Deniz Yıldırım

Akşam virüsü

03 Mart 2021 Çarşamba

Yine “normalleştik”; kıymetli büyüğümüz, gazetenin dördüncü sayfasını kendisiyle paylaşmaktan onur duyduğum sevgili Ali Sirmen dün ne güzel ifade etmişti: “Ben normları dilediğimce saptayayım, siz de onlara uygun ve ona uyan normalliğe baş eğin!”

Bu kadar; iktidarın ülkeyi yönetme formülü böyle. Kararlar nasıl alınıyor, bu kararlar hangi ölçüye ve hangi kesimlerin çıkarına göre alınıyor, bu kararlar kimlere uygulanıyor ve kimler muaf tutuluyor? Yanıtlar belli. İktidarın tadını keyfi yönetimle çıkarmak böyle oluyor.

Bir de bu kararların duyurulması var elbette. Bakanlar Kurulu toplanacakmış, karar alınacakmış. Geçiniz. Yeni sistemde bakanların ne yetkisi var? Anayasa değişikliğiyle birlikte anayasadaki bütün “Bakanlar Kurulu” ibarelerinin yerine Cumhurbaşkanı yazılmadı mı? 

Sağlık Bakanı bekler, Milli Eğitim Bakanı erteler, kararları ise Cumhurbaşkanı açıklar. Ne zaman? Bakanlar Kurulu toplantısından sonra. Niye? Bir, “Bakın işte, kararlar istişareyle, kurulda alınıyor, tek adam rejimi yok” görüntüsü verilsin; iki, yine de son söz, yetki kimde görülsün; üç, bu arada da salgına dair tedbirler konusuna gelmeden önce yurt ve dünya gündemine dair görüşler hazır yakalanmışken milyonlara aktarılsın. Ötesi yok.

Siyasal iletişim açısından bunları görmemek mümkün mü? Propaganda ve imaj, memleket meselelerini çözmenin önüne geçiyor. Özü bu. Karşıtları kriminalleştirme, muhalefeti suç gibi gösterme, bunu yaparken de iktidarı güzelleştirme, allayıp pullama siyaseti. Baskı ve propaganda aygıtlarını çekin alın, geriye bir şey kalmıyor. 

Pazartesi akşamı da böyle oldu; kısmi “normalleştik”. Neye göre?

Okullar kısmen açılıyor; eğitim emekçilerinin aşılaması bitti mi? 

Kafeler, lokantalar kısmen açılıyor. Virüsün kapalı ortamları sevdiği unutuldu mu, ne değişti? Yoksa “lebaleb” kon-gre görüntülerine dönük içten içe büyüyen tepkiyi soğutma kampanyası mı?

Hafta sonu yasakları birçok şehirde kalkıyor; kalkmayan yerlerde de sadece pazar günü yasak uygulanacak. Virüs, cumartesi günü bulaşmıyor mu?

Geçiş mevsimindeyiz; soğuk algınlığının artacağı, bir üşüyüp bir terlemenin âdetten olacağı zamanlarda. Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır. Gerçi şimdi o da zor. Doğalgaza yine zam geldi. Olsun, gaz bulduk. Hedef 2023, sabır. E bu arada, sokaklardaki yoğunlaşma ne olacak?

Kırmızı şehirler var bir de; yüksek risk altında. Peki, buralarda yaşayanlar komşu illere, riski düşük illere seyahat edebilecek mi? Edebilecek. Yasaklama var mı? Yok. Risk ayrıştırması neye yaradı şimdi?

ÜLKENİN NORMALİ

Aman susun, sormayın, çünkü normalleşme. Ülkenin bugünkü normali de susmaya, sormamaya dayalı değil mi?

Bir de akşamları çok seviyor bu virüs. Sabah toplu taşımada bulaşmıyor, gündüz fabrikada, okulda, işyerinde, kafede, alışveriş merkezinde bulaşmıyor; fakat saat 21.00 oldu mu, akrep 9’a dokundu mu, virüs uyanıyor, yayıldıkça yayılıyor. O nedenle 9’dan sonra sokağa çıkmak yasak.

Olan kime oluyor? Müzisyene oluyor, sokak sanatçısına oluyor, tiyatroya oluyor; barlara, eğlence merkezlerine, konserlere, buralarda çalışıp ekmek yiyen (daha doğrusu aylardır yiyemeyen), sonunda intihar haberleriyle yüreğimizi dağlayan insanlara oluyor.

Bu arada kültürü, sanatı, sosyal mekânları ayakta duramaz hale getirmek, adım adım bitirmek; bir türlü kurulamayan kültürel hegemonya için ortamı iyice rakipsiz, kuru bir zemine çevirmek de salgının tedbir paketinin görünmez uzantısına dönüşüyor.

Neyse canım; bunları dert etmeyelim. Turizm sezonu gelince, bir bakmışsınız, tam normalleşmişiz!

Muhalif siyasetçilerimiz de bunları dert etmesin. Ülkeyi içine düştüğü berbat sıkışmadan kurtarmak için açık açık yan yana gelerek ortak bir program duyurmaktan çekinen, geçmişe dönük anmalarda güzelce bir araya gelip milletin dertlerine acil çözümler sunabilecek bir gelecek tasavvurunda bir türlü buluşamayan siyasetçilerimiz; dert etmeyin.

Basın açıklaması yapar, halka zaten bildiği sorunları anlatmayı sürdürürsünüz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Cumhuriyet’e veda 4 Haziran 2022

Günün Köşe Yazıları