Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

AKP muhafazakâr demokrat olamaz

14 Aralık 2021 Salı

AKP’nin sönme döneminin parlayan yıldızlarından, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin özelde partisi, genelde siyasal İslam konusunda, “yetmez ama evet”çilerin de paylaştıkları bir görüşü var ki tartışmaya değer. Tarikatlar, özellikle de Nakşibendiler tarafından desteklenen ve AKP ile arasındaki fark eylemsel olan Milli Görüş’ün siyasal İslamcı olduğunu, AKP ile arasında tüm yenilikçiler ile gelenekselciler arasında sadece kullanılan yöntemlerde ayrılık bulunduğunu ileri süren Nebati’ye göre AKP muhafazakâr demokratik söyleme mecburi olarak yönelmektedir ve zamanla Milli Görüş’ün katı yapısı esneyerek, muhafazakâr demokrasiye dönüşerek, dindar ama daha demokrat ve uzlaşmacı bir kimlik benimseyecektir.

Acaba öyle mi?

Ilımlı İslama her türlü desteği veren çeşitli çevrelerin de bir zamanlar savunduğu bu görüş gerçeği yansıtıyor mu?

***

Önce “ılımlı İslam”ı açalım. Buradaki ılımlı sözcüğü, böyle yazılır ama uyumlu okunmalıdır. “Ilımlı”dan murat, kapitalizmle uyum sağlamış ve emperyalizmin evrensel ve bölgesel planlarında kendine düşen rolleri oynamaya hazır olmak durumudur.

Arap Baharı furyasının ülkelerinde ve Türkiye’de filizlenen “ılımlı İslam”ın sürdürülebilir kalkınma, gelir dağılımında denge umurunda olmasa bile sistemin asgari müştereği olan kapitalist demokrasinin koşullarını yerine getirmesi, kendisine düşen rolü başarıyla oynamasının önkoşuludur.

Ilımlı İslam modelinin bir zamanlar en parlak başarı örneği olarak gösterilen AKP, başlangıçta çizilmiş olan yol haritasına uygun seyretmekteydi.

Gerçi, sistemin daha başında bazı aksaklıklar görünmüyor da değildi. Ortadoğu’daki Amerikan planının uygulanması konusunda AKP bütün ağırlığını koymasına karşın, henüz ilk adımda 1 Mart tezkeresini Meclis’ten geçiremeyerek daha başta bir fiyasko ile karşılaşmıştı; ama AKP’nin iyi niyetinden kuşkuya düşmeyen Atlantik ötesi işverenler başarısızlığı yeni yolda ilk adımlarını atmaya başlayan ılımlı İslamın beceriksizliğine vermiş ve cezayı orduya kesmişti.

AKP’nin gizli gündemi, kendisine yüklenen ılımlılık yani uysallık işlevini yeterince yerine getirip rolünü gereğince oynamasına engel oluyordu. İhvancı siyasal İslam emperyalizmin bekçisi rolünü oynayıp bir yandan da kendi gizli gündemini de bir alt emperyalist olarak uygulamaya çalışırken üstesinden gelemediği aksaklıklara yol açıyordu.

Uluslararası planda beceriksizliğinin yanı sıra gizli gündeminin kaçınılmaz sonucu olan İhvan dayanışması yüzünden bocalayan AKP, iç alanda da gerekli uyumu gösteremiyordu.

***

Siyasal İslamın gizli gündemine toplumun çeşitli kesimlerinden yükselen itirazları demokratik çerçeve içinde gideremeyen AKP, çok geniş bir tabana yayılmakta olduğunu ilk kez Gezi Olayları sırasında gördüğü toplumsal muhalefet karşısında çaresiz kaldıkça, demokrasiden uzaklaşarak totaliter rejimin korkunç baskısını artırıyordu.

Siyasal İslam oyununun senaryosunu yazanlar, aslında takviminde demokrasi bulunmayan hareketin, zaman içinde toplumdan gelen itirazlar karşısında esneyerek siyasal İslamdan muhafazakâr demokrasiye dönüşeceğini ileri sürmekteydiler.

Türkiye’deki AKP ve başka coğrafyalardaki İhvancı örgütlerin iktidarları böyle bir gelişmenin olamayacağını gayet çarpıcı bir biçimde kanıtlamıştır.

AKP 20 yıllık iktidarıyla, yağma ve talan ekonomisinin, tek adam rejiminin, keyfiliğin, adaletin yerine kaim olan zulmün örgütü olduğunu açıkça ortaya koymuştur.

Bunlar yalnız AKP’ye özgü olmayıp siyasal İslamın ortak nitelikleridir.

TARIK AKAN

Kaç yılıydı hatırlamıyorum, Çiçek Bar’dan içeri girer girmez gözüme çarpmıştı. Saçlarını boyatmıştı.

- Yeni bir rol için, demiş ve eklemişti:

- Görünce takılıyorlar.

Oysa pek de âlâ yakışıyordu. Beyaz saçların gitmesine, sanki kendi ak saçlarımdan kurtulup gençleşmişimcesine sevinmiştim.

- Halt etmişler, çok yakışmış! Filmden sonra da devam et, unutma, sen bizim ebedi gençliğimizsin, dedim.

 “Hepimiz adına yakışıklısın, ona göre!” demeye çekindim. Sanki yakışıklılığını istimlak ediyormuşuz gibi gelecek diye düşündüm. Aslında gerçekten de hepimiz adına yakışıklıydı ve de daha da önemlisi hepimiz adına iyi...

Dün Mustafa Balbay’ın lezzetli dizisi dolayısıyla gazetenin birinci sayfasında resmini gördüm, içim ışıdı.

Teşekkürler Tarık! Seni çok özlüyoruz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları