Deniz Yıldırım

Kamusal Mustafa Kemal

10 Kasım 2018 Cumartesi

Bugün 10 Kasım. Bağımsızlık savaşımızın ve Cumhuriyet devrimimizin önderi Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı ve özlemle anıyoruz.
İlginçtir; Türkiye’de devletin kamusal vasfını yitirmesinin, giderek şahsileşmesinin ve özelleşmesinin tarihiyle, Atatürk’ü kamusal-siyasal tutum ve eylemlerinden ayrıştırmanın, özel yaşamını, “şahıs” Atatürk’ü öne çıkarmanın tarihi paraleldir.
Bu sadece bir yöntem yanlışlığı değil. Kamusal Mustafa Kemal’i, kurtuluş program ve rotasını unutturmanın bir başka yolu aynı zamanda. Özellikle de bugün. Oysa karşı karşıya olduğumuz tablo, kamusal karakterini anlamayı gerektiriyor.Üç başlıkta özetleyelim.
 
Programlı ve örgütleyicidir
Kamusal Mustafa Kemal, fikirde ve eylemde gençlik yıllarının ürünüdür. Bir yandan devlet çözülmekte, diğer yandan kurtarıcı genç kadrolar Abdülhamit baskıcılığının altında çare aramaktadır. Öyleyse iki maddelik program da bellidir: Vatanın kurtarılması, halkın hürriyeti. Vatanın kurtuluşuyla hürriyet mücadelesi birleşmiştir. Kamusal Mustafa Kemal’de programın bu ikili niteliği hep sürecektir. Hedefleri hayatın içinden çıkarır. Stratejiyi ve örgütlenmeyi buna göre belirler. Bireysel, özel kurtuluşa inanmaz. Bu anlamıyla da kamucudur, kamusaldır.
Bu yolda önce 1906’da Şam’da “Vatan ve Hürriyet Cemiyeti”ni kurar. Şubelerini açmak için çabalar. Kurtuluş Savaşı’nda yerel mücadeleleri ortak bir örgüt etrafında, milletin en geniş birliğini sağlayacak ilkelere göre birleştirme hedefi de Ankara’da bir Millet Meclisi oluşturması da bu çizginin ürünüdür. Programlı ve örgütleyici olmak, kamusal Mustafa Kemal’in değişmeyen özelliğidir.
 
Gerçekçi, fedakâr ve öncüdür
Mustafa Kemal yurtsever bir asker olarak yetişmiştir. Alıcı değil verici, ömrü cephede geçen fedakâr kuşaktandır. Kendi ifadesiyle de siyasetle hep “askeri-siyasal” düzeyde uğraşmıştır. Ve aşamalar ilerledikçe, kurtuluş stratejisindeki öncelikler de değişir. Çöküp gidene ahlayıp vahlamaz; önüne bakar. Devlet düzeninde değişiklik olmadan, devleti halka dayandırmadan bağımsızlık olmayacaktır, kurucu görevleri önden cesurca saptar. Bu yüzden de öncü karakterdedir. Bu saptama, Eylül 1917’de Halep’ten yolladığı rapora açıkça yansır.
Önerisi açıktır: Birinci Dünya Savaşı sürmektedir. Savaş kaybedilecektir, bellidir. Geleceğe bakar; ileride verilecek bir kurtuluş savaşı için kalan askeri kuvveti saklayacak, savunacak yol önerir önce. Saltanat binasının çökeceğini, devletin çürüdüğünü, halkın zorda yaşadığını ve bağların sarsıldığını belirterek yeni bir örgütlenme gerekliliğini saptar ardından. Artık kurtuluş önce siyasidir. Halkı kucaklayıp birleştiren, koşullarını iyileştiren siyaset yoksa milli kurtuluş da olmayacaktır. “Gerek sivil hükümetler ve gerek halk içinde yapılacak işlerin ivedilikli bir yurt sorunu değil, en birinci yurt savunması sorunu olduğu” saptamasını yapması bir yol ayrımıdır. Kamusal Mustafa Kemal, yeni bir siyasal düzen olmadan askeri kurtuluşun, bağımsızlığın olmayacağını ilan eder.
 
Halkçıdır
Siyasal kurtuluş olmazsa olmazdır artık; ama kiminle yapılacak, hangi kuvvete dayandırılacak? Saray’la olmayacağı açıktır, çare halktır. Öyleyse asıl mesele halkı kazanmaktır; Halkçılıktır. 19 Mayıs’ta Anadolu’ya geçer; öncüleri birleştirme, halkı kurtuluşa ikna etme, ortak ilkelerde ve örgütlenmede birleştirme siyaseti izler kamusal Mustafa Kemal.
Halkın kazanılması ise halkın durumunun iyileştirilmesine bağlıdır. Balkan Savaşı’ndan Kurtuluş Savaşı’na cepheden cepheye, savaştan savaşa koşan, can veren, evladını yitiren hep yoksul halk çocuklarıdır. Halk çocuklarının durumunu iyileştirmeyen, onları savaştan savaşa yollamayacak bir kurtuluş umudunu gösteremeyen her halkçı çizgi başarısız olacaktır. Ama kolay değildir; sadece devlet değil, öncüler ve aydınlar da ihmal etmiştir halkı. Bunu görüp şöyle der yine 1919’da: “Siyasal kavgaların çoğu boştur, sonuçsuzdur. Ama toplumsal çalışma her zaman için verimlidir. Bizim aydınlarımız buna çalışmalı. Neden Anadolu’ya gelip uğraşmazlar? Neden milletle doğrudan ilişki kurmazlar? Yurdu gezmeli, milleti tanımalı. Eksiği nedir, görüp göstermeli. Milleti sevmek böyle olur. Yoksa lafla sevgi yarar vermez.” İlk Meclis’e bu şartlarda Halkçılık Beyannamesi sunar, bu yüzden kurduğu fırkaya Halk Fırkası adını verir. Halka dayanmayan kaybeder.
Yani kıymetli okurum: Gerçekçi ol ama kötümser olma, ahlayıp vahlama, bir yerden başla, toplumsal sorunlara yönel, halkın sorunlarını çözebildiğini göster, halkın kendisini örgütlemesinin yol ve yöntemlerini yarat, kurtarıcı bekleme, örgütlen. Yeniden halkçı çizgiyi yükselt. Kamusal Mustafa Kemal böyle anlaşılır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Cumhuriyet’e veda 4 Haziran 2022

Günün Köşe Yazıları