Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Enayiliğin âlemi yok

29 Eylül 2015 Salı

Katalonya özerk bölgesinde pazar günü yapılan genel seçimlerde bağımsızlık yanlısı partiler, çoğunluğu elde ettiler.
Katılım oranının Avrupa için yüksek sayılabileceği yüzde 60 a ulaştığı seçimlerin asıl önemi, gerçekte bir bağımsızlık plebisiti oluşturmasıydı. Gerçekten de, daha önce yapılan bağımsızlık oylamasının, İspanyol Anayasa Mahkemesi tarafından, geçersiz ilan edilmesi üzerine, bağımsızlık yanlısı partiler, bu seçimlerde propagandalarını yeterli çoğunluğu elde ettikleri takdirde, bağımsızlık ilanının önünü açacak yasal düzenlemeleri yapma vaadine dayandırmışlardı.
Çoğu gözlemci tarafından, yalnız İspanya’yı oluşturan 17 özerk bölge içinde en önde geleni değil, ama aynı zamanda “Avrupa’nın en özerk bölgesi” olarak nitelenen Katalonya’daki gelişmeler, üzerinde uzun uzun düşünülmesi gereken gerçekleri gözler önüne seriyor.
Hemen belirteyim, toplumsal olayların hiçbirinin birbirleriyle yüzde yüz korolasyonu olmadığı bir gerçektir. Ama kabul etmek gerekir ki kimi gelişmeler de, birçok yerde tekrarlanırken ezber bozacak bazı ipuçlarını da sunmaktadırlar.
Etnik talepler konusunda hepimize ibret olacak gerçekleri sunuyor Katalonya.

***

Bunlardan biri, ekonomik gelişmişliğin ayrılıkçı talepleri ortadan kaldıracağı savıdır.
Katalonya İspanya’nın turizm ve sanayi gelirleri açısından en önde gelen en yüksek gelirli bölgelerinden biridir. Ekonomik durumunun iyiliği, diğer özerk bölgelere oranla daha daha zengin olmak, ayrılık taleplerini azaltmıyor, tam tersine çoğaltıyor. Nitekim ayrılıkçıların son savlarından biri de, İspanya bütçesinin vergi gelirlerinin yüzde 20’sini karşılamalarına rağmen bundan ancak yüzde16 pay almalarıdır.
Benzer durum İtalya Kuzey Ligi olayında daha ırkçı boyutlarda yaşanmaktadır.
Belçika’da, Flamandların ekonomik bakımdan Vallonlardan daha geride olduğu zaman baş gösteren etnik ayırımcılığın, durum ekonomik olarak tersine dönünce, Flamandlar arasında azalmayıp, artmasıyla da aynı husus bir kez daha kanıtlanmış oluyor.
Demek, etnik taleplerin, istem sahiplerinin ekonomik durumlarının düzeltilmesiyle karşılanabileceği görüşü doğru değil.

***

Anadilde eğitim konusunda da ilginç örnekler sunuyor Katalonya.
Franco döneminde, Katalonya’da Katalanca eğitim gibi, çocuklara Katalan adları vermek de yasaktı.
Ama bu yasaklar etnik talepleri durduramadı.
Anadilde eğitim serbestliğine gelince: O serbestlik diğer konulardaki haklarla desteklenmesine, bu arada, Katalan yönetimince İsyanyolcanın kullanılmasını caydırıcı önlemler de alınmasına rağmen, ne İspanyolcanın kullanılması azaldı ne de bunlar ayrılıkçılarca tatmin edici bulunarak bağımsızlık taleplerinden vazgeçildi.
Bütün bunlar demek değil ki, Katalonya’da olan bire bir başka yerde de olur. Her ülkenin, her olayın kendine özgü değişik koşulları vardır.
Ama herhalde, “Avrupa’nın en özerki” Katalonya’da yaşananlardan da çıkarılacak dersler olsa gerek.
Baskı, yasak, demokrasi dışı yollar, etnik talepleri dindirip sindirmiyor, ama ezbere klişe formüller de ayrılık istemlerini söndürmüyor.
Evet, özerklik demokratik bir çözümdür, her şeyi demokrasi içinde çözmek esastır.
Ama bunu yaparken, neyin ne olduğunu bilmek gerek. Enayiliğin de âlemi yok!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları