Ataol Behramoğlu
Ataol Behramoğlu ataolbehramoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Rüzgâr Eken... (07.05.2011)

07 Mayıs 2011 Cumartesi
\n

Başbakanın konvoyuna yapılan ve bir polis memurunun yaşamını yitirmesi, bir başkasının yaralanmasıyla sonuçlanan silahlı saldırı, bu satırları yazmakta olduğum perşembe gününün akşamına kadar, derin dinci ve derin AKPci medya dışında pek fazla ilgi görmedi.

\n

Buna şaşırmadığımı söyleyemem.

\n

Çünkü geçmiş cumhurbaşkanlarından birine yapılan suikast girişiminden sonra, tepedeki bir siyasetçiye yapılan ikinci silahlı saldırıdır bu.

\n

Öyleyse, belirgin ilgisizlik nereden kaynaklanıyor?

\n

Saldırının doğrudan Başbakana yöneltilmemiş olmasından mı?

\n

Oysa silahlı saldırı sırasında Başbakan konvoyda bulunmuyor olsa da, hedefin şu ya da bu biçimde kendisine yönelik olduğu yeterince açıktır.

\n

Nitekim seçim gezisinin bir sonraki durağında yaptığı konuşmada, daha öncelerde pek fazla görünür neden olmaksızın tekrarlamayı sevdiği kefenimizle yola çıktıktüründen bazı sözleri, bu kez somut bir olaya ilişkin olarak dile getiriyor.

\n

Böylece asıl hedefin kendisi olduğunu da kabul etmiş oluyor...

\n

***

\n

Silahlı saldırının arkasında PKKnin mi, başka bir örgütün mü bulunduğunu belki hiçbir zaman tam olarak bilemeyiz.

\n

Çünkü devlet büyüklerine karşı girişilen bu türden eylemler, her zaman ve her ülkede, oldukça karışıktır.

\n

Amerika Birleşik Devletleri başkanlarına karşı biri biri arkasına işlenen suikastlar bunun yakın örneklerindendir.

\n

Kennedyleri kimlerin, neden öldürttüğü hâlâ açıklığa kavuşmuş değil ve \t\tkavuşamaz da.

\n

Palme cinayeti ve benzerleri için de aynı şeyleri söyleyebiliriz.

\n

Katiller açıkça ortaya çıksa ve itirafta bulunsalar bile bu her zaman az çok böyle olacaktır

\n

***

\n

Ilgaz Dağından Başbakan konvoyuna açılan ateş beni çok düşündürdü ve düşündürmekte

\n

Can kaybına neden olması, korkutmaya değil öldürmeye yönelik olduğunu gösteriyor.

\n

Saldırıyı düzenleyenler Başbakanın konvoyda bulunmadığını bilmiyorlar mıydı?

\n

Bence böylesine profesyonel bir saldırıyı gerçekleştirenlerin bunu bilmemesi düşünülemez.

\n

Öyleyse amaç göz korkutmak mı?

\n

Sayısız korumayla ve silah işlemez araçlarla gezen Başbakana, istersek seni de vurabiliriz mi denilmek isteniyor?

\n

***

\n

Bir sonraki durakta, daha da arttırılmış güvenlik önlemleri altında yaptığı konuşmada Başbakan, her zamankine göre daha düşük profilli bir söylemle de olsa teröre meydan okudu ve çoğu kez yaptığı gibi merhum Menderesörneğine vurgu yaparak kaderden dem vurdu….

\n

Allah’ın kader planında bizler için koymuş olduğu ömrü, tayin ettiği ömrü kimsenin kısaltmaya veya uzatmaya gücü yetmezdedi

\n

Kader planıne demek?

\n

Yüce tanrı tek tek bütün kulları için planlar mı yapıyor?

\n

Başbakan’ın bizlerdediği kim?

\n

6 yaşındaki çocuğu babasız kalan fukara polis memuru Recep Şahin, bu bizlere dahil mi?

\n

Tanrı onu neden Başbakan’ın konvoyunda terör kurşununa hedef yapsın?

\n

Bir aydır o bölgede silahlı bir eylem olacağına ilişkin duyumlar alınıyormuş.

\n

Gereğince önlem alınmış olsa, polis memurunun kaderi daha başka olamaz mıydı?

\n

Kadere bunca inanan ve bunu her fırsatta yarı meydan okuma yarı tevekkül dozunda dile getiren Başbakan, acaba neden işi Allah’ın kader planına bırakacağına, çevresindeki güvenlik önlemlerini bugüne kadar hiçbir siyasetçide benzeri görülmedik ölçüde arttırıyor?

\n

Yoksa Tanrının planlarına ve kadere inancı, dile getirdiği kadar güçlü değil mi?

\n

Bunları yazarken aklıma, WikiLeaks belgelerinde Amerikalı diplomatların yazışmalarında geçen bir cümle geldi.

\n

Erdoğan Allaha inanır ama güvenmez…”

\n

***

\n

Şiddetin iyi bir şey olduğunu kimse söyleyemez.

\n

Görevini yapmakta olan günahsız kimselerin eşlerini dul, çocuklarını öksüz bırakmak ise, amaç ve hedef ne olursa olsun alçaklıktır.

\n

Buna karşılık, tavrıyla ve söylemleriyle ortamı sürekli olarak geren, karşıtlıkları alabildiğine kışkırtıp keskinleştiren bir siyasetçinin, şiddetten yakınmaya pek de hakkı olmasa gerek.

\n

Çünkü ölümsüz halk deyimlerimizden birinde dile getirildiği gibi, rüzgâr eken eninde sonunda fırtına biçer

\n

\n

Sevgili okurlarıma: Bugün 20.30da, müzisyen arkadaşım Halûk Çetinle,Osmaniye-Düziçi Öğretmen Lisesi Sinema Salonunda (Eski Düziçi Köy Enstitüsü Binası) Eğitim-Senin konuğu olarak şiir ve müzikseverlerle buluşuyoruz

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları