Siyasallaşan yargı ve iktidar oyunları

01 Eylül 2024 Pazar

Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında “suç ve suçluyu zincirleme şekilde övme” suçlamasıyla dava açılmasının ardındaki asıl niyeti görmek gerek.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) milletvekilleri İzzet Ulvi Yönter, Feti Yıldız ve İsmail Faruk Aksu’nun Şubat 2022’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdikleri dilekçeyle başlayan davanın iddianamesi, ağır ceza mahkemesi tarafından kabul edilmiş. Buna göre Kılıçdaroğlu için 2.5 yıldan 3.5 yıla kadar hapis ve TCK’nin 53. maddesi kapsamında “siyasi yasak” isteniyor. 

Neymiş Kılıçdaroğlu’nun işlediği söylenen suçlar?

Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğunu eleştirdiği ifadeler...

“FETÖ’nün siyasi ayağını açıklayacağım, özel bir dosya hazırladım” demesine karşın ByLockçu milletvekilleri listesini bugüne kadar savcılıklara teslim etmemesi...

İstanbul seçimlerine ilişkin iptal kararı veren YSK üyesi hakimler hakkında 23 defa “çete” ifadesini kullanması...

Kişisel sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “15 Temmuz darbe girişiminin nasıl karşısındaysak, menfaatleri için OHAL’i kullanıp, 20 Temmuz sivil darbesini yapanların da karşısındayız. 20 Temmuz sivil darbesinden sonra, Türkiye parti devletine döndü. Haklıdan değil, güçlüden yana olan bu düzenin sürmesine izin vermeyeceğiz” yazması...

AMAÇ CHP’Yİ YENİDEN KARIŞTIRMAK

Türkiye’de bunları defalarca söyleyen ve yazan yüzlerce siyasetçi ve yorumcu bulabilirsiniz. Ana muhalefet partisi genel başkanı bunları eleştirmeyecek de ne yapacak? 

MHP’li milletvekillerine sormak gerek; FETÖ’nün siyasi ayağının incelenmesi için muhalefet araştırma önergeleri verirken niye AKP ile birlikte reddettiler?! ByLockçu milletvekilleri konusunda susan iktidar hakkında da suç duyurusunda bulundular mı? 

Belli ki Kılıçdaroğlu’na yönelik yeni bir tehditle CHP yine karıştırılmak isteniyor. Zaten İmamoğlu’na yönelik siyasi yasak tehdidi de mevcut. Böylece bu iki operasyonla Özgür Özel’in önünü açmak için olanak yaratılabileceğini düşünenlerin sessiz kalması sağlanırken, CHP’nin içinde kor halinde yanan ateşin alevlendirilmesi amacı güdülüyor. 

Aynı anda CHP’nin cumhurbaşkanlığı adayına ilişkin “kulis” bilgilerinin, daha doğrusu “sızdırılan” bilgilerin medyada öne çıkarılması da dikkat çekici. Anlaşılıyor ki birileri, kamuoyu araştırmalarında birinci parti olarak gözüken CHP’nin iç çekişmelerle boğulmasını istiyor.

Türkiye’de siyaseti biraz izleyen herkes, Cumhur İttifakı’nın buradaki hedefini görür. 

KOYUN SANDIĞI ORTAYA!

Aslında ortaya çıkan bu durum, böylesine sinsi bir şekilde hareket eden iktidarın içinde bulunduğu aczi de gösteriyor. Ekonomideki kötü gidişatın durdurulamadığı, yoksullaşmanın tarihte görülmediği kadar arttığı, sığınmacı sorununun toplumsal huzuru sarstığı, adaletsizliğin tavan yaptığı ülkede, tüm bunların baş sorumlusunun partili Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğu artık yüksek sesle dile getiriliyor. 

AKP’nin yaratmaya çalıştığı korku imparatorluğu çöktü. Ne sokak röportajında iktidarı eleştirenleri hapse atmak ne de siyasi yasak tehditleri ile manipülasyon çabaları işe yarar!

AKP ne yaparsa yapsın yolun sonuna gelmiştir. 

Devlet Bahçeli, bir zamanlar en ağır hakaretleri ettiği, kendisinden altı yaş küçük Erdoğan’ın önünde eğilir duruma gelmiş olsa da...

AKP, MHP üzerinden Türk milliyetçisi sağa, Kürt Hizbullah’ının uzantısı, federasyon savunucusu HÜDA PAR üzerinden etnikçilere seslenmeye çalışsa da...

AKP’nin eriyen iktidarı, birçok temel konuda birbirinin antitezi olan gerici unsurların görünüşte el ele tutuşmasıyla sürdürülemez. 

Koyun sandığı ortaya, yapmayın hile, görün bakalım halk ne diyor!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları