Çiğdem Toker

Hukukun Kalbi Yok

08 Ocak 2014 Çarşamba

Tarih: 24 Ocak 2012.
Yer: TBMM, AKP Grubu
Başbakan Tayyip Erdoğan: “Uludere soruşturması titizlikle yürütülüyor. Bu dosya Ankara’nın karanlık dehlizlerinde kaybolmayacak” dedi.
Sonra sırasıyla şunlar oldu:
TBMM Uludere Komisyonu’nun, TSK’nin “kastı olmadığına” karar vermesi 15 ay sürdü.
Diyarbakır Özel Yetkili Savcılığı’nın “görevsiz” olduğuna karar vermesi 18 ay sürdü.
Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı’nın “takipsizlik kararı” vermesi 7 ay sürdü.

***

“Ankara’nın karanlık dehlizlerinde kaybolmayacağı” sözü verilen dosyadan çıkan son 16 sayfalık karara bir bakalım:
Ankara’daki askeri savcılığın verdiği kararda, “operasyonun”, (Ankara’daki) TBMM’de kabul edilen ve (Ankara’daki) TSK’ye sınır ötesi operasyon yetkisi veren tezkeresine dayandığı vurgulanıyor.
Evet, bir “hata”nın olduğu kabul edilmekte.
Ancak bu hatanın, bölgedeki “BTÖ (Bölücü Terör Örgütü) faaliyetleri dolayısıyla”, “kaçınılmaz” olduğu savunuluyor.
TCK 30’a göre “kaçınılmaz hataya düşen kişi” cezalandırılmazmış. O yüzden de “takipsizlik kararı” verilmiş.

***

Peki... Suç unsuru yoksa, bir “takipsizlik” kararı neden 16 sayfa yazılır?
1. Yanıt: “Müteveffa”ların listesi, 4 sayfa tutuyor...
Orhan, Erkan, Muhammet, Bedran ve Şivan 1998 doğumlu.
Bombalar üzerlerine yağdığında 13 yaşındalar.
“Yükledim mi gece vakti kaçağı” diyen Memik Oğlan’dan da ufak.
Sonra 1997, 1996, 1995 diye uzayıp gidiyor doğum tarihleri.
Benim, sizin çocuklarınız gibi.
2. Yanıt: “Zarar gören ve zarar görenlerin vekilleri”nin listesi 3 sayfa tutuyor.
Cenazelerini araziden parçalar halinde toplayıp, battaniyelere sarıp, devletten yardım gelmediği için katırlara iple bağlayarak köye getirebilen aileler yani.
Onların, adalet peşinde Uludere’den Meclis’e kim bilir kaçıncı ziyaretlerinden biriydi.
Gencecik bir anne, çantasından 8. sınıf Türkçe kitabı çıkardı ve dedi ki:
“Ben oğlumu okula Türkçe öğrensin diye göndermiştim. Sizse onu terörist diye öldürdünüz.”
3. Yanıt: Kaçakçı köylü grubunun neden terörist’lerle karıştırıldığını gerekçelendirmek üzere, bölgedeki geriye dönük faaliyetlerin anlatıldığı istihbarat raporu özeti 7 sayfa tutuyor.
Bu özetin de “kaçınılmaz hata”nın hukuki zeminini oluşturduğu anlaşılıyor.
4. Yanıt: Karar süreci ve bombalama envanteri de yaklaşık 2 sayfa tutuyor.
TBMM’deki Uludere Komisyonu üyeleri, geçen yıl izledikleri İHA görüntülerinde, kaçakçılıkta kullanılan katırların ayaklarını dahi gördüklerini aktarmışlardı.
Genelkurmay’ın o akşamki değerlendirmesi böyle olmamış. İHA görüntülerinin “terörist” olarak yorumlandığı Karargâh’ta önce topçu atışı planlanmış. Sonra bunun yeterli olmayacağına kanaat getirilerek sınır ötesi için de hava harekâtı kararı alınmış.
Henüz Ankara’da sınır ötesi için hava harekâtı yapılsın mı diye değerlendirme sürerken, “yurtiçinde topçu atışı” başlamış...
“Terörist” olarak değerlendirilen köylülerin üzerine, saat 19.28’den 20.21’e kadar, toplam 12 top atılmış. Listeli.
Genelkurmay Başkanı Necdet Özel konutundan onay verdikten sonra da bombardıman başlamış.
Saat, 21.30, 21.43, 22.02, 22.24 diye 15-20’şer dakikalık aralıklarla da 4 bomba atılmış. O da listeli.
Toplayın alt alta, 16 sayfa ediyor.
Ölü sayısı, zarar gören sayısı, vekil sayısı, bombardıman sayısının listelendiği bu kararın özeti ise tek cümleden oluşuyor:
“Buralarda hukukun kalbi yoktur.”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları