Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Yalnızlık (17.10.2015)

17 Ekim 2015 Cumartesi

Temel Almanya’da otoyola tersten girmiş. Bir de bakmış ki, arabalar karşısından gelip, sağından solundan geçerlerken flaşörlerini yakıyor, klakson çalıyorlar... Tam bir hercümerç. Arabanın radyosunu açmış, ne olduğunu anlamak için, bir anons:
- 6 numaralı otoyolda bir araç tersten girdi. Bütün sürücülerin dikkatine sunulur.
Temel gülmüş ve radyodaki anonsu yanıtlamış:
- Ne biri be, hepisu hepisu tersten cirmiştur.
Ne zaman Tayyip Bey ya da hükümetinden biri (sakın kimse çıkıp da bu Ahmet Davutoğlu hükümetidir demesin!) konuşsa aklıma bu fıkra geliyor.
Biri Tayyip Bey’in hoşuna gitmeyen bir şey söyledi, bir karar mı verdi, cevap hazır.
- Yanlış yapıyor!
Her zaman her konuda Tayyip Bey haklı, Tayyip Bey doğru karşısında olanların, tersini söyleyenlerin hepsi yanlış.
Dışişleri Bakanı Sinirlioğlu perşembe günkü açıklamasında, Suriye konusunda aynı şeyi yapıyor ve kendileri dışında herkesin haksız olduğunu ileri sürüyordu.
Sinirlioğlu da konuşmasından belli olduğuna göre, patronu gibi Esad takıntısı içine girdiğinden, olayları izleyemiyor, gelişmelerin gerektirdiği esnekliği gösteremiyordu.
O yüzden de Türkiye’nin yalnızlığı gözle görülür biçimde artıyordu.

***

Türkiye’nin yalnızlığı gözle görünür biçimde artarken Rusya’nın da oyuna girmesiyle, bölgede olaylar, uzmanların belirttikleri gibi hızlanmaya başlıyordu.
Suriye’nin resmi hükümetinin daveti üzerine gelen, istek üzerine Irak’a da yardım ettiğini belirten Rusya’nın durumu, Suriye krizine müdahalenin de ötesinde, Sovyet döneminin kapanmasından bu yana Ortadoğu’ya yeniden dönme anlamını taşıyordu.
Bu arada, tabii zaten kolay gidici olmadığını arazide ispatlamış olan Esad’ın durumu daha da güçleniyordu.
Öte yandan Ruslar, bölgede, Kürt güçlerine silah yardımı yapmadıklarını açıklıyorlardı. Ama, ABD bu yardımı yapmakta olduğunu gizlemiyor, açıkça söylüyordu. ABD’nin PYD’ye yaptığı bu yardımın PKK’nin eline geçmeyeceği konusunda, Ankara’nın, Washington’ın sözüne güvenmekten başka yapacağı bir şey yok gibi görünüyor.
Gelişmeler, Esad’ın yanı sıra ABD ve Rusya’nın yanında IŞİD ile savaşta fiilen yer alacak olan Kürtlerin de güçlendiğini gösteriyor. Güçlenen bu ikili karşısında yalnızlığı artan ve politikası çkmaza doğru yönelen taraf ise Türkiye.

***

Türkiye bölgede gittikçe artan yalnızlığından kurtulmalı, genel Suriye konusunda saplantılarını bir yana bırakarak yeni politikalar oluşturmalı, Irak ve Suriye Kürtlerine yaklaşımını değiştirmeye, Esad takıntısından vazgeçmeye hazır olmalıdır.
Unutmamak gerekir ki, bölgede IŞİD’e karşı kara savaşında iki unsur çok öne çıkıyor: Esad ve PYD. Başta, IŞİD’e hoşgörüyle yaklaşanlar şimdi güçler dengesindeki bu evrilmenin de sorumluluğunu taşımaktadırlar.
Tayyip Bey bu gerçekleri görmemekte ve Esad saplantısında devam etmekte direnir, Türkiye’nin yeni bir Suriye ve Ortadoğu politikası oluşturmaz ise, Ortadoğu’daki yeni döneme kötü bir başlangıç yapmış olacak, yalnızlığının sürdüğünü görecektir.
Oysa, Rusya’nın bölgeye girmesi, yeni dengelerin oluşmasını sağlarken aktörlere de yeni olanaklar sunmaktadır.
Ankara, bu yeni olanakları değerlendirecek, esnekliği gösterebilecek mi bakalım?
Doğrusu bu Tayyip Bey ile imkânsız, Davutoğlu ile de çok zor görünüyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları