Ne yapmalı? - II ‘Kafanı kaldırma!’

05 Şubat 2021 Cuma

- Aşağıya bak! Aşağıya!.. Bir yandan böyle aşağılayarak bağırıyor polis üniversiteli gence, bir yandan da iteleyip kakalıyor. Bilim ve emek hırsızı olduğu ileri sürülen bir AKP’linin Boğaziçi Üniversitesi’ne AKP Genel Başkanı tarafından rektör olarak atanmasına, kuruluşun öğretim üyeleri ve öğrencilerinin, gösterdiği tepkiyi dile getiren, tümüyle yasal ve şiddet içermeyen gösterileri üzerine, bunların üstüne salmış polisini iktidar... Dövüyor... Gözaltına alıyor... Aşağılıyor... Gazlıyor... Bunlar henüz başlangıç. Daha sırada kışkırtmalar, gençleri ve insanları birbirlerine kırdırmalar, artık buyurganların tasdik makamı olmaktan başka bir şey olmayan yargı aracılığıyla cezalandırmalar, sırada neler var neler...

İster öğretim üyesi olsun ister öğrenci, Boğaziçililerin daha çekeceklerini düşününce insan, iktidarın telaşını polisine de bulaşan nefretinin, orantısız olarak kullandığı şiddetinin karşısında soruyor:

- Nedir bu kin, nefret! Bu zulüm niye?

Yanıt nettir:

- Gençler, yurttaşlar başını eğsin, kafasını kaldırmasın diye.

***

İktidar, isteğini polisinin aracılığıyla emir olarak yurttaşına, gencine en veciz şekilde iletiyor:

- Kafanı kaldırma, aşağı bak!

Biat toplumlarında, başını kaldıran birey istenmez.

Biat kültürlerinde başı öne eğik insandır makbul olan. Onun için ona sık sık emir verilir:

- Aşağı bak! Başını kaldırma!

Biat kültürüne teslim olmayanın çağrısı ise tam tersinedir:

- Başın öne eğilmesin. Aldırma gönül aldırma!

Biat kültürüne isyan edenler, diktaya başkaldıranlar, durumu hemen kavramışlar, Boğaziçi öğrencilerinin yanında saf tutmuşlardır. Salı akşamı, Kadıköy’deki gösterilerde polisin orantısız güç kullanımıyla karşı karşıya kalan gençler, toplumun desteğini kazanmışlardır. Salı gecesi ve sonrasında saat 21.00’de evlerde yanıp sönen ışıklar, balkonlarda, pencerelerde çalınan tencere tavalar, ülkenin dört bir yanına yaygınlaşan gösteriler “başın öne eğilmesin”cilere verilen halk desteğinin göstergeleridir.

Toplumun başını öne eğdirmeye çalışanlar ile onu başını kaldırmaya çağıranların savaşında ikinci safta olanlar ne yapmalı?

Bu soruya yanıt ararken, önce çok önemli bir noktayı saptamalıyız: Biat isteyenler, amaçlarına varmak için her şeyi göze aldıklarını şimdiye dek kanıtlamışlardır. Şimdi de kamuoyunun desteğini sağlayan gençleri birbirlerine kırdırmak için dini kullanıp, haklı, demokratik, yasal bir talebi, din karşıtı terör eylemlerinin girişimleri olduğu algısını oluşturmak için türlü yalanların, düzenlerin peşine düşüyorlar. Amaç, gençlerin toplumsal desteğini yok ederek onları diğer demokrasi isteyenlerden soyutlayıp yalnız bırakmaktır.

Bu oyuna düşmemek gerek. Her şeyden önce, gençler bu tür kışkırtmalar ve komplolar karşısında oyuna gelmemek konusunda uyanık olmalıdırlar.

***

Başın öne eğilsin!” diyenlerin bir hedefi de tek adam rejimine karşı çıkan diğer politik güçlerdir. Bunları kışkırtma ve şantajlarla sindirmek ve özgürlük isteyenlerin birbirlerinden koparılarak, güçsüzleştirilmesini sağlama konusunda iktidarın, özellikle de şimdiye kadar HDP’nin diğer siyasal oluşumlarla diyaloğunu koparmakta çok başarılı olduğu görmezden gelinemez.

Özellikle, tek adam rejimine karşı cephenin başat gücü haline gelmek konumunda olan CHP’nin, özgürlükçü gençleri yalnız bırakmayıp onlara sahip çıkması gerekir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları