Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yerli ve milli haset patlaması
AKP iktidarı “yerli ve milli” etiketini tam ne zaman piyasaya sürdü, hatırlamıyorum. 2010’ların başında olmalı. Daha önce yerli ve milli kavramlarını bitiştirilmemiş olarak AKP sözcüleri elbette kullanıyordu. Toplumu “biz ve düşmanları” olarak ikiye ayıran “yerli ve milli” etiketi, kin duygularını körükleyerek iktidarı pekiştirme stratejisinin izinde, 2010’larda egemen siyasete, devlete, toplumun bir kesimine yön ve anlam verir oldu. Bugün Türkiye’de ceza yargısı bu yerli ve milli olma kriteriyle esas olarak işleyen bir hınç ve öfke aygıtı olarak çalışıyor. Bir türlü tatmin olmayan bir öç alma arzusunun iniş ve çıkışlarına göre ilerliyor.
Tanıl Bora, yeni Türkiye’nin siyasi dilini oluşturan kelimeleri kıvrak biçimde incelediği yeni kitabı Zamanın Kelimeleri’nde (Birikim Kitapları), yerli ve millinin birleşik kullanımına ilk kez 1965’te Alparslan Türkeş’in Dokuz Işık kitapçığının sunuşunda başvurulduğunu hatırlatıyor: “Yüzde yüz yerli, yüzde yüz milli ilk doktrin” olarak Dokuz Işık. Dokuz Işık milliyetçilikle muhafazakârlığı, bir teyakkuz hali olarak, bir beka meselesi olarak, saldırgan bir ideolojik alanda birleştiriyordu. Tanıl Bora, bunun “milliyetçi-muhafazakâr çevrede dışa dönük bir teyakkuz olarak tezahür” ettiğinin, “yabancı ve yabancılar tayin etmenin vesilesi” olduğunun altını çiziyor.
Milliyetçilik Türkiye’de, aralarında ince farklar içerse de Afrin’de yürütülen savaşın da bugün gösterdiği gibi, toplumun büyük çoğunluğunu sarıp sarmalayan hâkim düşünce tarzıdır. Bunun yerlilikle bütünleşmesinin yarattığı bir yıkıcı ruh haline işaret ediyor Tanıl Bora: “Yerlilik bahsindeki zevk, birilerinin yabancılığını ilan etmekte, o yabancılığın, o bizden-değil’in canını çıkarmadadır.” Bu bağlamda yerlilik, akut biçimde saplantılı yabancı korkusunun dışavurumudur. Burada korkulan, dış yabancıdan ziyade, yakın yabancıdır.
Yabancılığı ilan edilenler “yerli yabancılar”dır çünkü yerlilik iddiasını gölgeleyen, geçerliğini tehdit eden, onlardır. Onların “canını çıkarma zevki”, yerli ve milli kin ve öfke kabarmasının müşevviğidir.
Orhan Koçak, bu sütunda, Hasetten Beslenen Kin başlıklı yazıda (20 Şubat) hızlı biçimde değinmeye çalıştığım konuyu genişletip zenginleştirerek tartışan, Haset ve Siyaset başlıklı iki yazı yayımladı Birikim dergisinin internet sitesinde (26 Şubat ve 6 Mart). O da, yerliliğin bizden-değil’in canına okumak için kullanılmasından duyulan zevke, haset bağlamında işaret ediyor. Koçak, yazımda hasedi imrenmeden ayırırken yaptığım tanımın, kıskançlık kavramına yakın düştüğünü haklı olarak belirtip hasedin bundan öteye, “onların” mahvolmasından zevk alan, bu haz dışında çıkarı olmayan kişi ve grupların davranışını da tasvir ettiğine işaret ediyor. “Haset, bu kısıtlı, kıstırılmış, engellenmiş hazzın adı olabilir” deyip bu hazzın “dönüp kendisini de zehirleyebileceğini” hatırlatıyor.
Kıstırılmış, engellenmiş bu yıkıcı haz, imrenilen değerin ele geçirilmesiyle de tatmin olmaz. Koçak’ın belirttiği gibi, haset öznesi imrendiğini eline geçirdiğinde bununla hiçbir şey yapamayacağını, birdenbire tamamen değersizleşeceğini bilir ya da belli belirsiz hisseder. Bu nedenle hasedin biriktirdiği öfke, aynı zamanda kendi yetersizliğine, kendi değersizliğine duyulan bir öfkedir. Yerine doğru dürüst bir şey koymadan yıkma, yok etme, canını çıkarma zevkiyle tatmin olmaya çalışması ve hiçbir zaman tatmin olamamasının nedeni budur.
Bugün Türkiye’de “yerli ve milli” etiketiyle yönetilen haset ve kin patlaması, Rabia ve Bozkurt’un izdivacıyla eşgüdümlü gerçekleşiyor. Bu gökten aniden inen bir durum değil. Türkiye toplumuna bir yüzyıldır yüksek dozda enjekte edilen milliyetçilik/ulusalcılık, adı konmamış ırkçılık, türlü çeşit bağnazlık içinde, kökleri derinlere uzanıyor.
Haset ve kin siyasetlerinde aranan haz, faşizmlerde, kültür devrimleri ve karşıdevrimlerinde, içinde boy verdikleri toplumların büyük felaketlere maruz kalmasına neden olmuştur.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Kazanan isim belli oldu!
- 'Adama lafını yedirirler böyle, ensendeyim'
- 3 ülke daha BRICS'e 'ortak üye' oldu!
- Polis yanlış adresi bastı, ev sahibinin kolunu kırdı
- Teğmenler hakkında yeni gelişme!
- Romanya - Kosova maçı yarıda kaldı!
- 'Tahmin edemedikleri kadar dirençliyiz'
- İlk bulgular neye işaret ediyor?
- MHP'den 5'inci paylaşım da aynı saatte geldi!
- Özel'e soruşturmada 'yetkisizlik' kararı