Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Halk, ümmet yerine yurttaşlık bağını kuran laik Cumhuriyeti kutladı

01 Kasım 2023 Çarşamba

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gelenek olduğu üzere Dolmabahçe Sarayı’ndan değil de Vahdettin’in adını taşıyan bir köşkten donanmanın geçit törenini izlemesi, sıradan bir olay değildir.

Atatürk ve Kuvayı Milliye’deki mücadele arkadaşlarının idam kararlarını imzalayan, 17 Kasım 1922’de Osmanlı’nın başkenti İstanbul’u işgal eden İngilizlere sığınıp HMS Malaya Zırhlısı ile Malta’ya kaçan kişi Padişah Vahdettin’di.

Erdoğan’ın Cumhuriyetin 100. kuruluş yıldönümünde Türk donanmasını Vahdettin Köşkü’nden selamlaması elbette bir mesaj taşıyor. Böylece kutlamalara Vahdettin’in adı karıştırıldığı gibi, konuşmasında “Reddi miras yapmıyor, şanlı tarihimizin her bir safhasını bağrımıza basıyoruz” demesi de o mesajla ilgili.

Devlet kurumlarının zoraki etkinliklerine karşın, halkın çok geniş bir katılımla sokağa çıkarak laik Cumhuriyeti kutlaması, siyasal İslamcılara, AKP’lilerin hayallerini süsleyen “ümmete” karşı güçlü bir yanıt oldu. Çünkü halk, 29 Ekim’de ümmet yerine yurttaşlık bağını kuran laik Cumhuriyeti kutladı.

ERDOĞAN 2014’TE 5. DİN ŞÛRASI’NDA NE DEMİŞTİ?

Aynen şunları söylemişti: “Batı’da Hıristiyanlıktan oluşan boşluğa örneğin yurttaşlık dini ikame edilirken Türkiye gibi Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerde de benzer bazı denemelere girişildi. Bunlar kendi elleriyle yurttaş dini benzeri dinler inşa ederek İslamın karşısına kendi yapay dinlerini koymanın çabası içinde. Din ve devlet işleri ayrı olsun diye kendi yapay dinlerini devlete egemen kılmanın mücadelesini verdiklerinin bilincinde değiller.

Bu sözlerden ne anlaşılıyor? 

Özetle, anayasal bir kavram olan “yurttaşlık” kavramının din ile yer değiştirmek için yaratıldığı, laiklik uygulansın diye bu “yapay dinin” devlete egemen kılınmaya çalışıldığı  söylenmiş. 

29 Ekim’de ülkenin her yerindeki meydanlarda bir araya gelen halk, bu anlayışa yanıt vermiş oldu. O gün insanları ortak bir sevinçte buluşturan din ya da ümmet değil; hangi dinden olurlarsa olsunlar, ister inançlı ister inançsız olsunlar, hangi etnik kökenden gelirlerse gelsinler, 100 yıl önce kurulan Cumhuriyetti. 

SİYASAL İSLAM, LAİK CUMHURİYETİN ANTİTEZİDİR

Pazar günkü yazıma bu nedenle, “Tarafınızı netleştirin: Devrimci laik Cumhuriyet mi, siyasal İslam mı?” başlığını koydum ve “Bunun arası, ortası, helalleşmesi yok!” diyerek bitirdim.

Bu düşüncelerimi, salı akşamı Flash TV’de Begümhan Aydoğan’ın hazırladığı Serbest Kürsü programında dile getirince eski AKP’li Emin Şirin, Cumhuriyetin gerçekleştirdiği medeniyet tasarımının tam karşısında İslami hassasiyetleri daha fazla olan yüzde 40’lık bir kesim bulunduğunu, demokratik hakları gereği farklı yönde oy kullandıklarını söyledi. Ilımlı İslam projesinin ideologlarından olan Samuel Huntington’ın “Medeniyetler Çatışması”nı anarak anayasanın başlangıç metninde yazanların kendisini de rahatsız ettiğini belirtti. Dr. Çiğdem Bayraktar ve ben Cumhuriyet Devrimi’nin ilkelerini savundukça da bizi “jakobenlik” ve “üstencilik” ile suçladı. Tabii kendisine, Huntington’ın Türkiye Ortadoğu’da lider olmak istiyorsa laiklikten vazgeçmeli diye yazdığını da hatırlattım.

Türkiye, neden bugün siyasal İslamın baskısı altında derseniz yanıtı işte bu çarpık yaklaşımda. Açıklayayım...

Siyasi bir aidiyet biçimi olan yurttaşlık, eşitlik ve özgürlük idealini içerir ve bu çerçevede devlet ile birey arasında hukuki bağı kurar. AKP kadrolarının 1923’te kurulan Cumhuriyet ile ilgili en temel sorunlarından biri budur. 

Şeriatı, padişahlığı ve halifeliği kaldıran,

Bu topraklarda yaşayanları kulluktan yurttaşlık statüsüne geçiren,

Egemenliği padişahtan alıp halka veren,

Laikliği anayasaya koyan sistemdir Cumhuriyet.

Hoşlarına gitmeyen budur.

Çünkü siyasal İslamın hedeflediği sistemde, yurttaşlık yoktur; birbirine din ile bağlı olanların oluşturduğu ümmet toplumu vardır. Herkes padişahın kuludur. Egemenliği de ümmet adına padişah kullanır.

Siyasal İslam, laik Cumhuriyetin antitezidir; onunla helalleşilmez!

Öyleyse yineleyeyim. Tarafınızı netleştirin: Devrimci laik Cumhuriyet mi, siyasal İslam mı?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları