Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

İlk gazetecilik başarım!

05 Mart 2023 Pazar

Sevgili,

Gazeteciliğe 1965 yılının ekiminde o zaman Türkiye’nin en eski gazetesi Akşam’da Paris muhabiri olarak başladım. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni

1964 yılında bin kişi arasından ilk 20’ye girerek bitirmiş, avukatlık stajımı da Ekim 1965’te tamamlayarak anayasa hukuku ve siyasal bilimler doktorası yapmak üzere Paris Üniversitesi’ne kaydolmuştum.

Düşün Sevgili, bir yandan tezimde Türkiye’de demokrasinin aksayan yanlarını yazacak, bir yandan ünlü Maurice Duverger’nin derslerini izleleyecek, De Gaulle ile hatta neden olmasın belki de Sartre ile mülakat yapacaktım. Yani tam “Geliyorum Paris bekle beni!” durumları.

***

Çok geçmedi Akşam’dan bir mektup geldi. 1958 ayaklanmasında öldürülen Irak Kralı Faysal’ın eski nişanlısı, Osmanlı hanedanından Prenses Fazıla; eski başbakanlardan Suat Hayri Ürgüplü’nün oğlu ile Paris’te evleniyordu. Patron gazete adına düğünü izlememi istiyordu. Ben De Gaulle’ü ve Sartre’ı bekliyordum, Prenses Fazıla’yı değil ama emir büyük yerdendi. Çaresiz izleyecektim. Fotoğraf makinem bile yoktu. Önce onu halletmeliydim.

Nereden akıl ettiysem Fransa’nın en büyük tirajlı bulvar gazetesi France Soir’a gittim. Türk gazetecisi olduğumu, elimde padişahın torunu ile Atatürk’ün eski bakanlarından birinin oğlunun düğünlerinin öyküsü olduğunu, bir fotoğrafçı verirlerse hikâyede kendilerine yardımcı olacağımı söyledim. Bana telefonlu bir araba ve fotoğrafçı verdiler. Sonra konsolosluktaki bir davette tanıştığım; gazeteciler gençler ve öğrencilerle yakından ilgili çok yardımsever ticaret ataşesi aklıma geldi. O aileyi tanıyormuş, adresi verdi. Kalktım lüks mahahelle Passy’nin yolunu tuttum. Orada beni soğuk bir duş bekliyordu. Kapıyı çaldığımda yarım açan bir hizmetli açıkladı: Aile düğünü izlemek üzere dünyaca ünlü Sipa Ajansı’nın sahibi Gökşin Sipahioğlu ile anlaşmıştı. Düğün ailenin dostu Sipahioğlu’nun dışında basına kapalıydı.

İş yatmıştı.

Ben çaresiz kıvranırken ticaret ataşesi telefon etti.

- Yarın saat 16’da Bonaparte Oteli’ne gelin!

Ertesi gün söylenen saatte otelin önüne gittim, fotoğrafçıyı arabanın içinde girişi görecek şekilde park etmiş arabada, bıraktım. Birazdan bizim ticaret ataşeşi Suat Hayri Ürgüplü ve gençten yakışıklı bir çocukla otelin girişine geldiler. Hemen yanlarına gittim, düğünle ilgili sorular sormaya başladım. S. Hayri Ürgüplü beni tersledi.

“Lütfen özel yaşamımıza saygı gösterin! Zaten aslı astarı olmayan şeyler yazdınız, artık yeter!” dedi ve yanındaki delikanlıyla asansöre doğru yürüdü. Ticaret ataşesi de peşleri sıra seğirtmeden bana “Buradan ayrılmayın bekleyin” dedi.

***

On beş dakika kadar bekledim, ticaret ataşesi ve yakışıklı delikanlı çıktılar. Ticaret ateşesine dert yandım:

- Beni durup dururken azarladılar. Ben burada doktora öğrencisiyim, prensesle mrensesle de ilgim yok. Gazetemden talimat verdiler ben de soruyorum. Yoksa bana ne Allah mesut etsin! Hani damat da Galatasaray’dan ağabeyim olurmuş, yardım eder diye düşünmüştüm.

Delikanlı beni teselli etti, yatıştırdı:

-Ne isterseniz sorun. Bilin ki en yetkili ağızdan alıyorsunuz bilgiyi.

Ben bir yandan “Eh bu da bir şeydir” diye soru üstüne soru sorarken fotoğrafçı da uzaktan durumdan deklanşöre basıp duruyor. Bir arada kendi kendime “Yahu ister misin ben damat ile konuşuyor olayım” diyorum.

Fotoğrafları İstanbul’a gönderince iş meydana çıktı. Evet ben damat ile görüşmüştüm. 

***

Bir hafta sonra Türk konsolosuğunda resmi nikâh kıyılıyor. Aile içinde sade bir tören. Salonda oğul Ürgüplü ile gülümseyerek selamlaşıyoruz. Bir ara Suat Hayri Ürgüplü yanıma geliyor. Hal hatır ve Galatasaray’dan kaç dönemi mezunu olduğumu soruyor. Arada Suat Hayri Bey’in Paris’e yüz görümlüğü olarak götürdüğü mücevherle ilgili Müşerref Hekimoğlu’nun Akşam’da çıkan yazısına öfkelendiğini öğrenmiştim. Eski başbakan gönlümü alıyor gülümseyerek “Buyurun diyor şimdi ne isterseniz sorabilirsiniz”.

Ve ben o anda sorumu soruyorum:

“Efendim sayın cumhurbaşkanı, geçenlerde bir konuşmada ‘Anayasa sosyalizme kapalıdır’ demişti. Oysa yakında yapılan seçimlerde sosyalist olduğunu söyleyen TİP parlamentoya 15 temsilci soktu. Bu durumda siz ne diyorsunuz anayasa sosyalizme kapalı mı, değil mi?” 

Suat Hayri Ürgüplü nazik bir adamdı. İçinden bir lahavle çekse de düğünle hiç ilgisi olmayan soruyu yine de yanıtladı.


İşte Sevgili, mesleğe böyle fırtına gibi bir girişle başladım!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları