı, emir aynı yerden çıktığı için, Sosyal Medya’daki trol saldırılarının derhal yargıda ve Anayasa’ya aykırı olarak ceza yetkisiyle donatılan tarafsız devlet denetim kurumları tarafından kullanılmaya başlanması.

Ama kimse bu trollere fazla önem vermesin:

Bu durum Sosyal Medyanın veya trollerin gücünden değil, aynı emir-komuta mekanizmasının her üç alanda da etkili olmasından kaynaklanıyor.

* * * 

COVID-19 SONRASI DİJİTAL DÜNYA’DA DA:

YAŞASIN DEMOKRATİK CUMHURİYET...

YAŞASIN HUKUK DEVLETİ...

YAŞASIN SOSYAL DEVLET!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları