Adnan Binyazar

Ağıt toplumu

13 Aralık 2024 Cuma

Tarih boyunca düzen erkeğe göre kurulmuştur. İBB bu kuralı değiştirerek ekim ayında başlattığı “Kızlar okusun diye” projesiyle kız çocukların öğrenimlerini sürdürmesini sağlıyor. Böylece projenin ilk ayında okula gidemeyen 15 kız çocuğu da yeniden okula kavuşacak. 

Kadın çağlar boyunca doğurgan bir varlık sayılmış ancak kapatıldığı ev içlerindeki emeğinden kırda bayırda, bağda bahçede yararlanılmıştır. 

AĞIT GELENEĞİ

Oysa anlatı kültürümüzün en önemli kitabı sayılan Dede Korkut’ta yazıldığına göre kadın, “evin direği” sayılmış, savaşlarda bile eşinin yanında yer almıştır. 

Kitabın ilk öyküsü olan “Boğaç Han”da anlatıldığı gibi av sırasında, babası Dirse Han’ın, kırk yoldaşlarının kışkırtmasıyla yaralayıp ıssız bir dereye attığı oğlu Boğaç’ı, annesi ağıtlar yakarak ölümden kurtarır: 

Kara çekik gözlerini uyku almış a oğul! 

O ikice kemiğin uzamış, yerine koy, oğul! 

Tanrı’nın verdiği tatlı canın gezmelerde imiş, geri çağır, oğul! 

Öz gövdende canın varsa oğul, haber ver bana, 

Karabaşım kurban olsun oğul sana! 

Kazılık Dağı akar senin suların, 

Akar iken akmaz olsun! 

Biter senin otların, Kazılık Dağı, 

Biter iken bitmez olsun! 

Bu belalar sana nereden geldi? 

O gövdende canın varsa, oğul, haber ver bana, 

Karabaşım kurban olsun, oğul, sana. 

ÖLÜM KASAPLARI

Her gün sokaklar kadınlara mezar oluyor. Çocuklarının geleceğinden umudunu kesen ana babalar, engelli evlatlarını öldürdükten sonra kendi canlarına kıyıyor. Narin, Sıla bebek, daha nice çocuklar cinayete kurban gidiyor. Canavar ruhlu ölüm kasapları yeni doğmuş bebekleri toprağa gömüyor. İstedikleri üç beş kuruşu alamayan torunlar, nenelerini, dedelerini canından ediyor. 

Babanın çocuklarını; çocukların babalarını, analarını öldürdüğü nerede görülmüş! 

ÇAĞIMIZIN AĞIDI

Bugünün anası emekli öğretmen Şebi Yelda Avşar ise yüreğinin iç derinliklerine iniyor, binlerce kadının acısını, yazdığı “Oyunun Kuralı” adlı şiiriyle çağımızın ağıdını yakıyor: 

Bir kuşun umutsuz çığlığında 

Gecenin vazgeçilmeyen karanlığında 

Günün riyakâr güzelliğinde, 

İsyankârım... 

İsyanım kuşa değil, 

İsyanım geceye değil, 

İsyanım sana değil, 

İsyanım kendime hiç değil. 

Kafes, kuşun suçu olur mu? 

Karanlık, gecenin... 

Ya güzellik suç olur mu hiç? 

Suç, geceyi gerçek karanlığa boğanda, 

Suç, kuşun kafese konulacak kadar güzel olmasında... 

Suç sende, bende, gecede değil. 

Suç, gündüzleri inatla gece yapanda... 

Ama inanır mısınız? 

Gecenin rengini öptüm, kuşun sesini. 

Gündüzün, bilmem nasıl söylesem? 

Çaresizce riyakâr nefesini? 

Oyun kuralına göre oynanırsa oyun olurmuş. 

Peki, hay hay, pekâlâ... 

Munis, ürkek, 

Oyunu öptüm.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ağıt toplumu 13 Aralık 2024
Anılar yumağı 6 Aralık 2024
Fotoğrafı buzlamak 29 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları