İcazet

14 Ekim 2022 Cuma

Biat kültürüne iman etmiş, her davranışında efendisinin icazetini zorunlu gören kişinin karşısındakini de kendi gibi bilip olayları ona göre değerlendirmesi normaldir. Bu durumda iktidar mensuplarıyla yandaşlarının da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD gezisini icazet seyahati olarak görmelerinde şaşacak herhangi bir yön yoktur. Nitekim öyle de oldu.

AKP, böyle bir örnek olarak 20 yıl önce bir Amerikan-Türk ortak yapımı olan, evrensel boyutlu model iyi kotarılmış, hazırlık aşaması başarıyla uygulanmıştı. Ama ne gariptir ki ılımlı İslam etiketi altında sunulan, ılımlı yazılıp uyumlu okunan model hazırlık aşamasındaki marifetlere karşın, uygulamanın daha ilk adımında fiyaskoyla sonuçlandı ve ABD’nin Irak işgalini Türkiye üzerinden yaşama sokmayı öngören 1 Mart tezkeresi, CHP’nin kendi politikasıyla tutarlı davranışı, daha o günlerden İhvan kardeşliği gizli gündeminin etkisinde olan AKP’nin içindeki mahcup Amerikancıların da nitelikli çoğunluk kavramının ne anlama geldiğini anlamamasının sonucu olarak, parlamentodan geçmedi.

***

ABD, fiyaskonun faturasını, milli görüş gömleğini çıkardığını ve artık ılımlı İslama iman ettiğini ilan etmiş olan AKP’ye değil de TSK’ye çıkardıktan sonra gereğini de Türk askerlerinin başına çuval geçirip, Ergenekon ve Balyoz kumpaslarını kotararak yerine getirdi.

Peki Amerikan emperyalizminin başlangıçta bu pek övgü toplayan denemesinin başarılı olduğu söylenebilir mi? 

ABD tarafından iktidar dizayn edilen AKP yirmi yıl aralıksız iktidar olduğuna, bu süre zarfında milli eğitimin ABD’nin etkisiyle 1940’lı yıllarda başlayan evrilmesi daha da ivme kazandığına, Cumhuriyetin ve Kemalizmin Batı’ya kimi ters gelen yanları törpülendiğine, Suriye’de durum Ankara’nın katkısıyla Washington’ın istediği doğrultuda gittiğine, Türkiye bu süre zarfında daha da tutucu bir kalıba girdiğine göre modelin tuttuğu hatta daha da ileri giderek Tayyip Bey’in bir aralar ılımlı İslamın dünya yıldızı bile olduğu söylenebilir.

Ilımlı İslamın bir ara başarılı gittiğini kabul etmekle birlikte, özelde AKP, genelde ılımlı İslam modelinin tüm dünyada çöktüğü artık herkesin kabul ettiği bir gerçektir. Bu dönemin ve politikanın sonunda Türk-Amerikan ilişkilerinde tarihin en kötü dönemi yaşanmakta. Türkiye’nin NATO ile ilişkileri de dostane değil, hasmane bir çizgi izlemektedir.

Türkiye ise dünyaya örnek gösterilen, sonunda iflas ettiği kabul edinilen model sonunda tarihinin en büyük çıkmazına saplanmış görünmektedir. Kısacası icazet yöntemi, şu anda veren Sam Amca açısından da alan “bizim çocuklar!” açısından da pek makbul görünmemektedir.

Hele hele mandayı ilk kongreleri olarak kabul edilen Sivas’ta (1919) reddedip de tam bağımsızlıktan yana tavır almış CHP’nin icazet peşinde koştuğuna kimseyi inandırmak mümkün olmayacaktır. 

***

Ama mahalle kahvesi üslubuyla dış politika yürütmek ve diplomasiyi çarıklı erkânıharp üslubuyla iç tüketime alet etmekten AKP’nin kolay kolay vazgeçmesi beklenemez. Oysa ciddi dış politika “Amerika’ya posta koymak”, “Rusa ağzının payını vermek” ve “Vurdu mu oturtmak!” külhanlığı demek değildir.

Yaratılan algının olan olguyu sildiği post-thrut toplumlarda bile bu tür dış politika artık ciddiye alınmaz olmuştur. AKP’nin “herkesin kıskandığı dünya lideri” yakıştırmaları artık gülünç oluyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları