Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Halk frene bastı!

03 Nisan 2024 Çarşamba

Siyasal İslamcı AKP iktidarında gericiliğin, yoksulluğun, kutuplaşmanın, adam kayırmanın ve hukuksuzluğun pençesinde kıvranan Türkiye’de halk sonunda frene bastı.

Neden 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde basmadı? O zaman da bu tehlikelerin hepsi yok muydu? Vardı.

Peki halka bunların sorumlusu olan Cumhur İttifakı’nın karşısında sunulan seçenek neydi? AKP eskisi siyasal İslamcılar, sağcılar ve tarikatçılarla kurulan 6’lı masa! O dönemde bunun ne kadar yanlış olduğunu anlatmak için çabalayanlardan biriydim ama bağımsız/muhalif medyanın neredeyse tamamı büyülenmiş gibiydi.

Toplumda büyük bir yılgınlığa neden olan o seçimlerden sadece on ay sonra ülke çapında böylesine bir silkinişi kimse tahmin edemedi. İstanbul, Ankara gibi kentlerde, yaşadığım Üsküdar’da ana muhalefetin kazanabileceğini görüyordum ama 31 Mart’ta ülke çapında alınan sonucu ben de öngöremedim.

İktidarın hukuka aykırı uygulamaları, montaj videoları ve terör kartı genel seçim sürecinde de kullanıldı, yerel seçim sürecinde de. Ama bu kez tutmadı. Bunun nedenlerini görmek için bu iki seçim arasındaki on aylık süreye bakmak gerekiyor.

ALTILI MASA ÇÖKÜNCE SAFLAR NETLEŞTİ

En önemlisi 6’lı masa çöktü, Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanlığı’ndan ayrıldı, yerine İmamoğlu destekli Özgür Özel geldi. Bu “değişim” diye sunulsa da pek öyle olmadığı, Özel’in de laikliği yeterince savunmadığı, oy için dinciler ve etnikçilerle teması sürdürdüğü, hatta ayet okuyarak oy istediği görüldü.

Fakat ekonomik krizin silindir gibi ezip geçtiği emekliler ve emekçiler son nefeslerini vermek üzereyken AKP’li cumhurbaşkanının alay eder gibi bütçede onlar için para kalmadığını söylediği, Filistin meselesi siyasette kullanılırken İsrail ile ticaretin son hızla sürdürüldüğü, adliyelerde şeriat ve hilafet çığlıklarının atıldığı, anayasanın ilk dört maddesinin tartışmaya açıldığı, iktidarın 29 Ekim’de Cumhuriyetin 100. yılında kutlama yapmaktan bile kaçındığı bir ortamda, seçmenler bu gidişata birilerinin dur demesi gerektiğini gördü.

Muhalefetteki ittifak siyaseti bozulup partiler kendi adaylarını çıkarınca da seçmen AKP’yi cezalandırmak için onun karşısında en şanslı gördüğü adaylar için oy kullandı. Karşıdevrim bu kadar azmışken, halk yoksulluktan inim inim inlerken gereğini yaptı ve AKP’yi sandıkta gömdü.

Bu nedenle 31 Mart’ta alınan sonuçlar, öncelikle sağduyulu seçmenin, Cumhuriyetçi demokrasiyi savunan laik kesimin başarısıdır.

Özgür Özel’in seçim boyunca “Türkiye ittifakı” diyerek halkı buna yönlendirmesi karşılık bulmuştur. Seçmenler, adaylar çok iyi olduğu ya da CHP’ye çok güvendiği için değil, AKP’ye “Dur” demek gerektiği için bu yolu izlemiştir. Ana muhalefete bir kredi açılmıştır ama bunun geri ödemesi dikkatle izlenecektir.

MÜCADELE YENİ BİR AŞAMAYA GEÇTİ

AKP tüm yurtta bozguna uğrarken, hak ettiği yanıtı alan İYİ Parti’nin erimesi ve MHP’nin oy kaybetmesi önemli ancak dinci sağda Yeniden Refah Partisi’nin (YRP) yükselişe geçerek üçüncü parti olması dikkat çekici. Belli ki AKP’ye tepki duyanların bir kısmı sandığa gitmezken önemli bölümü YRP’ye yönelmiş. 6’lı masada hiç hak etmedikleri şekilde önem verilen DEVA ve Gelecek Partisi’nin siyaseten hiçbir karşılığının olmadığı da ortaya çıktı.

Bu seçimin altı çizilmesi gereken bir sonucu da bazılarınca dile getirilen “DEM Parti olmadan seçim kazanılmaz” görüşünün gerçeği yansıtmaması. 

CHP ile bazı bölgelerde işbirliği yapsalar da seçime kendi adaylarıyla giren DEM’in Türkiye çapında aldığı oy oranı yüzde 5.7 civarındadır.

Sosyalist sol ise halkın bu çığlığını duyup en azından Defne gibi bazı bölgelerde tek bir aday belirleyememesi, Kadıköy gibi CHP’nin kalesi olan bir yerde Maçoğlu’nun aday gösterilmesi gibi hatalarının bedelini ödedi. TİP, Samandağ’da TKP adayını çekince kazanabildi. SOL Parti’nin, Hozat ve Saratlı’da kazanması, devrimciler açısından kazanç oldu.

Elbette mücadele seçimle sınırlı değil karşıdevrime, faşizme, talana, ranta karşı mücadele artık yeni bir aşamaya geçti. Unutmamak gerekir ki Cumhur İttifakı, hâlâ iktidarda!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları