Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Konserve hayatlar
Televizyon reklamları arasında başı inşaat projeleri çekiyor. Bu projelerin ortak özelliği yapıların yükseklikleri. Konut olarak planlanan gökdelenlerde kat sayısı 50’ye kadar ulaşıyor. Doğrusu, sözgelimi bir binanın 49. katında nasıl yaşanır, bilemiyorum.
İstanbul’da 2000 yılında 10 milyon olan nüfus bugün 14 milyonu aşıyor. 15 yıl içinde gerçekleşen böylesi bir artışa Avrupa’nın hiçbir yerinde rastlanmıyor. Karşılaştırma amacıyla bazı Avrupa başkentlerinin güncel nüfuslarını veriyorum: Oslo (Norveç) 618.683. Stockholm (İsveç) 810.120. Budapeşte (Macaristan) 1.732.000. Amsterdam (Hollanda) 779.808. Uzatmayayım, İspanya’nın başkenti Madrid, İstanbul, Londra, Berlin ve Paris’ten sonra Avrupa’nın en kalabalık beşinci şehridir ve nüfusu, İstanbul’un 15 yılda artan nüfus farkının altındadır: 3.250.00.
İşyerim olan TÜYAP’ın bulunduğu Beylikdüzü’nde 1990’lı yıllarda yaklaşık 2 bin kişi yaşarken, bugün 233 bin kişi yaşıyor. İstanbul plansız, programsız büyüyor. Kentin ana ulaşım ağı olan E5 karayolu BüyükçekmeceTuzla güzergâhında 80’in üzerinde büyük konut, plaza, hastane ve AVM yer alıyor ve yenileri planlanıyor.
***
Yeni İstanbullular konut tercihlerini gökdelen benzeri konutlardan yana yapıyorlar. Konuyla ilgili çalışma yapan uzmanlar bu konutlarda yaşayanların zaman içinde “umursamaz ve acımasız” olduklarını ortaya koyuyor. Komşuluk hukukunun yok olduğu, aşırı güvenlikçi yaklaşımla “güven” duygusunun ortadan kalktığı bu konutlarda insanlar toplumdan soyutlanmış “konserve hayatlar” sürüyorlar.
Çocuklar kendileri için öngörülen “sterilize” yaşamlarında mahalle arkadaşlığı nedir, bilmiyorlar. Arka sokağın adını sorsanız, omuzlarını silkiyorlar. Küçücük yaşlarında topluma, sokaklarda yaşanan gerçek hayata yabancılaşıyorlar.
Uzmanlar, Batılı orta ve üst sınıflara ait insanların da ilk yıllarda bu tür konutlarda yaşadıklarını, ancak buralardaki yaşamın olumsuzluklarını görüp konutlarını “yoksullara” terk ettiklerini, zaman içinde bu konutların “yoksullar hapishanesine” dönüştüğünü anlatıyorlar.
***
Bir süredir “kentsel dönüşüm” felaketini yaşıyoruz. Eski mahalleler ortadan kaldırılıyor, yerine aynı kafayla yeni “konserve hayatlar” için yüksek konutlar, plazalar, AVM’ler yapılıyor. Tarihsel dokular iğdiş ediliyor, yeşil ortadan kaldırılıp yerleri betonlaşıyor. İstanbul, Dubai’leşiyor.
Ülkemizde varsıllar, kendileri gibi olanlarla sitelerde, yüksek konutlarda yaşamayı yeğliyorlar. Bu seçim onları kendileri gibi olmayanlardan uzaklaştırıyor. Birebir iletişimleri olmadığı için onları anlamıyorlar, kafalarında onlara karşı önyargılar oluşuyor. Bu önyargılar, kendileri gibi olanlarca onaylandığından giderek pekişiyor.
***
Benim tercihim ise hep “mahalle karakterini” hâlâ koruyan semtlerde yaşamak oldu. Çocukluğumdan bu yana böyle gördüm, böyle yaşıyorum. Moda’da oturduğum eve beş dakika yürüme mesafesinde dört bakkal var. “Şenol”, “Deniz”, “Akça” ve “Öztürk” marketler. Hepsi ahbabım, yemek yediğim lokantaların, gittiğim pastanelerin sahipleri ve çalışanları gibi taksi durağındaki şoförler de...
Onlarla sohbet ederken zenginleşiyorum.
Doğrusu, kentten, kentin insanlarından kopuk yaşamlar sürenlerin adına üzülüyorum.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret ve emekli maaşı hakkında önemli iddia!
- Asgari ücret kaç TL olmalı?
- Yarısı mesleği bırakmayı düşünüyor!
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin en ünlü tekstil devi kapandı
- Soğuk havada TIR kuyruğu 30 kilometreyi geçti
- Muğla'da helikopter kazası: 4 kişi öldü!
- CHP'den Erdoğan'a sert yanıt!
- ‘Binadan çıkamıyorum, bu çaresizliğe...'
- Öğrencisinin Suriye'de Bakan olduğunu öğrendi
- Evini kiraya verecekler için geri sayım
- Fidan ve Colani yeni dönemi açıkladı
- 'Su sorununu çözmek, DSİ'nin görevi değil'
- Volkan Demirel'den Şenol Güneş'e sert sözler