Ne Oluyor? (06.05.2011)

06 Mayıs 2011 Cuma
\n

\n

Başbakan Erdoğanın otobüsü, Kastamonu mitinginden sonra boş olarak Ankaraya dönerken, ilk açıklamalara göre, PKK militanlarının saldırısına uğradı.

\n

O sırada helikopterle Amasyaya doğru yola çıkmış olan Başbakan ise saldırının kendisine yönelik olduğunu ileri sürerek, Amasya mitinginde Adnan Menderese de atıfta bulunup, Biz bu yola kefenimizi giyerek çıktıkdiyordu.

\n

Saldırı gerçekten Başbakana mı yönelikti?

\n

Konunun uzmanları da basın da buna pek ihtimal vermiyor.

\n

Üstelik, polisin medyadaki temsilcilerinden biri de, bu saldırının ipuçlarını daha önce kaleme almış, PKKnin terörü Karadeniz bölgesine kaydırarak, tepki yaratmayı amaçladığını ileri sürmüştü.

\n

Öyle anlaşılıyor ki, saldırı, Başbakana değil, ama onun kortejine ve orada yer alan polise yönelikti. Bu görüşü paylaşanlar haklı olarak, Tayyip Beye yönelik olsaydı suikastın kortejin dönüş yolunda değil, miting alanında gerçekleştirileceğini söylemektedirler.

\n

Ancak, Başbakan çok alışılmış bir şekilde, bu olayı da lehine kullanmak üzere, hedefin kendisi olduğunu ileri sürdü.

\n

Bu hesap tutabilir de. Bu yüzdendir ki, bu olasılığı göz önünde bulunduranlar, saldırıda başka amaçlar aradılar ki, onun da yerinde olduğunu sanmıyorum.

\n

Ama önceki günkü saldırının ilk hedefi kim olursa olsun, ana hedefi değişmiyor.

\n

***

\n

Saldırının ana amacı, Türkiyeyi eylemli bir kalkışma ile kan ve ateşe boğmaktır.

\n

Nitekim Aysel Tuğlukun Diyarbakırda söylediği tehdit içerikli sözleri de amacın bu olduğunu teyit etmektedir.

\n

Daha bugünden görülüyor ki, 2011 seçimleri ertesinde, Türkiyeyi, büyük karışıklıklara gebe, çok sancılı günler beklemektedir.

\n

12 Haziran seçimlerinin hemen ardından Türkiyenin birinci gailesi Kürt sorunu olacaktır.

\n

Ama ne ilginçtir ki, Tayyip Bey, Türkiyenin bu yaşamsal sorunu konusunda dişe dokunur bir şey söylememekte, hatta daha da ileri giderekKürt sorununun olmadığını, kendisi için bittiğiniileri sürebilmektedir.

\n

Oysa her şey göstermektedir ki, Kürt sorunu bitmek bir yana, yepyeni bir aşamaya doğru seyretmektedir.

\n

Bu yeni aşamanın olayların, herkes için çok ama çok acılı olacak, geri dönülmeyecek noktaya vardırılmaması için, iktidarı muhalefeti ile birlikte bütün partilere önemli görevler düşmektedir. Tabii bunlar içinde BDPnin de çok önemli bir sorumluluk payı olduğunu belirtmek bile gereksizdir.

\n

***

\n

BDPye düşen görevlerden biri de, süreci baltalamak isteyen, “kontrol edilemezgüçlerin kışkırtmalarına kapılarak, onlarla aynı veya benzer dili kullanmak yerine, tam tersine, geri dönülmez noktaya gelinmediğini, demokratik açılımın ve müzakerenin mümkün olduğunu kanıtlayacak bir dil kullanılmasıdır.

\n

Tabii eğer BDPnin amacı, sorunu demokratik çerçeve içinde ve birlikte yaşama iradesini muhafaza ederek çözmek ise...

\n

Yok eğer amaç bu değil ise, bilinmelidir ki, sorun tek taraflı dayatmalarla çözülemez.

\n

Bir noktayı hiç akıldan çıkarmamak gerekir:

\n

Kürt sorunu tek taraflı devlet dayatmasıyla çözülemez. Ama aynı şekilde Kürt sorunu tek taraflı, Kürt dayatmasıyla da çözülemez.

\n

Ve en sancısız çözüm, birlikte yaşama iradesi çerçevesinde sağlanabilecek olan çözümdür.

\n

Bu iradenin ortadan kalkması halinde sorunun sonsuza kadar çözümsüz kalmayacağı da aşikârdır.

\n

Ancak unutmamak gerekir ki, herkesin kendi yoluna gitmesini öngören bir çözüm teoride ne denli yalın görünürse görünsün, uygulamada, aşılması çok güç ve acılı birçok sorunu da birlikte getirecektir.

\n

Ne yazık ki, bu gerçeğin yeterince farkında olmayanlar var.

\n

Seçim kampanyası sırasında taraflara düşen en büyük sorumluğun gereği de, işleri bu noktaya getirmeyecek ve gerginliği arttırmayacak bir tavır sergilemektir.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları