Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Alışanların encamı

26 Kasım 2021 Cuma

İçinde oldukları uçağın tehlikeli biçimde arıza sinyalleri vermesi üzerine paniğe kapılanları “Merak etmeyin canım bu da geçer, unutmayın ki hiçbir uçak sonsuza kadar havada kalmamıştır” sözcükleriyle yatıştırmak ne kadar yerinde bir davranış ise benim de şu anda emekli Teğmen Murat Şeref Baba’yı hatırlayıp hatırlamadığınızı sormam da o kadar isabetli olacak ama yine de sorayım:

- Murat Şeref Baba’yı hatırlıyor musunuz?

Pek çıkarabileceğinizi sanmıyorum.

Murat Şeref Baba, topçu teğmeni olduğu sırada 22 Şubat 1990 günü Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a çektiği telegrafla adını Türkiye’ye duyurmuştu.

Daha önce, cumhurbaşkanı olarak Özal’a alışamadığını söyleyen birinin basında yayımlanan sözlerine, Turgut Bey’in “Alışırlar, alışırlar” yanıtına içerleyen Topçu Teğmen Murat Şeref Baba, üniformasıyla gittiği postahaneden Turgut Özal’a, 22 Şubat 1990 yılında aşağıdaki telgrafı çekmişti:

***

“Sayın Turgut Özal,

Cumhurbaşkanlığı Köşkü Çankaya’da

alışamadığım ve hiçbir zaman da alışamayacağım bazı şeyler var.

Eğitimde birlik ilkesinin çiğnenerek eğitimin imam hatip liseleri ve normal liselerde ayrı yapılıyor olmasına alışamadım.

Bazı özel yurtlarda Kuran kurslarında ve imam hatip liselerinde laik cumhuriyet yönetimine düşman gençler yetiştirilmeye çalışılmasına alışamadım.

Devleti dolandıranlardan hesap soran kamu görevlileri süründürülürken dolandırıcıların ve vurguncuların kahkahalarla mahkeme koridorlarını çınlatıyor olmalarına alışamadım.

‘Konuşursam, bazı bakanları düşürürüm’ yollu tehditleri çok sık kullanıp da ne hikmetse bir türlü gereken cevabı alamayan hayali ihracatçıların elleri ceplerinde ifade vererek savcıların, hâkimlerin ve diğer tüm namuslu vatandaşların içinin sızlamasına sebep olmasına alışamadım.

Yolsuzluk söylentileri almış yürümüş, çalıp çırpmalar hovardaca saçıp savurulurken, hastane masraflarını ödeyemedi diye yoksul vatandaşların hastanelerde rehin tutulmalarına alışamadım.

Atatürk’ün makamında oturan bir kimsenin itibar deyince aklına bazı ülkelerin devlet başkanları ile fotoğraf çektirmenin geliyor olmasına da alışamadım.

Siz, alışırlar dediniz Sayın Turgut Özal, ama ben sizin cumhurbaşkanı olmanıza da alışamadım.         

Murat Şeref Baba

Topçu Teğmen”

***

Murat Şeref Baba, daha sonra yapılan soruşturmada, telgrafın sorumluluğunu üstüne alıp hiçbir pişmanlık duymadığını söyleyince  önce askeri hastanede psikiyatri kliniğine kapatılır. Sonra da ordudan atılınca hukuk okuyup İstanbul’da serbest avukatlığa başlar.

Murat Şeref Baba, aradan çeyrek yüzyıl geçtikten sonra pişman olup olmadığını soran Ahmet Hakan’a şu yanıtı vermiş:

“Pişman olmamı gerektiren bir şey yaptığıma inanmıyorum. Fikirlerimi ifade ettim. Yazdıklarımı okuduğum zaman gurur duyuyorum. Yani yolsuzluğa, yobazlığa, dinin suiistimal edilmesine karşı çıktım. ‘Bağırın, çağırın, ama mesele etmeyin! Alışırsınız benim yoluma girersiniz’ denmesini millet iradesinin hafife alınması olarak görüyordum ve ona o zaman da alışık değildim, bugün de alışık değilim. Bunun için de pişmanlık söz konusu değil.”

Emekli Teğmen Murat Şeref Baba’nın telgrafının üstünden 32 yıl geçti. Turgut Özal’ı mumla aratanlar iktidara geldi, telgrafta belirtilenler misliyle gerçekleşti. Ama kimse, alışamadım, alışamıyorum diye telgraf çekmedi.

O günden bu yana, demokrasi, bağımsız yargı, insanlık onuru, temel hak ve özgürlükler, adalet, namus, toplumsal dayanışma hepsi tepetaklak devrildi.

Ama bir Murat Şeref Baba çıkmadı. Toplum alıştı.

Bu arada, alışan toplumun bütün kazanımlarının, değerlerinin serbest düşüşüne Türk Lirası da katıldı.

Şimdi herkes panikte, soruyor: 

- Ne olacağız?

- Merak etmeyin, bir şey olmazsınız, unutmayın hiçbir uçak ilanihaye havada kalmadı!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları