Çiğdem Toker

Haydi Vali Coş’a Empati Yapalım

11 Kasım 2013 Pazartesi

Bu sıklıkta öfke saçan bir mülki amire az rastlanır.
Adana Valisi Hüseyin Avni Coş’un katılıp da hadisesiz bittiği hatırlanan resmi tören sayısı, bir elin parmaklarını geçmiyor.
Tam, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda Türk bayraklı rozet dağıttı diye belediye başkanvekiliyle tartışmasını unutmak üzereydik ki; 81 mevkidaşı arasından hızla sıyrılıp yeniden gündeme oturdu.
“Başbakan’ın sözü bizim için talimattır” diyerek “kızlı-erkekli” denetime talip olan ilk vali sıfatını kazandı.
Nedir; gençlerin ahlakını korumak görevleri arasındaymış...
Yönettiği kentin halkına “gavat” diyerek!
Pek çok üniversiteli genç, “gavat”ın sözlük karşılığını ihtimal, dün öğrenmiştir.
Nitekim, yürekli bir hâkimin ceza takdir edeceği kadar ağır hakaret ettiğini kendisi fark etmiş olmalı ki, hemen DHA’ya açıklama yaptı:
“Gavat değil, yürüyen anlamında kavas demiş olabilirim. Bu sözü de sık kullanırım.”
Öyle ya, hepimiz günde üç fasıl, sinirlenirken “kavas” diyenlere tanık oluyoruz.

***

Coş’un “tevil ettiği” görüntüleri birkaç kez izledim.
Protestolara sinirlenip önce makam aracına biniyor.
Araç, korumalar eşliğinde ilerlemeye başlıyor.
Uzaklaşıyor zannediyorsunuz, otomobil aniden duruyor.
Öfkesi öyle coşkun ki, kendisini durdurmaya çalışanları yararak “dalıyor” kalabalığa:
“Allah belanı versin diyen o gavatı alın.”
Adana’da göreve başladığı ilk günlerdeki Zeytin-gen adlı projeyle ilgili soru yönelten gazetecileri azarlayışını ise hiç sormayın...
Ne protesto, ne slogan. Meslektaşlarım, kentte tartışılan bir konuyu sükûnetle soruyor.
Uzun uzun mülkiyet hakkının kutsallığını anlatıyor Vali Coş. Bitirip gidiyor.
Sonra -tıpkı dünkü gibi- hırsını alamayıp aniden geri dönüyor.
Bu kez “Basını da kınıyorum. Bir daha bana böyle soru sormayın” diye bağırıyor.
Ki, videonun sesini kıstım izlerken.

***

Gördüğümüz; kamu yöneticilerinde olmaması gereken bir “öfke kontrolü” sorunudur.
Empati yaparsak, bu durumun nedenlerini belki anlayabiliriz:
? Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın “Gayretkeş bir valimizin bu sözlerin üzerine atlaması çok doğru bir davranış değil” sözü moral bozmuş olabilir.
?29 Ekim’de belediye başkanvekilini azarlamasının ardından, şehirdeki üç partinin “Bu valiyi istemiyoruz” açıklaması başka olasılık.
? CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın TBMM Başkanlığı’na geçen hafta sunduğu soru önergesini de es geçmeyelim. Önergede; önceki görev yeri Aydın’da, Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun korumalarını geri çektiği, aşevini boşalttığı, belediye araçlarına usulsüz ceza kestidiği, MHP İl Başkanlığı üzerindeki pankartları indirttiği, Mülkiye Müfettişliği döneminde görevlendirildiği önemli bir soruşturmaya dair iddialar hatırlatılıyor.
?Sonra, Adana Milletvekili Ali Küçükaydın’ın, İçişleri Bakanı’na “tabiri caizse devlet terörü estiriyor” dediği 20 Şubat 2013 tarihli mektubu... Küçükaydın’ın tıpkı kendisi gibi mülki amirlik kariyerinden gelmesi, dahası iktidar partisi milletvekili oluşu...

***

Bir de karanlık yıllar var tabii...
Eşyaları, ağılları, hayvanlarıyla binlerce köyün yakıldığı...
Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı’na gizli tanık olarak ifade veren bir erin, “1994’te Hazro, Lice, Hani ve Kulp’a bağlı 30 köyü yaktık” sözleri, dün Taraf’ta manşetti,
O yılları anlatan 88 sayfalık rapor ise yıllardır TBMM arşivinde duruyor...
Bugün “gavat” sözüyle tartıştığımız Coş’un biyografisinde; 1991-1995 döneminde Diyarbakır Olağanüstü Hal Vali Yardımcılığı yaptığı yazıyor.
Kim bilir, Coş’un da dönemin mülki amiri olarak, bugüne ışık tutacak ne kadar kıymetli tanıklıkları vardır.
Empati zor iş.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları