Kavgaya karşı yaratıcılık

03 Ocak 2014 Cuma

KABALIĞA VE HOYRATLIĞA KARŞI İNCELİK VE DAHA ÇOK SANAT

Geçen yılın son, yeni yılın ilk günleri... Sayısız yeni yıl tebrikleri... Her birinin gönlümde apayrı yeri... Sonra bir okur mektubu. Adı bende saklı... O mektup, günlerdir beni terk etmiyor.
Okurum, İstanbul’daki “Beethoven Festivali” çerçevesinde Zeynep Tanbay’ın Beethoven’ın yaylı çalgılar dörtlüleri üzerine koreografisini yaptığı ve sahnelediği, müziklerini Borusan Quartet’in seslendirdiği “Symbiosis”i izlemiş ve çok etkilenmişti. Bu bir dünya prömiyeriydi. Ne zamandır merakla beklenen bir olaydı. Okurum eseri izledikten sonra boşuna beklemişti eser hakkında bir yorum, bir eleştiri, bir değerlendirme yazısını Türk basınında... “Oysa” diyordu okurum, “Oysa geçen yıl, aynı Zeynep Tanbay’ın bir koreografisi Berlin Devlet Opera ve Balesi’nde sahnelenmişti ve ertesi sabah, tam 17 gazetede, eleştirilerini okumuştum.”

Sanatın dışlanması
Ah işte yarama tuz, biber basmak buna denir! Zeynep Tanbay’ın bu son çalışmasını sağlık nedenleriyle izleyememiştim. Ve sonraki günlerde ben de boşuna aramıştım, izlenim yazılarını...
Ancak salt bu eseri izleyememenin sıkıntısı değildi benimki. Derdim medyadan sanata ilişkin değerlendirme, eleştiri ve yorum yazılarının kovalanması... Derdim, hayatımızın güncel politik tartışmaların egemenliğine girmesi... Sanatın, bilimin, gerçek yaratıcılığın neredeyse yok sayılması. Varsa yoksa politik çarkların dişlileri arasında üretilen lafların çatışması... Havada uçuşan saldırılar, suçlamalar, küfürler ve hoyratlık... Sonuçta o dişliler arasında un ufak olan yine bizleriz...
Politika ve kavga bunca ön plandayken, ülkemizde “popülariteye” giden yol sansasyon ve karşısındakini “dövmekten” geçerken; toplum kaygıya, korkuya ve korku imparatorluğuna itilmişken... Sanatın dışlanmasını nasıl önleyeceğimizi düşünmemiz gerek.
Okur mektubu beni yıllar öncesinin gazeteciliğine döndürdü. Bir olayı, bir oyunu izler, o gece eleştirisini yazar, ertesi sabah gazeteye yetiştirirdik. Sadece Cumhuriyet’in değil, her gazetenin kültür sanat sayfaları vardı... Yaşamımızda daha çok, daha çok sanata yer vermek için yollar aramalıyız.

Teşekkürler TRT Haber
2014’ün ilk sabahı TRT Haber televizyonu Viyana Filarmoni Orkestrası’nın sunduğu Yeni Yıl Konseri’ni canlı yayınla verdi. Muhteşem bir ziyafetti. Yeni yıl konserleri arasında en ünlüsü kuşkusuz Viyana’daki ünlü “Musikverein” salonunda yer alanı... Bu yıl 92 ülkede canlı yayımlanan bu konserde efsanevi orkestrayı, efsanevi şef Daniel Barenboim yönetti. Konseri televizyondan izlemenin bir hoşluğu da, tüm hazırlıklara, o benzersiz inceliklere, özene, o olağanüstü çabaya ve emeğe tanıklık etmeniz... (Salonun, fuayelerin hazırlanışı, İtalya’dan çiçeklerin getirilişi, orkestranın konser öncesi çalışmaları, kulislerden görüntüler, şefin Viyana’ya gelişi, vb.)
Barenboim, kendisiyle yapılan röportajda “Bu konseri yönetmek için seçilmiş olmak, bir şefe verilebilecek en büyük armağan” diyordu. Bu seçimin gerisinde hiç kuşkusuz “maestro”nun dünya barışı çabaları vardı.
Çağdaş evrensel değerleri yücelten bu konseri, 92 ülkeyle birlikte bizlere de yaşattığı için teşekkürler TRT-Haber’e.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kaburga sohbetleri 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları