Yakup Kepenek
Yakup Kepenek yakupkepenek06@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Yolun Başında

10 Ekim 2011 Pazartesi
\n

\n

\n

\n

Anayasa çalışmaları başlamadan sergilenen iki ana görüş, sürecin gerçek niteliğini açıklayıcı özellikler taşıyor.\n

\n

Görüşlerden biri TBMM Başkanının başkanlığında bilim insanlarının anlaşılan büyük çoğunluğunun üzerinde birleştiği görüştür; ikincisi de Cumhurbaşkanının TBMMyi açış konuşmasında vurguladığı görüştür.\n

\n

Bilim insanlarının toplantısının tutanaklarından yeni anayasanın, Latince bir deyimle,tabula rasaya da boş levha yaklaşımıyla hazırlanması görüşünün ağırlık kazandığı anlaşılıyor (Radikal, 3 Ekim). Cumhurbaşkanı, Yeni anayasa hiçbir özel fikrin, partinin, ideolojinin ve doktrinin mührünü taşımamalıdır. Anayasanın taşıması gereken tek mühür milletin mührü olmalıdır diyor. \n

\n

Tabula rasa yaklaşımından, anayasa yapıcılarının düşüncesinin, geçmişin deneyim ve birikimlerinin etkilerinden tamamıyla uzak durması anlaşılır. Dünyadaki ve ülkemizdeki anayasa oluşumlarını göz ardı eden bu anlayış, tutarsız ve yanlıştır. \n

\n

Anayasayı hazırlayacak olanların akıllarının soyutlanması diye bir şey söz konusu olamaz. Aslında, tabula rasa yaklaşımıyla ulaşılmak istenen sonuç Cumhuriyetin kuruluş değerlerinin yok sayılmasıdır. Yeni anayasanın temelinde, Cumhuriyetin, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti özelliğinin bulunması sorgulanmak isteniyor. Daha somut noktadaysa asıl sorunun AKPnin Arap ülkelerine pazarlamasına karşın içeride bir türlü benimseyemediği laiklik olduğu kolayca anlaşılıyor.\n

\n

Cumhurbaşkanının mühür vurgusu, ilk bakışta, tabula rasa yaklaşımına karşıtmış gibi görünüyor. Öyle ya; mühür, damgalama amacıyla vurulur ve üzerinde neleri içerdiği bellidir; boş sayfa anlamındaki tabula rasa olamaz. Ancak bu Cumhurbaşkanının karşıtlığı tümüyle yüzeyseldir; mührün içinde neler olmaması gerektiğini hiçbir özel fikrin, partinin, ideolojinin ve doktrinin mührünü taşımamalıdır sözleri çok iyi açıklıyor. Burada istenmeyen, demokratik, sosyal hukuk devleti olmasa gerek; geriye laiklik kalıyor! Her neyse, mühürde nelerin olduğu belirsizdir. Gerçekte, Cumhurbaşkanı da tıpkı bilim insanlarının çoğunluğu gibi, Cumhuriyetin temel değerlerinin dikkate alınmamasını önermiş oluyor. \n

\n

Cumhuriyetin kuruluş değerleri hiçe sayılarak anayasa yapılması amacıyla yoluna çıkılması, hiçbir biçimde sağlıklı sonuç vermez. \n

\n

Ne olacak? Cumhuriyetin temel değerleri hiçe sayılarak daha özgürlükçü ve daha eşitlikçi parlak yarınlara mı uzanılacak? Kürt sorununa mı çözüm bulunacak? Geçiniz. \n

\n

Gerçekte, her iki yaklaşım da tam anlamıyla ideolojiktir ve Cumhuriyetin değerlerini yok saymada birleşiyorlar. \n

\n

AKPnin nasıl bir anayasa istediği geçen yıl 12 Eylül 2010da kanıtlandı. O değişikliklere evet veya yetmez ama evet diyenler; öncelikle, bu ülkede yargı bağımsızlığı, adaletin işleyişi, hak ve özgürlüklerin güçlenmesi ve özellikle de basın özgürlüğü konularında bir hesaplaşmaya gitmek ve topluma hesap vermek zorundalar. \n

\n

Varlığını Cumhuriyetin değerlerinden alan CHPnin de bu çok sakıncalı gidiş karşısında yalpalamadan ve çok daha duyarlı davranması gerekiyor. \n

\n

Daha yolculuğun başında Cumhuriyetin kuruluş değerlerini yok sayanların ilerleyen günlerde neler yapabileceklerinin çok doğru bilinmesi gerekiyor.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları