Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Başkanlık rejimi

10 Aralık 2015 Perşembe

Bu aralar, Aydın Doğan şahsen, Doğan Medya Grubu gazete ve dergiler olarak, Ahmet Hakan ise etkili bir yazar kimliğiyle doğrudan tetikçilerin hedefinde.
Bu saldırıları, medya özgürlüğü açısından, Can Dündar, Erdem Gül ve onlar gibi hapiste olan gazetecilere yapılan haksızlıklar kadar önemli ve hayati gördüğümü belirtmek isterim.

***

Ahmet Hakan, her zaman düşüncelerine katılmasam da beğendiğim çok yetenekli bir köşe yazarıdır:
Güzel yazı yazdığı için, katıldığım fikirlerinin bazılarını benden önce yazınca, doğrudan alıntıladığım da olmuştur.
Bu kez de, geçen pazar günü, Başkanlık Rejimini niçin istediğini çok güzel yazmıştı; o kadar güzel yazmıştı ki, ben de karşı görüşümü onun yazısından bölümler alıntılayarak belirteceğim.

***

Ahmet Hakan: Başkanlık sisteminde hiçbir “başkan”, bugün bizdeki Cumhurbaşkanı Erdoğan kadar “tek adam” olamaz. İyi-kötü bir fren ve denge mekanizması mutlaka çalışır.
Emre Kongar: Bu olayda (şu anda da yaşandığı ve görüldüğü gibi) önemli olan sistem değil, kişidir. Erdoğan, tek kişinin egemenliğine uygun olmayan Parlamenter sistemi dahi nasıl istediği gibi kullanıyorsa, Başkanlık sistemini de, üstelik çok daha kolay bir şekilde, arzularına ram edecektir.
AH: Bugün adına parlamenter sistem dediğimiz, ancak ne olduğu belli olmayan bir sistemin içinde debelenmektense başı sonu belli bir sisteme kavuşmamız daha iyi olacaktır.
EK: Adına Parlamenter denilen sistemin ne olduğu bellidir. Erdoğan kurallara uymadığı, bu sistem yozlaştırıldığı ve yargı da buna gözünü kapadığı için debeleniyoruz.
AH: Yeni bir sisteme geçildiği takdirde... “Kuvvetler ayrılığı”, “hukukun üstünlüğü”, “bağımsız yargı”, “demokrasi” gibi ilkeler mecburen yeniden kurgulanacak ve bu ilkelerin çiğnenmesi pek mümkün olmayacaktır.
EK: Bu ilkeler bugün de anayasanın emirleri olarak geçerli ama uygulanmıyor. Başkanlık sisteminde Erdoğan yargıçları da atayacak, milletvekillerini de belirleyecek, zaten yürütmenin başı olduğu için kuvvetler ayrımı bütünüyle ortadan kalkacaktır!
AH: Başkanlık sistemine geçilmesiyle birlikte bugün başımızda bulunanlar için hiç sorulmayan “İyi ama başkanın yetkileri nasıl sınırlanacak, başkan nasıl denetlenecek, başkanın sınırlanması nasıl sağlanacak” soruları, mecburen sorulacaktır.
EK: Bugün bu sorular ne kadar sorulabiliyorsa, o gün de belki ancak o kadar sorulabilecek, hatta o kadar bile sorulamayacaktır.
AH: Başkanlık sisteminde seçilmelerini “başkan”a borçlu olmayan, “bakan” olma ihtimalleri bulunmayan, dolayısıyla bakan olma beklentisiyle kişiliklerini ezdirmeyen şahsiyet sahibi milletvekillerinin ortaya çıkma ihtimali artacaktır.
EK: Bu sistemde de partisinin milletvekillerini (aynen bugün olduğu gibi) Erdoğan belirleyecek, üstelik kabineyi de kendi kuracağı için istediğini doğrudan bakan yapacaktır.
AH: Başkanlık sistemi, adı üstünde bir sistemdir. Bugünkü gibi bir sistemsizliğin içinde debelenmektense adı “başkanlık” olan bir sisteme geçmek, çok daha hayırlı olacaktır.
EK: Bugünkü Parlamenter sistem, sistemsizlik değil, Parlamenter sistemin Erdoğan ve AKP tarafından, yüksek yargının da sessiz kalmasıyla yozlaştırılmış halidir. Başkanlık sistemi, bugün her kafadan çıkan farklı seslerin de ortaya koyduğu biçimde hem çok daha belirsizdir, hem de tek kişi tarafından yozlaştırılmaya çok daha müsaittir.
AH: Bütün yetkileri elinde tutan ama sorumsuz ve hesap vermez bir cumhurbaşkanımız olacağına... Bütün yetkileri elinde tutan ama sorumlu ve hesap verebilir bir başkanımız olsa daha iyi olur.
EK: Bugün, sistem dışına çıktığı ve sistemi yozlaştırdığı halde hesap sorulamıyorsa, Başkan olduğu zaman hiç hesap sorulamaz.
AH: Bugünkü mevcut sistemin sadece adı parlamenter sistemdir. Bugünkü mevcut sistem, adı konulmamış bir başkanlık sistemidir. Üstelik bugünkü sistem, antidemokratik bir başkanlık sistemidir. Antidemokratik bir başkanlık sistemine maruz kalmaktansa... Demokratik bir başkanlık sistemi çok daha iyidir.
EK: Bugünkü sistemi yozlaştıran da Erdoğan ve AKP’dir. Başkanlık sistemi dedikleri, kendi yozlaştırdıkları ve antidemokratik hale getirdikleri garip sistemi meşrulaştırmak olacaktır.
AH: ABD’deki gibi bir başkanlık sistemi, bugün Türkiye’deki fiili başkanlık sisteminden bin kat daha demokratiktir. Bugün Türkiye’de uygulanan fiili başkanlık sistemindense ABD’deki gibi bir başkanlık sistemini istemek, demokrasiyi istemekle özdeştir.
EK: AKP kanadından kimse ve bizzat Erdoğan ABD Başkanlık sisteminin savunmasını yapmamaktadır. Tam tersine, “Türkiye’ye özgü başkanlık sistemi”, bütünüyle yoz bir nitelik taşıyan “Meksika türü başkanlık sistemi”, “Başkanın partili olacağı başkanlık sistemi”, “Fransa gibi Başkanın yetkilerinin yaygın olacağı sistemin Türkiye’ye uyarlanmış hali” gibi, daha şimdiden ABD’deki kontrol ve denge sisteminin (check and balance) dışında bir rejimin hedeflendiği açıkça ortaya konmuştur. Üstelik Erdoğan açıkça, yargının icraya ayak bağı olduğunu ifade etmiş, böylece niyetini belirtmiştir.

***

Konuyu açık seçik bir biçimde tartışma olanağı verdiği için Ahmet Hakan’a teşekkürlerimle bitiriyorum bu yazıyı.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump hoş mu geldi? 7 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları