Kanlı yasa konusunda uyardığım tehlike buydu

24 Temmuz 2024 Çarşamba

Pazartesi günü AKP’nin sokak köpekleri için hazırladığı “KATLİAM YASASInın görüşüldüğü komisyon toplantısını izlerken derin bir üzüntü ve öfke duydum. 

CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, “Uzun yıllar parlamento muhabirliği yaptım, iki dönemdir de milletvekiliyim ama ben daha önce hiç bu kadar ölümün konuşulduğu bir komisyon çalışması görmedim” dediğinde Türkiye’nin düşürüldüğü utançla sarsıldım.

Bu öyle dehşet verici bir AKP operasyonu ki önce sokaklarda yaşam mücadelesi veren köpekler sosyal medyada troller aracılığıyla düşmanlaştırıldı, Hayvanları Koruma Yasası’nı 20 yıl boyunca uygulamayan belediyeler ve onları denetlemeyen iktidar yüzünden sorun büyütüldü, yanlış bilgiler yayılarak toplum kutuplaştırıldı ve sonunda ÖLÜM YASASI halkın önüne konuldu.

İTLAF, UYUTMA, ÖTANAZİ, ÖLÜM!

Katliama önce “itlaf” dediler; o tepki görünce akıllarına yumuşatıp “uyutma” demek geldi, sonra “ötanazi” yalanını uydurdular. Toplum ayağa kalkıp “Hayvanları öldürmek için rızalarını mı alacaksınız!” diye karşı çıkınca da alicengiz oyunlarına başvurdular! 

Sıra ötanazi ile ilgiyi beşinci maddeye geldiğinde, muhalefet milletvekillerinin direnişi karşısında AKP aniden bir önerge verdi. “Bakımevine alınan köpeklerin insan ve hayvan hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen, bulaşıcı ve tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olanlarına” 5996 sayılı yasanın uygulanacağı ve bu konuda belediyelerin gerekli tedbirleri almaya yetkili olduğu belirtiliyordu.

Tam olarak 12 Temmuz 2024 tarihli yazımda uyardığım tehlike ortaya çıkmıştı! O yazımda, sokak hayvanlarının belediyelerce kısırlaştırılıp aşılandıktan sonra bulunduğu yere bırakılmasını hükme bağlayan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 6. maddesinin değiştirildiğini belirtip şunları yazmıştım:

“İşin tuhafı, 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu, ‘ihbarı mecburi bir hastalığın ortaya çıkması veya ortaya çıkma şüphesinin varlığı halinde, hayvanların izole edilmesi veya itlaf ve imha edilmesi’ yetkisini Tarım ve Orman Bakanlığı’na zaten veriyor. Öyleyse şimdi ne yapılmak isteniyor? Şu anda ortada böyle bir hastalık ya da kuduz salgını olmadığı halde bu maddeyi sokaktan toplanan köpeklere uygulayabilmenin yasal kılıfı hazırlanıyor.”

SİNSİ PLAN! 

Önerge gündeme geldikten sonra medya operasyonu da başladı. Bir de baktık ki “Yasa teklifinden ötenazi çıkarıldı!” başlığıyla haberler servis edilmiş, toplumsal tepki bastırılmaya çalışılıyordu.

“En azından artık ötenazi yok” diyenler, barınaklara alınan köpeklerin önergede yer alan tanımlamalara uydurulup 5996 sayılı yasaya dayanarak öldürülebileceğini görmeyecekti, plan buydu! Ne yazık ki komisyon toplantısına katılan bazı muhalefet milletvekilleri de bu tuzağa düştü; öldürmeme konusunda AKP ile fikir birliğine vardıklarını dile getirenler oldu.

Oysa şu anda ülkemizdeki hayvan bakımevlerinin 105 bin hayvan kapasitesi varken, 4 milyon olduğunu iddia ettikleri sokak köpeklerini hangi yöntemle ve hangi personelle yakalayıp istifleyecekleri sorulduğunda hiçbir yanıt veremeyen AKP’lilerin amacı sorun çözmek değil, köpekleri yok etmek, bunu yaparken de ihaleler yoluyla oluşacak ranta el koymak ve ormanları barınak inşaatı gerekçesiyle yapılaşmaya açmak! 

Ayrıca 5199 sayılı yasanın 6. maddesi kaldırılıp köpekler toplatıldıktan sonra o canların başına ne geleceğini tahmin etmek de zor değil.

Milletvekillerinin daha önce TBMM’de hiç olmadığı kadar emniyet görevlisi gördüklerini söylediği bir ortamda yapılan toplantıya demokratik toplum temsilcilerinin alınmamasının, görüşmelerin 13 saat 45 dakika boyunca yoğun tepkiye karşın baskıyla sürdürülmesinin ve televizyonun bozuk olduğu söylenerek Meclis TV’den yayın yapılmamasının nedeni de budur.

Çünkü ortada buram buram kan kokan bir yasa teklifi ve halktan gizlenmesi gereken gerçekler vardır. Mesele budur!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları