Aldanma yok aldatma var

16 Haziran 2020 Salı

AKP Tanıtım ve Medya Başkan Yardımcısı Emre Cemil Ayvalı’nın geçen çarşamba Ahmet Hakan’ın Tarafsız Bölge programında yaptığı açıklama, içerik olarak yenilik taşımasa dahi, gerçeğin AKP’nin resmi sıfatlı bir kişisi tarafından ilk kez açıklıkla itiraf edilmiş olması açısından önemlidir. 

Dilerseniz önce açıklamaya bakalım: AKP Tanıtım ve Medya Başkan Yardımcısı, partisinin geçmişte Fethullahçılarla kol kola ilerledikleri dönemi anlatırken şunları söylüyordu: “İktidara geldiğimde sanki kendi kadrolarım vardı da, çok muktedirdim de böyle bir fanteziye mi girdim? Hayır, bir tarafta darbeci Kemalist gelenek vardı, bir tarafta da FETÖ. Bunları birbirlerine kırdırmak suretiyle yol almak mecburiyetinde kaldık.”

Aslında, yukarıda da belirtildiği gibi, bu açıklamada bilinmeyen yeni bir şey yok.

Emre Bey, bu sözleriyle herkesin bildiği bir sırrı ifşa etmiş oluyor.

Evet, bu herkesin bildiği bir husustur, ama AKP’liler tarafından sürekli reddedilir ve katiyen itiraf edilmezdi. Emre Bey, işte bunu ilk kez resmen ve kendi deyişiyle açık açık dile getirmiştir. Partisi ile ters düştüğünü ise sonradan anlayıp istifa etmiştir. 

***

“Emre Bey gerçeği dile getiren sözlerinden dolayı neden istifa etmek zorunda kaldı” sorusunun cevabı AKP yüce katlarının FETÖ konusundaki sözlerinde yatmaktadır.

Gerçekten de onlar FETÖ’nün gerçek yüzünü göremediklerini, aldatıldıklarını ileri sürmüşlerdir hep. Emre Cemil Ayvalı’nın açıklaması ise Fethullah Gülen konusunda bir aldanma olmayıp, aldatıldık sözünün kendisinin bir aldatmaca olduğunu gözler önüne seriyor. Ortaya çıkan ikinci gerçek ise AKP’deki Kemalist düşmanlığının, tıpkı “yetmez ama evet”çiler gibi onların şeytanla bile işbirliği yapmasına neden olacak kadar şiddetli olduğudur.

AKP, bu kinin yanı sıra laik Cumhuriyeti, hazinesi yandaşın avantasına tahsis edilmiş; toprakları, havası, suyu, tarihi ve kültürel birikimleri ham ervah mollalar ile yağmacılar koalisyonunun talanına sunulmuş; dinci bir devlete dönüştürmek için bir zamanlar cemaat diye anılan FETÖ ile işbirliğini ilerletmiş ve sonradan “ne istediler de vermedik!” sitemine yol açacak şekilde onlara her istediklerini vermişti. Emre Bey’in açıklaması, bu ne istediler de vermedik döneminde FETÖ’yü Kemalistleri tasfiye için kullandıklarının resmi itirafıdır.

O dönemin en tiksindirici yanı, FETÖ’cülerin yanı sıra, “yetmez ama evet”çilerin de yel yeperek yelken kürek koşarak destekledikleri kumpas davalarıdır.

Ergenekon, Balyoz ve Casusluk davaları denen bu rezaletler FETÖ’süz yürütülemezdi. 

Ama eğri oturup doğru konuşalım, kumpas davalarında suçlu FETÖ ise azmettiren de AKP’dir.

***

Kumpas ortaklığının, nasıl bittiğini, cemaatin duruma el koymak üzere giriştiği 15 Temmuz darbesinin nasıl bastırıldığını tekrar anlatmaya gerek yok. Yalnızca Cemaat ile AKP’nin kopmalarının ve Cemaatin Fethullah Gülen Terör Örgütü “FETÖ”ye dönüşmesinin bir düşünce veya dünya görüşü ayrılığından değil, iktidar nimetlerini paylaşma kavgasından kaynaklandığını belirtmekle yetinelim.

Artık iktidarı kendileri için istediğini belli eden Fethullah Hoca Efendi, ortada yoktu. Ama düşünceleri hâlâ iktidardaydı. FETÖ’nün muteber olduğu dönemlerde yapılanlar aynıyla sürüyordu, tek fark şahsen Fethullah Hoca Efendi’nin artık olmayışıydı. Fethullah Hoca Efendi’nin ruhani lider kabul edildiği Fethullah’lı FETÖ dönemi bitmiş ve Fethullah’sız FETÖ dönemi başlamıştır. 

Şimdilerde yine FETÖ’nün düşünceleri gerçekleştirilmekte, yöntemleri uygulanmaktadır. Yine FETÖ’nün kumpas davalarında hapse tıkılanlar içeri atılmakta, yine kumpas davaları kotarılmakta, böylelikle ikinci dalga kumpas dönemine hazırlanılmaktadır.

Yakında kumpas davalarının gülü Zekeriya Öz’ün de eski görevinin başına döndüğünü duyarsanız sakın şaşırmayın! 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları