Anayasa ile aldatmak - I

09 Şubat 2021 Salı

Baba Erenler suyun kıyısına oturmuş, çamurdan heykelcikler yaparak oyalanıyor. O sırada biri geçiyormuş, sormuş:

- Baba Erenler ne yapıyorsun?

İstifini bozmadan yanıtlamış bizimki:

- İnsan yapıyorum.

- Hâşâ! Sümme hâşâ! Hiç öyle şey olur mu, diye şaşkınlığını dile getirince yolcu, Erenler yanıtı yapıştırmış:

- Rızkını vermeyecek olduktan sonra neden olmasın?

AKP kanadından, herkese “eh yani pes artık!” dedirten, yeni anayasa önerisi gelince, düşündüm uygulayacak, uyacak olmadıktan sonra yeni bir anayasa neden olmasın ki?

Ama bu bir aldatmaca!” diyeceksiniz şimdi. Zarar yok, aldatmaca olsun varsın, kamuoyu biraz da onunla gönül eyler!

***

AKP’nin tek başına veya MHP ile birlikte, parlamentoda anayasa çıkaracak çoğunluğu olmadığına göre halkoyuna gitmek şart. Daha önce de AKP’nin isteğiyle referandum yoluyla iki anayasa değişikliği daha gerçekleştirildi.

Onlar da birer aldatmacaydı.

12 Eylül 2010 Anayasa reformunda müthiş bir sloganla çıktılar:

- Vesayeti tasfiye ediyoruz, darbe anayasasını kaldırıyoruz, sivil ve demokratik anayasa yapıyoruz.

O ana kadar yaptıkları ve söylediklerine bakınca bu söylenene itibar etmek mümkün değildi ama siyasal İslamın ve ardındaki emperyalizmin ortağı “yetmez ama evet”çilerin büyük destekleriyle bu yalan topluma yutturuldu ve yargıyı Fethullah’ın sultası altına sokma amacına ulaşıldı.

İkinci yutturmaca, 2017 Nisanı’nda oldu ve cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, tam oylama yapılırken, muhalefetin bütün uyarılarına karşın, yasaya aykırı olarak mühürsüz oyların da geçerli sayılmasıyla kabul edilmiş addolundu. 16 Nisan 2017 aldatmacasının yolu 12 Eylül 2010 aldatmacasıyla açılmıştı.

Daha önceki iki anayasa ile aldatmaca oyunu sistemin tümünü özellikle de yargıyı ele geçirmek ve devletin erkini tek elde toplayarak keyfileştirme amacına yönelikti ve başarıya ulaştı.

Bu defa da gelecek seçimlerde Millet İttifakı karşısında kazanma şansı olmayan AKP ve MHP’yi iktidarda tutmak için anayasa ile aldatma yolu tutulmak isteniyor. Başarılırsa, Tayyip Bey’in bir daha Cumhurbaşkanlığı’na aday olmasının önündeki anayasal engel de kaldırılmış olacak. Bakalım, bu defaki oyun hangi gerekçelerle sunulacak?

***

Bu toplum bugüne dek çok aldatıldı. Son zamanlarda, Cumhuriyetin bütün kazanımlarını yok ederken kullanılan yöntem Allah ile aldatma yöntemi oldu. Kimi herif-i naşerifler, bunu halkın orasını burasını karıştırarak en saldırgan en adi şekilde, çağdaş Deli Dumrul rolünü oynarak, kimileri de “her hafta sallıyorum bir iki bakara makara” diye hayâsızlığıyla övünen haysiyetsiz dolandırıcılar kılığına girerek yaptılar.

Son yıllarda toplum Allah ile aldatılmaktan çok kazık yedi.

Allah ile aldatılmak konusunda toplumu uyarmak için çırpınan (kitabı 80 baskı yaptığına göre başarılı olduğunu ileri sürmek de yanlış olmasa gerek) ve “Allah ile Aldatmak” kitabını yazan Yaşar Nuri Öztürk, Hürriyet’te yayımlanan 26 Haziran 1998 tarihli bir yazısında şöyle yazıyordu:

Allah’ın adını baskı aracı yaparak, kitleleri sindirip engizisyon piyonu haline getirmek insanoğluna yapılan zulümlerin en kötüsüdür. Çünkü insanoğluna yapılan zulümlerin Allah’a fatura edileni inkâra fatura edileninkinden daha uzun süreli ve yıkıcı olmuştur. Ve böyle olduğu içindir ki din gerçeğinin eşsiz ve sonsuz kaynağı Kuran insanoğluna bir kurtuluş mesajı halinde duyuruyor: ‘Ey insanlar Allah’ın vaadi haktır, o halde eğreti dünya hayatı sizi aldatmasın. Aldatan sizi Allah ile aldatmasın.’ (Fahir 5. Ayrıca bk. Lukman 33 Hadid 14-15)

Bu kez “anayasa ile aldatma” oyunu pek tutmayacak gibi görünüyor. Ama toplumdaki anayasa fetişizmi öyle ki anayasaya öylesine sihirli bir işlev yükleniyor ki konuyu biraz daha işlemek zorunlu oluyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları