Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Biz bitti demeden hiçbir şey bitmez’

21 Nisan 2024 Pazar

Siz kimsiniz?

Seçmenlerin oylarıyla belli bir süre için görev verilen bir siyasetçisiniz. Görev süreniz tamamlandığında yeniden seçim yapılınca siyasetçilerin geleceğini yine seçmenler belirleyecek ve halk bitti derse bitecek.

Sizin önerinizle yapılan anayasal düzenlemeye göre üçüncü kez aday olmanız olanaksız olduğu halde, ana muhalefetin size “mağduriyet kazandırmama” gerekçesiyle buna sessiz kalması yüzünden, geçen yıl tekrar aday olup seçime girmiş olabilirsiniz ama bu hukuksuzluğu yok etmez.

Üstelik TBMM erken seçim kararı almadığı takdirde, bugünkü koşullarda yeniden aday olmanız olanaksızken geleceği kendinizin belirleyeceğini söylemeniz, milletin vekillerinden oluşan ve duvarında “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” yazan TBMM’nin, dolayısıyla milletin iradesini yok saydığınız anlamına gelir.

Herhalde anayasayı sürekli çiğneyerek hukuk devletini yerle bir etseniz de iktidarı korumuş olmanızdan güç alıyorsunuz.

***

Durum buysa niye zaman zaman “Sandık hepimizin namusuna emanettir” diyorsunuz? Sandığı önemsemiyorsanız, neden yerel seçimlerden sonra “Vatandaşlarımız demokrasimizin sandık sınavından başarıyla çıkmasını sağladı. Seçmenin takdiri hangi yönde olursa olsun makbuldür, başımızın üstünde yeri vardır” dediniz.

Seçmenin takdiri makbulse, nasıl siz bitti demeden bitmiyor? Sandıkta kaybettiğiniz ortaya çıkınca bunu söylemenizin demokrasi ile bir ilgisinin olmadığının farkında mısınız?

AMA BİR DAKİKA… YOKSA BU BİR DEJAVU MU?

Acaba zamanda seyahat edip bir konuşmanızda, “Peki nasıl bir demokrasi? Bu demokrasi amaç mı olacak araç mı olacak? İşte burası tartışmaya açılmalıdır. Bize göre demokrasi hiçbir zaman amaç olamaz. Demokrasinin ancak ilmi noktada ele aldığımız zaman bir araç olduğunu göreceğiz. Bu medeniyet inanıyorum ki 21. asırda İslam medeniyetinin öne geçtiği bir asır olacaktır” dediğiniz İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminize mi ışınlandık?

Yoksa aynı dönemde, 1996’da Nilgün Cerrahoğlu’nun yaptığı bir söyleşide, “Demokrasi bir tramvaydır; gittiğimiz yere kadar gider, orada ineriz” dediğiniz günlere mi döndünüz?

Öyleyse neden geçen yıl 14 Mayıs genel seçimlerinden önce yandaş televizyonların yaptığı ortak yayında, “Demokratik yolla iktidara geldik. Milletim farklı karar verecek olursa, demokrasinin gereği neyse aynen onu yaparız” dediniz?

***

Yoksa sürekli sergilediğiniz bu çelişkileri unutup dönek solcular gibi size inanıp sizi demokrasi havarisi ilan edeceğimizi mi umdunuz? Ama biz siyasal İslamcıların takiyesine kanacak “kullanışlı aptallar” değiliz ki!

Acaba siyasetçi Demirel gibi “Dün dündür, bugün bugündür” diye düşünüp o sözü “Dün demokrasi dediysem bugün de işime gelince otokrasi derim” diye mi yorumluyorsunuz?

Bizim gibi biat kültürünü reddedip demokratik, sosyal ve laik bir hukuk devletini savunanları zaten hiç umursamıyor ve ne kadar çelişkili konuşsanız da her koşulda her zaman peşinizden gelecek kitleye mi güveniyorsunuz? Ama bakın onların bir kısmı da artık sandığa gitmemeye ve size oy vermemeye başladı!

Bir de son soru: Bu kadar zikzaklama başınızı döndürmüyor mu?

Ama şimdi yazarken aklıma geldi: Belki de gerçekten sınırsız iktidardan başınız fırıl fırıl döndü!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları