Terazi...

17 Aralık 2013 Salı

Diyarbakır mahkemesi, İstanbul’daki mahkemenin kararını tanımadı.
Çünkü artık “okka her yerde 400 dirhem!” değil. “İktidar-Cemaat Koalisyonu” Adalet Terazisi’nin ayarını bozdu.
Terazinin ayarı, ancak 1.5 yılda, 3 aşamada ve halkın eliyle düzeltilebilecek:
Yerel Seçim - Çankaya Seçimi - Genel Seçim.
Yoksa ayarsız teraziyle yaşamaya devam!

Duamız Artık Milletçe Tayyip Bey İçindir!
“Modüler” birbirini tamamlayan parçalar bütünü anlamında bir sözcük.
AKP modüler bir parti ve geleceğini de modüler yasalarla güvenceye alıyor..
İlk 10 yılda parçalar arasına Cemaat de yerleştirildi..
Tarikatçı, solcu veya liberal siyasetçiler ve yazarlar da.
Demokrat görünmek için “postmodern darbe”ye savaş açar gibi yaptılar..
En ultra modern reklam teknikleriyle kitleleri aldatarak anayasayı değiştirdiler.
Kamu yönetimi, üniversiteler, emniyet kadroları, ordu ve yargıyı ele geçirdiler.
TOKİ borçlandırmasıyla ve her mahalleye AVM tuzağı ile tüketim sersemi yaparak vatandaşın geleceğini ipotek altına soktular.
Şimdi tek hedef var.
Siyasi iktidar kaybedilse bile, ekonomik ve ticari iktidarı sürdürmek.
Bunun için de yasal olarak kendisini en az 50 yıllığına sağlama almak!
50 YIL YASASI Meclis’e geldi bile!
CHP’li Atilla Kart: “Yalan, talan ve ihanet artık devlet sırrı oluyor!” diye feryat ediyor..
Bakanlardan oluşan bir kurula Devlet Sırrı İlan Etme Yetkisi veriliyor.
Ve böylece “Dolmabahçe Görüşmesi”, “Esad, neden oldu Esed?” türünden her türlü dikenli-zehirli konunun mezara kadar gitmesi sağlanıyor.
50 yıl bir şey değil.
Tayyip Bey’in 109 yaşına basacağı yıl!
Allah, ona Kenan Evren’den de uzun ömür versin.
Dileyelim, yargılanacağı günleri o da görsün.
Vee, terazisi parmaklanmamış bir mahkemede yargılansın.

Mert Merkel!
“Türkiye’ye gıcığı var!” diye bildiğimiz Alman Başbakanı Angela Merkel ezber bozdu. Adını anımsayıp birden melek oldu:
- Ve bir Türk’ü bakan yaptı.
Ama o bir kadın.
Yani Merkel...
Kadın dediğin ezber bozar...
Canı isterse melek, istemezse şeytan da olabilir!

Başbakan’ın Şehadet Kıyağı!!
Bir okur diyor ki...
- Sorulardan korktuğu kadar, Tanrı’dan korksaydı mekânı mutlaka cennet olacaktır! Tanrı ile kul, hele de Başbakan arasına girmek günah, diyelim..
Ama sevap olabilecek bir noktayı yineleyelim.
Okur haklı.
Tayyip Bey, sorulardan korktuğu için rakipleriyle teke tek TV’lere çıkmıyor.
Deniz Baykal ile bir kez çıktı.
Değil çıktığına, doğduğuna pişman oldu.
“Acemi Genel Müdür” diye küçümsemeye kalkıyor.
Ama Kemal Kılıçdaroğlu ile de çıkmaya hiç yanaşmıyor.
Çünkü beklenmedik sorulardan korkuyor.
“Cam” olmadan konuşamıyor.
Konuşsa bile ipin ucunu kaçırmaktan korkuyor.
Ama yazılı sorulara da yanıt vermiyor.
Belli ki milletvekilerine muhatap olmak istemiyor.
Muhalefet yine de önerge vermeye devam ediyor.
Çünkü miletvekilinin görevi sormak.
CHP’li Osman Korutürk bu kez kürsüden soruyor:
“150 bin Suriyeli öldü dediniz. Bunlardan kaçı Türkiye’den giden silahlarla öldürüldü?”
Başbakan yine sus pus.
Hiç değilse birkaç gün önceki sözlerini yineleseydi:
“Şehadet, en büyük mertebe!.. Suriyeli kardeşlerimiz bizim sayemizde en büyük mertebeye ulaşıyorlar!”

O Parmak Kesilmeden!!
24 SAATTİR, barışsever kitlemiz feryat figan:
- “2 BDP’li milletvekilinin tahliye talebinin reddedilmesi Barış Süreci’ni baltalar!”
Eğer kaygı bu ise..
Temeli mülke dayanan adaletimiz tümden çoktü.
Türk’üyle Kürt’üyle hepimizin de yedi bayram anası ağladı!

***

Çünkü:
- Bir gözüyle adaleti, ötekiyle de Barış Süreci’ni kollayan hukuktan ne ülkeye hayır gelir, ne de vatandaşa!
- Adalet hak ve hukukun hiçbir etki altında olmadan tecellisi içindir.
- Tartıda torpile maruz kalacak Barış Süreci’nden çıksa çıksa daha da büyük kargaşa çıkar.
- Adalet Terazisi’ne 12 Eylül Referandumu’nda parmak atıldı.
- O parmağın adalete zararı 12 Eylül 1980 darbesinden daha ağır oldu.
- İktidar ve Cemaat hâkim ve savcı tayinlerine parmak attı.
- Türkiye için en acil sorun, o parmağı kesecek bir halk iktidarının işbaşına gelmesidir!..
- “Şeriatın kestiği parmak acımaz!” derler.
- Dileyelim, böyle bir iktidarın keseceği parmaklar çok acımasın!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tanrı’ya bin şükür! 15 Aralık 2024
Hasetle hasretle Demirel 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları