Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Baskın yapılan evden çıkan hâkim
“En kötüsü de sahip olmadığın şeylere ait olmaktır” sözleriyle yabancılığını anlatıyordu Kafka, Milena’ya Mektuplar’ında...
Yat yere, yat, yat, yat!
Kaç baskın görüntüsünde izledik o emri. Polisler girdikleri evde içeriye bir anda dalıyor, tehlikeyi bertaraf ediyorlardı. Bu kez öyle olmadı. Girdikleri ev başlarına dert açtı. Bakanlardan bürokratlara kadar, devletin yetkili isimleri günlerdir özür diliyor, yanlış oldu diyor ama kriz çözülemiyor.
EVDEN HAKİM ÇIKTI
Aslında hedef, sahte kanser ilaçları sebebiyle çocuk ölümlerine neden olan bir örgüttü. Operasyonu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Emniyeti ile birlikte yürütmüştü. 26 Aralık’ta düğmeye basıldı. Toplam beş ilde 37 kişi gözaltına alındı. Baskınlarda piyasa değeri 4 milyon lira olan sahte ilaç ele geçirildi. Operasyonun ardından 20 kişi tutuklandı. Gözaltına alınan isimlerin benzer suçlardan toplamda 127 suç kaydı vardı. 128. kez işlem görüyorlardı.
Gelelim krize...
Operasyonda hedef alınan kişilerden biri Necati Zaman’dı. Zaman’ın kasten öldürmeden nitelikli yağmaya, uyuşturucu ticaretinden tehdide kadar birçok dosyası vardı. Polise göre tehlikeli bir hedefti. Gelgelelim, Zaman’ın resmi adresi de telefonunun sinyal verdiği adresler de hep Ankara’daydı. Ankara Emniyet Müdürlüğü ile irtibatla, Zaman’a operasyon yapılmaya çalışıldı. “Çalışıldı” diyorum, çünkü operasyon günü, sabah 7.20’de özel harekât polislerinin baskın yaptığı ev Zaman’ın çıkmamıştı!
Kimin mi çıktı?
Polisler, kadın hâkim Ş.G.K. ve devletin kritik bir kurumunda çalışan eşi R.K. ile karşılaştı
SEHVEN SORUŞTUMA BAŞLADI
Durun, hemen aklınıza kötü bir şey gelmesin. Aslında yaşanan tam bir “sehven” vakasıydı. Gönderilen adreste “Birdal Sitesi Yolu Caddesi” yazarken Ankara’daki polisler “Birdal Sitesi”ne girmiş, operasyonu orada yapmıştı. Kısacası adresteki benzerlik nedeniyle polis yanlış eve girmişti.
Baskında bir de tutanaklara yansıyan tartışma yaşandı. Hâkim ve eşinin tutanağa düştüğü şerhi aktarayım: “İkamette bulunan şahısların kimliklerini ibraz etmelerine rağmen eve özel harekât unsurlarının girdiği...” Nitekim tutanakta polisler de eve girerek “kaba arama yapıldığı”nı kabul ediyordu.
Sıradan birinin evine girilse, muhtemelen karakolda günlerce “vallahi Zaman’ı tanımıyorum” diye derdini anlatmak zorunda kalacaktı. Ama bu kez “sehven” hikâyesi sert taşa çarpmıştı. Hâkim ve devletin kritik kurumunda çalışan eşi, meselenin peşini bırakmadı. Devreye önemli isimler girdi. Yıllardır duyduğumuz “sehven” vakalarının bu kez sorumlusu arandı.
EMNİYET'TE SEHVEN GERİLİMİ
Sehven soruşturması derinleşti. Uzun yazışmalar yapıldı. Olayın iç yüzü araştırıldı. Aslında Zaman’ın resmi adresi bambaşkaydı. Ancak resmi adresinden telefonu hiç sinyal vermiyordu. Bunun üzerine İstanbul polisi, Zaman’ın aboneliklerini araştırmış, bir tek internet abonesi olduğunu görmüştü. İnternet şirketinden adresini istedi. Burada Zaman’ın başvuruda beyan ettiği adres yazıyordu. Bilinçli mi saklanma yöntemi mi yoksa yanlışlık mı bilinmez, yazan adresteki sokak aslında olmayan bir sokaktı. Hâkimin ve eşinin oturduğu evin adresine çok benziyordu. Muhtemelen interneti bağlayanlar da Zaman’ı telefonla arayarak bulmuştu. İşin özeti buydu.
Soruşturmada Ankara Emniyeti İstanbul’u, İstanbul Emniyeti Ankara’yı suçladı. Ankara Emniyeti kendisine gelen adresin gerçekte olmadığını, olası en yakın adrese gittiğini söyledi. İstanbul Emniyeti ise Ankara’daki bir adres detayına vâkıf olamayacaklarını, Ankara Emniyeti’nin yeterince çalışma yapmadan baskın yaptığını, üstelik posta kutusunda farklı bir fatura görmek gibi detayları es geçerek eve girdiğini, girerken de yanına komşulardan tanık almamak gibi bir hata yaptığını ifade etti.
Operasyonu yapan polislerin WhatsApp yazışmalarına bakıldı. Sonradan yakalanan Zaman’a adresindeki tuhaflık soruldu.
MİLLETİ YERDEN KİM KALDIRACAK
Sadece bu kadar değil. Devletin pek çok kritik ismi hâkim ve eşini arayarak özür diledi. Ama kriz, bu yazı yazılırken halen bitmemişti. Polisler, “Bir hata olmuş, özür diledik, daha ne yapalım” havasındaydı.
Dosyayı kapadıktan sonra “işte burada” dedim. Son dönemde seçim nedeniyle sıkça duyduğumuz “muhasebe”nin ve “hesaplaşma”nın asıl adresi burası. Hayır, yanlış anlamayın. Evi yanlışlıkla basılan hâkim ve devlet görevlisi eşi, sabah sabah yaşadıkları korkunun hesabını sormakta son derece haklı. Mesele bu değil. Ancak son yıllarda sürekli duyduğumuz “sehven” vakaları herhangi bir vatandaşın hayatına denk gelince sonuç “ayıkla pirincin taşını” oluyor. Çakarlı arabalarla gezen, ardında korumalarla dolaşan, pahalı sofralarda devletçilik oynayan adamlar yükselirken ülkenin asıl sahibi yurttaş önemsizleştirildi. Sürülen, dövülen, yargılanan, yerde tekmelenen oldu. Kırılmış, örselenmiş bir millete yüz yıl sonra nasıl yeniden “ne mutlu” dedirtiriz? Herkesin asıl muhasebesine buradan başlaması lazım.
“Eğer gerçekten insanlar mutluluktan ölebilselerdi benim çoktan ölmüş olmam gerekecekti” demişti ya ruhu yükseldiği anda Kafka... Belki gerçek bir yaşam, korkularından ve ayrıcalıklarından kurtulmuş bir milletin huzurundadır.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- Köyüne dönmek isteyene 5 gebe düve verilecek
- Barış Atay’dan Özgür Özel'e sert yanıt
- Gaga Bulut'tan skandal pedofili yayını!
- Yatak odasında yakalandı: Kaçarken balkondan düşüp öldü
- Rusya'dan, Bakan Fidan'ın Suriye açıklamalarına yanıt
- Bakan Yerlikaya'dan 'kayyum' açıklaması
- Cemal Enginyurt'tan, Soylu'ya büyük taş
- İstanbul'da AVM yangını: Çok sayıda itfaiye sevk edildi!
- AKP'li üst düzey isimden 'genel af' yanıtı
- Kürsüde Erdoğan'a çok sert 'İsrail' tepkisi