Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

İlhan Selçuk'suz 1 Yıl

23 Haziran 2011 Perşembe
\n

Sait Faiki yarım yüzyıldan da önce, Semaverile tanımıştım ilk olarak. Diğerleri gibi küçük kısa bir öyküydü bu da. Birlikte yaşadığı biricik anasının ani ölümünü bir türlü algılayamayan, onun için gözyaşı bile dökemeyen işçi Alinin bir gün her sabah anasının kendisine çay pişirdiği semavere dokununca, kafasına dank eder ölüm; doya doya ağlar. Ama bir daha da o semaverden çay içmez.

\n

Artık salepli günleri başlamıştır Alinin, yaşamı öyle sürecektir.

\n

İlhan Selçukun birinci ölüm yıloönümünde Semaveri bir kez daha okudum.

\n

Bir yıl olmuş, İlhan Abi ölmüş.

\n

Biliyorum öldüğünü, ani de olmadı, bekleniyordu.

\n

Ama garip bir duygu içindeyim. Sanki hem ölmüş gibi de, hem de ölmemiş gibi.

\n

Sait Faikin anlattığı Semaveröyküsündeki Ali gibi de değil.

\n

Zaman zaman çok sevdiklerimiz, çok yakınlarımızı rüyalarımızda gördüğümüz gibi de değil.

\n

Hani onları görürsünüz, karşınızda canlı, sizinle konuşurlar, ama siz bilirsiniz onların öldüğünü, hatta orada tekrarlarsınız da, ama oradadırlar yine de.

\n

Bu duygu onun gibi de değil.

\n

Başka türlü bir şey, İlhan Selçuk yok olmasına yok.

\n

Ama yine de var! Varlığını görmüyorum, ama hissediyorum. Gülümsemesini görmüyorum, ama hissediyorum.

\n

İlhan Abinin konumu benim için tuhaf bir durum.

\n

Ne var, ne de yok diyeceğim.

\n

Ama o da değil.

\n

En doğrusu yok. Ama aynı zamanda da var.

\n

***

\n

Geçen gün kendi kendime söylendim:

\n

- Tanrı bilir, acaba o da aynı şeyleri hissediyor mu?

\n

İbrahim Yıldız ile konuşurken geldi aklıma bu.

\n

Pek İlhan Abinin ölümünü konuşmuyoruz.

\n

Kabullenemediğimizden değil.

\n

Neden desem, bilmiyorum, öyle işte!

\n

Korkumdan, bu duygularımı kimseye anlatmıyorum, yine saçmalıyorderler diye çekiniyorum.

\n

Nasıl olur da biri yok olur, yok olduğunu bilirsin de varlığını hissedersin?

\n

Hem neden İlhan Selçuk ile oluyor bu?

\n

- Belki de diyorum, bir ömür boyu yonttuğu heykeli hissediyorum.

\n

- Bir insan, ömür boyu kendi heykelini yontar derdi, hep İlhan Selçuk.

\n

Derdi, derken de heykelini yontmaya devam ederdi.

\n

Yazı yazarken, âşık olurken, öfkesini dizginlerken, hapis yatarken, işkence görürken, yontar ha yontardı heykelini.

\n

Sonunda heykeltıraş, son darbeleri de vurdu, son rötuşları da yaptı ve gitti.

\n

Heykeltıraş yok artık.

\n

Ama o muhteşem heykel, eşsiz ve zarif sevecen ve sert yaşamöyküsü duruyor.

\n

Onu her zaman hissediyoruz.

\n

Evet varlığını elle tutulurcasına somut hissettiğim o.

\n

Evet İlhan Selçukun eliyle yonttuğu heykel sapasağlam duruyor, onu kimse yıkamaz.

\n

Varlığını somut olarak duyumsadığım, o.

\n

Heykel duruyor, heykeltıraş gitmiş.

\n

Heykeltıraşı, İlhan Abiyi çok özlüyorum.

\n

***

\n

Son günlerde ona sık sık şu soruyu soruyorum:

\n

- Bu duruma ne diyorsun İlhan Abi yoksa yenildik mi?

\n

- Eğer, bunu kısa erimli bir savaşım sanıyor, kolay bir utku bekliyor idiysen, kendini pek de âlâ yenilmiş sayabilirsin, diye yanıtlıyor.

\n

Duruyor ve sakin sakin ekliyor:

\n

- Ama bunları çokça konuşmuştuk sanırım. Tarihe bir süreç içinde bakmak gerek. Tek kesitlik bir bakış bir şey ifade etmez. Yoksa biz senle bunları konuşmamış mıydık?

\n

Sizler de yaşadıklarından büyük acılar duyan dostlarım, kendinizi yenik kabul ediyorsanız eğer, kusura kalmayın ama, bu mücadelenin boyutu hakkında yanılmışsınız.

\n

O gözle bakarsanız tarihe, daha ilk cumhuriyetin ilanında doğmuş olanlar delikanlılık çağlarına geldiklerinde kralı tekrar tahtta gördüklerine göre, Fransız devrimcilerinin tümü yenilmişti diye düşünebilirsiniz.

\n

Eğer o gözle bakarsanız tarihe, Taif zindanlarında boğulan Mithat Paşanın mutlakiyet karşısında yenildiğini sanır, ölümünün üzerinden daha kırk yıl bile geçmeden, Cumhuriyetin güneşinin doğduğu gerçeğini ıskalarsınız.

\n

Yenilmek ancak teslim olmakla gerçekleşir. Teslim olmayanlar yenilmez.

\n

İlhan Selçukun yonttuğu heykel yenilgininki değildi.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları