Cemal Süreya'nın Evi

26 Haziran 2011 Pazar
\n\n\n

Sevgili,

\n

Çocukluğum ve ilk gençliğim, Bahariye-Moda-Mühürdar arasında küçük bir üçgenin içinde geçti. İlk anılarımın mekânı Bademaltı Sokak 14 numaradaki bahçeli evdir. O ev, altmışlı yıllarda apartmana dönüştü, sonra sokakta onu diğerleri izledi.

\n

Daha Bademaltı sokağındaki ev, ev olarak dururken ben oradan, Mühürdar Caddesine kavuşup denize ulaşan Yaver Bey Sokağına taşınmıştım bile.

\n

Yatılı Galatasaray Lisesi bitip üniversiteye terfi edince, Yaver Bey Sokağı 13 numaradaki mini minnacık apartman dairesinden birkaç sokak ötede, artık tek başına bir odamın da olduğu Cihanseraskeri Sokağı 22 numaraya taşınmıştım.

\n

Bademaltı sokaktaki badem ağacını hiç görmedim, gören varsa bile artık yaşadığını sanmam. Yaver Bey Sokaka adını veren Yaver Beyin kim olduğunu bilmem, bilene de rastlamadım.

\n

Acaba sokağın kaç sakini merak etmiştir, Yaver Bey, kimin yaveriydi, adı neydi?

\n

Cihanseraskeri Sokağın, Rıza Paşa Karakolunun arkasında olmasından ve eskiden oralara Rıza Paşa arsaları denmesinden yola çıkarak sokağın adını Abdülhamidin paşalarından Şıpka kahramanı Serasker Rıza Paşadan aldığını buldum.

\n

***

\n

Cihanseraskeri Sokağı Mühürdar Caddesine paralel olup Tuğlacı Emin Bey ile Sarraf Ali Bey sokakları arasında kalırdı.

\n

Kimdi Tuğlacı Emin Bey, kimdi adının ardına Bey bile eklemeye gerek görülmeyen Sarraf Ali? Zengin veya dönemine göre varlıklı olmanın dışında ne yapmışlardı da adları sokaklara verilmişti?

\n

Adını andığım sokaklardan geçenlerin de bu soruları sorduklarını pek sanmıyorum.

\n

Ben, o zamanlar bu adları yadırgar mıydım? Doğrusu onu da şimdi anımsamıyorum.

\n

Ama üniversiteden sonra gittiğim Pariste, şair ve akademisyen Ergin Günçenin, Gay Lussac Sokağından geçerken bir gün şunları söylediğini anımsıyorum:

\n

- Bak görüyor musun, oturmuş burjuva toplumlarında öyle her zenginin adını vermiyorlar sokaklara. Burada sokağa adını verebilmek için ortaya değerler koymak, topluma katkıda bulunmak gerekir.

\n

Doğrusu Erginin bu sözleri üzerine bizim sokak adlarını yadırgar oldum.

\n

Benim sokak adlarını yadırgamamdan sonradır, Haldun Tanerin, bir gün dairesinin balkonundan sahili seyrederken Yalıda Sabahöyküsünü yazdığı Yaver Bey Sokakın hemen köşesindeki, girişi Mühürdar Caddesinden olan binaya taşınması.

\n

O zamanlar da Mina Urgan, Mühürdar Caddesi üzerinde iki bina ötedeki yerde oturuyor muydu bilmiyorum.

\n

Ama İstanbul döneminin son günlerinde, Nâzım Hikmetin sıkça gittiği Mühürdar Çay bahçesi artık apartman betonları altında kalmıştı çoktan.

\n

***

\n

Her ne kadar, Kadiköyde eski Hal binası olan yerdeki tiyatroya adı verilmiş olsa bile Yaver Bey Sokakın adının da Haldun Taner olmasını çok isterdim.

\n

Ama bizde, hâlâ yazar çizer, aydın sanatçı kişilerin adlarını sokaklara vermek pek yaygınlaşmadı.

\n

Bilmem Haldun Tanerin babasının Osmanlının son Meclis-i Mebusanın üyesi, Kurtuluş Savaşımızın meşruiyetini o zamanlar İstanbulda ilk savunan hukuk hocası Ahmet Selahattin olduğunu bilir misin?

\n

Peki kentte bu koca Ahmet Selahattinin adını taşıyan bir küçük sokakcık var mıdır?

\n

Dediğim gibi, bizde pek yaygın bir davranış değil bu tür kadirşinaslıklar.

\n

Bu işe takmış, sokak adları üzerinde kafa yormuş biri olarak, yaşamımın en mutlu beş yılını geçirdiğim Cihanseraskeri Sokağına, Cemal Süreyanın adının verilmesine çok sevinmiştim.

\n

Önceki gün gazetelerde, şimdi o sokak üzerinde Cemal Süreyanın ömrünün son yıllarını geçirdiği eve bir plaket takılacağını öğrendim.

\n

Türkiye Yazarlar Sendikasının patronajında gazeteci-yazar Necati Göngörün öncülüğüyle hazırlanan plaketin çizim ve tasarımını ise Semih Poroy yapmış.

\n

Hepsini kutlar, hepsine, bir İstanbullu olarak teşekkür ederim.

\n

Sevgili, bu hafta iki hoş haberin üst üste geldiği ender zaman dilimlerinden biri oldu.

\n

Prof. Besim Üstünel Üniversitesinde öğretmenlik yaptığı Galatasaray öğrencilerine, burs için iki milyon liralık Hazine bonosu bağışlamış, bu irfanı gibi yüreği de zengin hocamıza da teşekkür bir borç.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları