Dikmen Gürün

Ulvi Uraz’a selam

18 Mayıs 2021 Salı

2021, Ulvi Uraz’ın doğumunun 100. yılı... Sadece usta bir yönetmen, oyuncu, yönetici değil, tiyatroda benimsediği çizgiden asla ödün vermeden yoluna devam eden  bir mücadele insanıydı Ulvi Uraz.  

1943 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı’nı bitiren sanatçı, 1960’ta Ulvi Uraz - Site Tiyatrosu’nı kurar. 1964’ten itibaren Ulvi Uraz Tiyatrosu olarak Küçük Sahne’de faaliyete geçer. Daha sonra, Arena ve ardından Aksaray Küçük Opera’da seyirciyle buluşur. Metin Akpınar’dan Zeki Alaysa’ya, Müjdat Gezen’e, Ahmet Gülhan’a, Alev Koral’dan Suzan Ustan’a, Celile Toyon’a, Bilge Şen ve Ercan Yazgan’a, Müfit Kiper’e pek çok değerli oyuncunun yolu geçer Ulvi Uraz Tiyatrosu’ndan. Nasıl unutabilir bizim kuşak Haldun Taner’in “Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım”, Oktay Rıfat’ın “Zabit Fatma’nın Kuzusu”, Rıfat Ilgaz’ın “Hababam Sınıfı” gibi çoktan klasikler kategorisine girmiş oyunlarını büyük bir keyifle Küçük Sahne’de izlediğimiz günleri? 

BASKI VE SANSÜR

Ekim 1965, Süleyman Demirel’li Adalet Partisi’nin yüzde 50’nin üstünde bir oy oranıyla seçimleri kazandığı yıldır. İzleyen süreç  tutuculuğun körüklendiği ve sola karşı muhalefetin, antikomünist siyasetin vurgulandığı yıllardır. Faşist zihniyetler her devirde sanatçıyı yıldırma siyasetinden vazgeçmiyorlar... O yıllarda da Ulvi Uraz, hedef tahtasındaki sanatçılardan biridir. Baskı ve sansürün her türüyle yüzleşmesi bundandır topluluğun. Birkaç örnek verirsek: 1965’te 350 temsili aşkın oynanan Haldun Taner’in “Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım” ve de Rıfat Ilgaz’ın “Hababam Sınıfı” için soruşturma açılır! 1966’da yine Taner’in oyunu nedeniyle topluluk Kırıkkale’de taşa tutulur. Aynı yıl, Ordu’da, Komünizmle Mücadele Derneği’nin baskısı üzerine Valilik tiyatro salonunu açtırmaz ve “Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım” sahnesi olmayan bir mekânda oynar. Refik Erduran’ın “Kartal Tekmesi” de savcılık soruşturmasına maruz kalır. 1969’da, “Yalova Kaymakamı” valilik emriyle Elazığ’da oynanamaz ve 1970’te, yine Elazığ’da Orhan Kemal’in “Murtaza”sı nedeniyle topluluk taşlı sopalı saldırıya uğrar!  

Ulvi Uraz Tiyatrosu’nun yobazlığa prim veren siyasi ortamda sürekli olarak şiddete maruz kalması devlet çarkını döndürdüklerini iddia edenler adına utanç vericidir. Hoş, tiyatro ve tiyatrocu düşmanlığı o günden bugüne hız kaybetmeden yoluna devam etmiyor mu?      

YERELLİK - ULUSALLIK - EVRENSELLİK 

Tiyatrosunun kurulduğu günden başlayarak Türk oyun yazarlarına odaklanan ve halk tiyatrosu geleneğini yaşatmak için önemli çalışmalar yapan Ulvi Uraz’ın amacı ulusal tiyatromuzun kurulması yolunda eserler vermek ve bu nedenle oyun yazarlarımızla sıkı bir işbirliğine girmek olmuştur. Sanatçının düsturudur; “Ulusal olmayan hiçbir yapıt evrensel olamaz” sözleri. 

1968 yılında Ulvi Uraz sanat hayatının 25. yılını kutlarken Yaşar Kemal ne güzel yansıtır Uraz’ın tiyatro adına verdiği uğraşı: “Bir sanat eri, bizim memlekette her şeyi kendi gücüyle yapar. Zorlukları yıka yıka ilerler. Karanlıklarla döğüşe döğüşe. Hele bir sanatçı ilerici olursa, hele tutuculara kul köle olmuyorsa, olmamışsa, onun güçlükleri birkaç misli artar. Bütün bu engelleri aşıp iyi bir güne varmak, bizim memleketimizde insan üstü çaba ister. Ulvi’nin yirmi beşinci yılını bulduğunu öğrenince içim cızzz etti. Demek yirmi beş yıldır dövüşüyor Ulvi.”

Ulvi Uraz Tiyatrosu, 25 Mayıs 1974’te sanatçının vefatıyla perdelerini kapattı. Kendisine bir kez daha saygıyla selam ediyorum. 

------------------------------------

* “Ulvi Uraz İçin, (Yaşar Kemal)” Pastav: Ulvi Uraz Tiyatrosu Dergisi. Ekim 1968. Yıl 5, sayı 20.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları