TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu geçenlerde önemli açıklamalarda bulundu. TFF’nin geçmişe dönük yapısından, mali konulara kadar ses getirecek şeyler söyledi. Hatta çalışma hayatından da bilgiler verdi. En dikkat çekeni yargıya da yansıtacağını söylediği bilançoda kalem oynatıldığı iddiasıydı: “5 milyon lira artıda görünen TFF’nin mali bilançosu 272 milyon TL ekside görünüyor. Serbest denetim raporuyla bu düzeltilecek ve ondan sonra suç duyurusunda bulunacağız gerekli makamlara. Genel kurul üyelerine yapılan saygısızlık adına bu suç duyurusunda bulunacağız. Tabloda kalem oynaması yapmışlar, rapor ortaya çıktığı zaman detayları siz de duyarsınız.”

Açıkçası fark edildiği anda savcılığa suç duyurusunda bulunulmalıydı. Sonuçta özerk de olsa TFF ön adında Türkiye bulunan bir kurum. Hacıosmanoğlu’nun da dediği gibi “çiftlik gibi” yönetilmemeli. Çünkü böyle bir ihlal varsa Mehmet Büyükekşi dönemini ibra edenler değil, tüm ülke kandırılmıştır. Gerçi işler iyi giderken bu gözler 2020 yılında büro giderleri adı altındaki kalemin 126 milyon 367 bin TL olduğunu da gördü. Üstelik aynı bilançoda Milli Takım giderleri 131 milyondu. Yani TFF bu tip işlere açık bir mecra! 

Yine Hacıosmanoğlu’nun açıklamalarında Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk’a hakem tartışması üzerinden yanıt vermesi dikkat çekiciydi: “Okan Buruk’un kullandığı kelime... ‘Burada maç yönetemez’... Öyle düşünmeyeceksiniz işte. Ona en büyük ceza bakalım o hakem ne zaman Galatasaray maçına gelecek. O zaman görürsünüz işte.” Evet Okan Buruk o gün o açıklama ile tehditkâr ifadeler kullanmış ve yanlış yapmıştır. Ancak Hacıosmanoğlu da teknik direktöre yanıt veren TFF Başkanı olarak tarihe geçmiştir. 

Hacıosmanoğlu unutmamalıdır ki o koltuk, aklına her geleni söyleyebileceği bir makam değildir. Mütekabillik önemlidir. Kimse kendisini TFF’yi eski Üsküdar Belediyesi’nin arka bahçesine çevirmekle suçlamadı ama atama ve görevlendirmelerde çok daha seçici olmalı, şu erkek erkil dilden de uzaklaşmalı. Keza Bodrum’da yapacağı 4 bin villa da futbol dünyasını pek ilgilendirmemektedir. Hele hele milli futbolculara prim olarak birer villa vaadi çok sıkıntılı bir açıklamadır. Biraz araştırdım, Hacıosmanoğlu hemşehrisi Ali Ağaoğlu’nun Bodrum Havaalanı’na yakın arazisini devralmış. Arazi sahibi de NET Holding’miş. ÇED raporu yokmuş, belediye ruhsat vermemiş. Üstelik STK’lar bu vaade büyük tepki göstererek “Bölge halkının ve yargının izin vermediği projenin yolunun milli duygular işin içine katılarak açılmaya çalışılması rüşvet girişimidir” açıklaması yapmışken Hacıosmanoğlu daha dikkatli demeçler vermeli. Sonuçta kendi ifadesiyle TFF kimsenin babasının çiftliği değil.